Ova çizgili tenreği: Dikenli böcekçil

Tenrekler Madagaskar ve Afrika’nın iç kısımlarında yaşayan bir böcekçil memeli ailesidir. Görüntüleri nedeniyle pek çok diğer hayvana benzetilebilirler. Yakınsak evrim sonucu kirpi, sivrifare, opossum ve çeşitli fare türlerine benzer özellikler kazanmıştır.

Ova çizgili tenreğine gelinirse (Hemicentetes semispinosus), bu canlının renkli bir kirpiyi, aynı zamanda da küçük bir sivrifareyi andırdığı görülebilir. 16-19 cm arası boydadır, sırtının ve boynunun tamamı sarı ve siyah çizgiler şeklinde ilerleyen dikenlerle kaplıdır, hayli uzun bir buruna sahiptir ve vücutlarında bir kuyruk bulunmaz. Görüntüleri her ne kadar çoğu kişiye sevimli gelse de, bu canlının ellenmemesi ve rahatsız edilmemesi gerekir, çünkü dikenleri hayli tehlikeli olabilir.

Bahsedilen dikenlerin büyük bir kısmı deriye bağlıdır, özellikle boynundaki dikenler sarı ve dikkat çekici bir taç oluşturarak tehdit durumlarında ikaz verebilir. Tehdit durumu devam ederse, tenrek bu tacı kullanarak avcının ayak, bacak, burun veya gözünü yaralayıp tahriş edebilir. Vücudun sonuna doğru bulunan dikenler ise sabit değildir ve uçlarında daha küçük kancalar bulunur, bu sayede avcıya doğru fırlatılıp acı verilebilir. Benzer koruma sistemleri ekidna ve kirpilerde de bulunmaktadır.

Sırtın ortasında bulunan dikenlerse çok daha farklı bir özelliğe sahiptir. Bu dikenler hayli tırtıklı ve özelleşmiş yapılara sahiptir ve içlerinde belirgin şekilli boşluklar bulunur. Tenrek bu dikenleri birbirine sürttüğünde, güçlü bir cırıldama sesi çıkartabilir. Bu ses diğer bireylerle avcı, gıda veya sığınak haberleşmesi için kullanılabilir. Bu durumda ilginç olan şey, başka hiçbir memelide bu tür bir cırıldama özelliğinin bulunmamasıdır. Cırıldama (stridulation), çoğunlukla böcek türleri arasında yaygın olan bir özelliktir, çekirgeler ve ağustos böcekleri bunu arka bacakları ve kanatlarını kullanarak gerçekleştirir. Bazı yılanlar ve balıklardaysa cırıldama pulların birbirine sürülmesi sonucu ortaya çıkar. Yakınsak evrimin bu derece çalışması etkileyicidir, özellikle ova çizgili tenreği gibi Madagaskar gibi izole bir bölgede yaşayan türden başka bir memeli türünde bu özelliğin görülmemesi hayli ilgi çekicidir.

Tenreklerin evrim süreci boyunca, primatların çoğunda olduğu gibi işlevi ve kendisi kaybolan kuyruğuna ek olarak, sahip olmadıkları başka bir organ daha vardır: skrotum. Bu canlının vücut sıcaklığı çoğu memeliye göre hayli düşüktür ve bu sebeple testislerin vücudun dışında tutulması gerekmez, sperm üretimi vücudun içinde gerçekleştirilir. Tenreklerin geneline bakıldığında 2 ila 32 arasında değişen bebek sayısı görülürken, ova çizgili tenreği 5-8 bebekle 58 günlük hamilelik süreci sonrası ortalama sayılarda üremiş olurlar. Bebekler yaklaşık bir ay boyunca sütten kesilmez, sonrasında çiftleşme erginliğine erişene kadar ebeveynlerle beraber geniş ailelerinin içinde kalır. Bu tenrek türü hayli sosyaldir, aileler 15 bireye kadar çıkabilir.

Bu tür ve diğer tenreklere has bir başka özellik ise, plasentalı memelilerde hiç yaygın olmayan kloaktır. Kloak, vücudun en sonunda bulunan bir açıklıktır ve hem üreme, hem de boşaltım sisteminin çıkışı görevini görür. Çoğu memelide, hatta tenrekler ve altın köstebekler hariç tüm plasentalı memelilerde kloak embriyonik seviyede ikiye ayrılır ve bu sayede üreme ürünleri ve boşaltım ürünleri iki farklı çıkıştan atılabilir. Tenreklerde ise kuşlar, sürüngenler, balıklar ve başka birçok türde olduğu gibi tek bir açıklık vardır. Yakınsak evrim sonucu pek çok benzer özellik edinmiş ova çizgili tenreğinin bu tür ilkel bir sisteme sahip olması olağandışıdır.

Kaynaklar

http://www.strath.ac.uk/press/newsreleases/2011/headline_455782_en.html

http://animaldiversity.ummz.umich.edu/accounts/Hemicentetes_semispinosus/

Cem Batuhan BERKOL

Güncel Bilim