Evrimsel psikiyatri

Evrimsel bakış açısı bize bugün gördüklerimizin ötesini gösterir. İnsanın ve tüm canlıların sahip olduğu veya olmadığı özelliklerin tarihsel bir bakış açısı ile değerlendirilmesini sağlar. Nasıl ki sıklıkla kültürel tarihimizin önemi sürekli vurgulanır ve -doğru ya da yanlış- tarihimizi bilmenin geleceği inşa etmede önemli olduğu vurgulanıyorsa buna benzer bir bakış açısı ile biyolojik tarihimizi bilmenin de bizi aydınlatacağını iddia edebiliriz. Tabi buradaki vurgumuz geleceğimizi inşa etme cüretinin biraz gerisindedir. Buradaki vurgu bugünü anlamak konusundadır. Eğer biyolojimizin sahip olduğu uzuvların hangi özellik ve yetenekleri olduğunu bilirsek bunları tedavide daha iyi kullanabiliriz. Bedenimizi ve kendimizi daha iyi tanırız. Günümüz insanlığı halen “her şeyi bilen zihin” halinin çok uzağındadır. Modern bilimin ukalalığı olarak buna bir gün ulaşacağımız yanılsamasını bir yana koyarsak, aslında birçok şeyi bilen bir zihnin bile çok gerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Hangi organımız neyi nasıl yapıyor konusunun kaynak kodlarını henüz çıkaramadık. Bu ortaya çıkarma sürecinde evrimsel bakış açısı bize yardımcı olabilir. Hangi uzuvlarımızın güncel bir işlevi olduğunu araştırırken hangi uzuvların tarihsel bir anlamlı olan ve hâlihazırda o kadar işlevi olmadığını da öğrenmiş oluruz. Ama uzuvlarımızın ve biyolojimizin insan öncesi zamandan beri kullanılageldiğini ve atalarımızın gelişiminde kritik bir özelliği olan veya gelişiminde zorunlu olarak yanında getirdiği “yan etki” özelliğinde olduğunu bilirsek hem tedavi için hem de başka bir hastalığı tedavi ederken bozmamak için dikkat odağımızı sağlıklı yönetmemizi sağlar. Burada uzuv kelimesini organ olarak düşünebileceğimiz gibi, en temel yapı taşı hücreler ve ötesinde genlerimizdeki baz dizilimlerine kadar indirgeyebiliriz. Hatta zihnimiz(ruhumuz-benliğimiz) bile buradaki uzuvlardan biri gibidir!
Evrimsel biyoloji gibi evrimsel psikiyatri de hem bugüne hem geçmişe ışık tutacak çok önemli bir tartışma ortamı sunar. Acaba bugün neden depresyona giriyoruz. Peki, panik atak neden bu kadar yaygın? Dahası şizofreni tüm toplumlarda benzer oranda görünüyor; bunu nasıl açıklarız? Tüm bu sorular evrimsel psikiyatrinin tartışma alanına girer. Tüm bu tartışmalar psikiyatri camiasının çok önemli isimlerinin katkıları ile Bilim ve Ütopya Temmuz sayısında. Bu konulara burada kısa kısa girmektense tüm okuyucularımızı yazının bu aşamasında temmuz sayımızı alıp okumaya davet ediyoruz.

Etiketler