Aile savaşları! Araştırmacılar, Vikingler döneminde İzlanda’da meydana gelen cinayetlerin, büyük ölçüde, kurbanlarından daha geniş bir aileye sahip olan kişiler tarafından işlendiğini ortaya koyuyor. Ailelerin büyüklükleri arasındaki farklılıklar, uzun bir süre boyunca, küçük ölçekli toplumlarda kimin kim tarafından öldürüleceğini belirlemiş olabilir.
Cinayet olgusu, İzlanda’nın eski yerleşimcileri olan Vikingler arasında bir aile meselesi olarak düşünülürdü. Ve aile ne denli büyürse, kan dökme eğilimi de o derece artardı. Altı kuşağı kapsayan üç farklı aile öyküsünden elde edilen veriler, ailenin büyüklüğü açısından mevcut bulunan farklılıkların, küçük ölçekli topluluklarda kimin kimi öldürdüğü üzerinde uzun zamandan bu yana etkili olduğu fikrini desteklemektedir. Bu epik öyküler ya da destanlar doğumlardan evliliklere ve anlaşmalardan kan davalarına kadar her olaya ilişkin kayıtlar içermektedir.
Oxford Üniversitesi’nden evrimsel psikolog Robin Dunbar’ın liderliğini yaptığı bir ekibin değerlendirmelerine göre, İzlanda’nın Viking katilleri, kurbanlarının yaklaşık üç misli biyolojik akrabaya ve evlilik yoluyla edinilmiş akrabaya sahipti. Bilim insanları, Evrim ve İnsan Davranışı dergisinin (Evolution and Human Behavior) elektronik basımında yayınladıkları çalışmada, beş ya da daha fazla sayıda cinayetten sorumlu “başarılı” katillerin, akraba sayısı açısından en büyük avantaja sahip Vikingler olduğunu ifade etmiştir. Araştırmalarda öne sürüldüğü üzere, özellikle başarılı katiller -sahip oldukları büyük ailelerin maktulün daha küçük ölçekli ailesi tarafından gerçekleştirilebilecek intikam saldırılarının önünde caydırıcı bir güç olduğu bilinciyle- kurbanlarını dikkatle seçmişlerdir. Yine araştırmacılara göre, bu cinayetlere yol açan etmen toprak mücadeleleri ve gaspıdır. Sadece bir defa cinayet işleyenlerin mensubu oldukları aileler, kurbanların ailelerinden çok büyük değildir; bu cinayetlere zemin hazırlayan durumlar muhtemelen hakaret veya tahriktir.
Çarpıcı bir diğer nokta da destanlarda bahsi geçen erkeklerin yaklaşık %18’inin öldürülmüş olmasıdır. Bazı modern avcı-toplayıcı ve köy-temelli topluluklarda da, daha ziyade intikam güden aileler arasında yaşanan intikam amaçlı cinayet döngülerinin yol açtığı benzer yüksek cinayet oranları bildirilmiştir. Rakip grupların ölümcül saldırıları 10.000 yıl öncesine ya da daha eski dönemlere tarihlenebilmektedir. Dunbar, cinayet oranlarının, toplumsal düzeni sağlayan ve koruyan merkezi yetki makamlarının yokluğunda arttığını öne sürmektedir: “Asıl sorun İzlanda’nın Vikingleri arasında bu kadar fazla sayıda katilin bulunması değil; cinayetlerin, kişinin böyle bir riski almak için yeterli aile avantajına sahip olup olmadığına dair dikkatli bir değerlendirmenin ve hesaplamanın ardından işlenmesiydi. Bu görüş, İngiliz mühendis Frederick Lanchester tarafından 1. Dünya Savaşı sırasında geliştirilen matematiksel savaş gücü formülleriyle ilişkilidir. Lanchester’ın savaş yasalarından birine göre, savaşın tarafları arasında nicel ve/veya nitel büyüklük açısından mevcut bulunan farklılıklar arttıkça daha büyük grubun daha küçük grup üzerindeki dövüş avantajı ters orantıyla artmaktadır.
