Politika

Burjuvazinin ilk büyük şiddeti: İngiliz Devrimi

İlericilik kavramı ahlaki bir onaydan ziyade 16. ve 17. yüzyıllarda var olan seçenekler arasında üretim ilişkilerini ve üretici güçleri geliştiren, daha iyi ve eşitlikçi bir topluma doğru ilerlemenin nesnel yolunu açan bir sisteme işaret ediyordu. Bu sistemin sahiplerinin, küçük mülk sahibi köylüye yönelik tasfiyesi ve halka yönelik zorbaca uygulamaları bir yana gelişmenin doğrultusu ekonominin merkezileşmesine ve üretimin büyümesine doğruydu.

“Bireysel çıkar ve insan doğası”: Burjuva dünya görüşünün eleştirisi

19. yüzyılda Batı’daki egemen sınıf ideolojisinin temel kavramlarından biri olan “özgür girişim” (Laissez-faire) kavramının başlatıcısı ve kapitalist toplumsal sistemin öncü kuramcısı Adam Smith, sistemin geçerlilik savlarını geliştirirken, felsefi-metafizik ve psikolojik bir kavram olan “insan doğasından yola çıkar.

Gramsci ve Mao

Günümüz Yeni Sol düşüncesindeki en önemli gelişme, düşüncelerin, ideolojilerin ve kültürün toplumda oynadığı role ilişkin zihinsel bir uğraşının ortaya çıkmasıdır. Çoğu Yeni Solcu aydının açıklamaya uğraştığı esas mesele, Batılı egemen çevrelerin burjuva hâkimiyetini sağlama noktasında nasıl olup da yönetilenlerin rızasını alabildiğidir.(1) Marx, Engels ve Lenin de, daha dar bir çerçevede de olsa, “ideolojik üstyapı” sorunuyla ilgilenmişlerdir. Marx, Alman İdeolojisi’nde [The German Ideology] (s.

Şerif Mardin’de Kemalizm ve din sorunu

1950’li yıllardan beri eser vermekte olan Şerif Mardin, önce Bediüzzaman Said Nursi Olayı adlı kitabının yarattığı etki ve tartışmalardan dolayı 1990’larda, ardından mahalle baskısı kavramını ortaya atmasından dolayı 2000’li yıllarda kamuoyunun gündemine gelmiş ve geniş kesimlerince tanınmış bir sosyal bilimciydi. Bu nedenle ölümünün ardından gazetelerde bir dizi değerlendirme yazısı kaleme alındı. Ancak bu tür yazılar ya genel bir karşıtlık ya da tarafgirliğin yeniden olumlanması ya da yazarların Şerif Mardin ile kişisel ilişkilerinden kalan izlenimlerin aktarılması düzeyinde kaldılar.

Ders kitaplarında “cihat”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı yeni öğretim programlarında yer alan “cihat” kavramının ders kitaplarındaki içeriğine bakıldığında tüm liselerde seçmeli olarak okutulan “Temel Dini Bilgiler” dersi ile imam hatip okullarında zorunlu olan “Fıkıh” dersinde “ilahi mesajı insanlara duyurmak, nefse karşı mücadele etmek ve Allah’ın dinini yüceltip yaymak için elden gelen çabayı göstermek, Allah için yaşamak ve fedakârlık” olarak tanımlandı. “İmam Hatip Ortaokul Temel Dini Bilgiler İslam 7” dersinde “Allah’a Kulluk ve İbadet” ünitesinde cihat başlığı da vardır.

Çin Halk Cumhuriyeti: Kızıl Bekçiler

1966 ortalarında Çin’de bir “kızılca kıyamet” koptu. Yumruklarını sıkmış çoluk çocuk “Kızıl Bekçiler”, sokaklara “Kültür İhtilâli” taşırıyorlar.

Kapitalist dünyada da “asi gençlik” var, süzme salon züppeliğidir; bitli bitnik adlı ekzistansiyalizm var, alafranga dervişliktir. İki olay hiç benzeşiyor mu? Kapitalizm; Çin olaylarına bakınca, kendisini aynada görüyormuşça bir sevince kapıldı. “Asi gençlik” nasıl, emperyalizm çağındaki kapitalizmin yozlaştırıcı bir kıyamet alâmeti ise, “Kızıl Bekçiler” hareketi de tıpkı öyle, “sarı” dünyanın çöküş alâmeti olamaz mı?