Uzayda bilim yapmak

Yazan
Prof. Dr. Sıtkı Çağdaş İnam
Başkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Yazının Okunma Süresi
1 dakika

Gece gökyüzü her zaman ilham verici olmuştur. İnsanlık bir yandan kendisine büyük bütünün küçük bir parçası olduğunu hissettiren gökyüzüne bakarak heyecan duymuş, bir yandan da gece gökyüzünde gözlediği gökcisimlerini daha iyi anlama ve bu cisimlerin konumlarından yararlanarak takvim, seyrüsefer vb. ile ilişkili bilgi ve teknikleri geliştirme fırsatı bulmuştur. Bilim ve teknoloji geliştikçe daha yetkin gözlem aletleriyle gökyüzüne bakılmış ve bunun sonucunda Evren hakkındaki bilgimiz hep artmıştır.

Teknolojinin gelişimi bir yandan Evreni anlamamıza yardım ederken bir yandan da teknolojinin nimeti olan yapay aydınlatma sayesinde insanlar günbatımından sonra zamanlarını yapay ışık gerektiren pek çok yeni faaliyetle değerlendirmeye başlamıştır. Ancak, plansızca ve ölçüsüzce kullanılan yapay aydınlatma sonucu ortaya çıkan ışık kirliliği, gökyüzüyle olan ilişkimize her geçen gün daha fazla zarar vermeye başlamış ve insanlar gökyüzünü tanımaz ve hatırlamaz hale gelmiştir. Teknoloji bir yandan çıplak gözle bize güzelliğini sergileyen gökyüzünü elimizden alırken, bir yandan da gökyüzünü doğrudan tanımamıza ve incelememize olanak veren yeni araçlar sağlamıştır. Bu araçlar Dünya yüzeyinde veya atmosferinde gökyüzünü gözlemek üzere değil, gökyüzüne -ya da daha doğru bir deyişle uzaya- ulaşarak gökyüzünü incelemek amacıyla geliştirilmiştir. Roket teknolojilerindeki gelişmelerle uzaya gönderilmelerine olanak sağlanan bu araçlar 20. yüzyılın ikinci yarısında başlayan uzay çağının belki de bilime en değerli armağanı olmuştur. Uzaya bilimsel amaçlarla yollanan araçlar içinde ilk akla gelenler Dünya çevresindeki bir yörüngeye girmek üzere fırlatılan bilimsel amaçlı yapay uydular ve/veya çok amaçlı yapay uydularda yer alan bilimsel aletlerdir.

Dünya yörüngesine gönderilen uyduların bir kısmı yeryüzünü gözlemek amacına sahiptir. Bu uydular, temel bilimsel bilgiye hizmet etmekten askerî casusluk görevini yerine getirmeye kadar çok farklı amaçla uzayda bulunmaktadır. Eğer yazımızın konusuna dönersek, “yeryüzüne bakan” uyduların bilime hizmetleri arasında hava tahmini ve uzun dönemli iklim analizleri için atmosferik ve meteorolojik veri toplama (örneğin bkz. Yer sabit (jeosenkron) meteorolojik gözlem uydu dizisi olan Meteosat [1], ayrıca Şekil 1); jeoloji, hidroloji, tarım vb. ile ilgili amaçlar için yeryüzü karalarını ve denizlerini gözlemek ya da daha doğru bir deyişle “uzaktan algılama” (örneğin bkz. ülkemizde tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu TÜBİTAK RASAT [3]) ilk akla gelenlerdir. Yere bakan uydular sayesinde Dünya’nın hemen hemen her bölgesinin yüksek çözünürlükte haritalandığını da belirtmek gerek (örneğin Landsat uyduları için bkz. [4]; ayrıca İstanbul’un farklı yıllarda Landsat uydularınca elde edilmiş fotoğrafları için bkz. Şekil 2).

Yazının devamı Bilim ve Ütopya dergisinin Mart 2022 Antik Mısır'dan Mars'a UZAY SERÜVENİ kapak dosyasında!

Kapak
Etiketler
uzay
uzaybilim
mars
marsta yaşam
antik mısır
antik uygarlıklar