Dunbar’ın çalışma grubunun vardığı sonuca göre, bu yasa, tıpkı İzlanda Vikingleri’nde olduğu gibi, küçük ölçekli topluluklarda aile büyüklüğü açısından mevcut bulunan farklılıklar için de geçerlidir. Oxford Üniversitesi’nde evrimsel biyolog ve siyaset bilimci olarak görev yapan ve bu yeni çalışmada yer almayan Dominic Johnson’a göre, daha fazla sayıda akrabaya sahip olmanın sanayi öncesi gruplarda ölümcül saldırılar için cesaret verici olabileceği (tıpkı Viking örneğinde olduğu gibi) ihtimaline ilişkin değerlendirmeler/bulgular yetersizdir. Johnson, insanların, şempanzelerin ve kurtlar gibi sosyal avcıların az olmayan sayıdaki düşmanlarına veya rakiplerine saldırmak amacıyla örgütlendiklerinde grubun büyüklüğünü izlemek ve saldırıyı başlatmak üzere evrimleştiklerini öne süren kanıtları yeniden incelemiştir. Dunbar ve arkadaşları yaklaşık olarak 900 ila 1100 yılları arasında meydana gelmiş olayların anlatıldığı üç İzlanda aile destanını incelemiştir.
İzlanda’nın ilk yerleşimcileri bölgeye, 800’lerin sonunda İskandinavya ve kuzey Avrupa’dan gelmiştir. Destanlarda, 1020 kişinin yer aldığı, düşmanlıklar ve cinayetler dahil çeşitli olaylar hakkında bilgiler yer almaktadır. Destanlarda bahsi geçen kişilerden her biri için araştırmacılar biyolojik ve evlilik yoluyla oluşan akrabalık ilişkilerine dair bir ağ tespit etmiştir.
İzlanda’nın Vikingler döneminden kalan ve bir tanesi de çiftçi ve savaşçı Egil Skallagrimmson’a odaklanan, üç adet yazılı aile öyküsünün incelenmesi sonucunda, büyük ailelere mensup kişilerin, daha küçük klanların üyelerini öldürdüğü anlaşılmıştır.
Norveç yasalarına göre, kurbanın akrabaları, intikam cinayetine izin verilmesi ya da kan parası ödenmesi şeklinde katilden tazminat alabilmektedir. İzlanda destanları, ailenin büyüklüğünden bağımsız olarak, itibarın korunması ve başka saldırılara mani olunması amacıyla, öldürülen akrabaların öcünün alınmasının öneminden bahsetmektedir. Bu üç destanda, toplamda 66 kişi 153 ölüme yol açmış; bazı durumlarda saldırganlardan ikisi veya daha fazlası aynı cinayette rol almıştır. Katillerden hiçbiri kendi kurbanlarıyla biyolojik yönden akraba değildir (kuzen veya daha yakın akrabalar gibi) ancak kurbanlardan bir kadın, kendisini öldüren katilin baldızı konumundadır. Katillerin yaklaşık olarak üçte ikisi ya da daha fazlası, kurbanlarına kıyasla, ailelerinin her iki tarafından daha fazla sayıda biyolojik akrabaya ve evlilik yoluyla edinilmiş akrabaya sahiptir. Tüm cinayetlerin %45’inden sorumlu altı erkeğin her biri, 5 ila 19 kişiyi öldürmüştür. Diğer 23 kişi 2 ila 4 kişiyi öldürürken, geri kalanlar tek cinayet işlemişlerdir. Sıklıkla cinayet işlemiş olanlar, kurbanlarına kıyasla, biyolojik veya evlilik yoluyla daha fazla toplumsal ilişkiye sahip kişiler olup bu durum, araştırmacılarca, söz konusu katillerin hassas ve kırılgan durumdaki ailelerin mensuplarını hedef aldıkları şeklinde açıklanmaktadır.
Çeviri: Arzu ÇAKIR
Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/big-viking-families-nurtured-murder?tgt=nr
Bu yazı Bilim ve Ütopya'nın ekim 2016 sayısında yayımlanmıştır.