Felsefe

Aşkın dili

Sevgimin nasıl bir sevgi olduğunu anlatabilmem için gündelik dilden uzaklaşmam ya da gündelik dili kendime göre özelleştirmem gerekiyor. İşte bu noktada aşkın da sanat gibi bir tür kültür olduğu gerçeğiyle yüzyüze geliyoruz.

Canımızla öğrenmek

Doğruyu biliyor, güzeli, iyiyi, haklıyı, haksızı biliyor, ülkelerin tinini (sprit, Geist, esprit) ele geçirmeye çalışan güçler. Bir ülkenin tini, o ülkedeki bilim, sanat, düşünce etkinliklerinden, ürünlerinden oluşur.

Bilimin canı incedir

Yunus Emre’nin deyimiyle sarp zamandayız. “Bu halk öğüt işitmez ne sarp zaman olısar (olacak)” diyor. Sarp zaman hemen her alanda kabalığın, hoyratlığın egemen olduğu zamandır. İnsan can olduğunu unuttu. Sanat, bilim, düşünce, inanç için; can için olduğunu unuttu.

Materyalist bir dil felsefesine doğru

Felsefesel bir problem alanı olarak dil, tıpkı dilbilim çalışmalarında da olduğu gibi uzunca bir dönem kendi başına dilin ne olduğunun anlaşılması amacıyla değil, varlık, oluş, bilinç, anlam vb. “üst” sorunlar dahilinde ele alınmış ve münferit bir olgu olarak görülmemiştir. Fakat yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana bu konuda bir takım değişiklikler yaşanmış ve dil, düşünce dünyasında kendi özerk alanına kavuşmuştur.