Kopernik Kuramı ve Osmanlılar

Bilim ve Ütopya’nın Şubat 2018 sayısında “Dönen Dünya Varsayımı” adlı yazımızda Kopernik’in kurmuş olduğu Güneş Merkezli Kuram’dan, Nisan 2018 sayısında “Kopernik’in Öncüleri Müslüman Astronomlar” adlı yazımızda da Kopernik’i etkileyen Müslüman astronomlara değinmiştik. Bu yazılar Kopernik öncesi ve Kopernik’in yaşadığı dönemlerde Müslüman astronomların konuyla ilgili olarak Batı’dan hiç de geri kalmadığını, hatta bazı yönlerden ileride olduğunu göstermektedir.

Bilindiği üzere Rönesans’ın ünlü astronomu Nikolas Kopernik (1473-1543), Güneş Merkezli Evren Modelini 1543 yılında yayımlanan De Revolutionibus Orbium Coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine)  adlı meşhur eserinde tanıtmıştır. Kopernik’ten sonra Batı’da yapılan astronomi ve fizik çalışmalarıyla Güneş Merkezli Kuram’ın geçerli olduğu kanıtlanmış, özellikle Tycho Brahe (1546-1601), Galileo Galilei (1564-1642), Johannes Kepler (1571-1630) ve Isaac Newton’un (1643-1727) çalışmaları sayesinde, yani 17. yüzyıldan sonra kuram tam olarak kabul edilmiş ve modern astronominin temelleri atılmıştır. Şimdi şu soruyu sorabiliriz: 16. yüzyıla kadar Doğu’da bu derece ileri düzeyde olan astronomi biliminde, astronomide devrim olarak nitelenen Kopernik Kuramı ne zaman kabul edilmiştir? 15. yüzyıldan sonra Doğu biliminin öncüleri Osmanlı Türkleridir. Dolayısıyla soruyu şu şekilde sorabiliriz: Osmanlı Türkleri Kopernik Kuramı’nı ne zaman tam olarak benimsediler?

Osmanlıların Avrupa’da 17. yüzyılda gelişen modern bilimler ve modern astronomi ile ilk temaslarının 17. yüzyıl ortalarında başladığını biliyoruz. Ancak yeni astronominin Osmanlılarda kabul görmesi için 19. yüzyılın ortalarını beklemek gerekir.

Modern astronominin ve Kopernik Kuramı’nın Osmanlılara girişini sağlayan ilk eserler genellikle Batı kaynaklı astronomi katalogları ve coğrafya çevirileridir. Kopernik sisteminden bahseden ilk eser, Fransız astronom Noel Duret’in (1590-1650) 1637’de yazmış olduğu astronomi kataloğunun Tezkireci Köse İbrahim Efendi (17. yüzyıl sonları) tarafından 1660-1664 yıllarında yaptığı çevirisidir. Secencel el-Eflâk fî Gâyet el-İdrâk (İdrâkin Gâyesinde Feleklerin Aynası) adıyla yapılan bu çeviride Tezkireci Köse İbrahim Efendi günümüze kadar yazılmış olan kataloglardan ve Kopernik’ten, yani Güneş Merkezli Kuram’dan bahseder. Modern astronomiden bahseden ikinci eser ise Ebû Bekr ibn Behrâm ibn Abdullah el-Hanefî el-Dimaşkî’nin, Wilhelm Blaeu (ölümü 1638) ve oğlu Joan Blaeu tarafından hazırlanan ve 1650-1665 yıllarında Amsterdam’da basılan on ciltlik Atlas Major  (Büyük Atlas) adlı eserin Coğrafya-yı Atlas (Coğrafya Atlası) adıyla dokuz cilt kısaltılmış çevirisidir. Dimaşkî eserin girişinde astronomi biliminin önemini belirtip İslâm Dünyası’nın durumunu ve Avrupalıların bu konudaki görüşlerini verdikten sonra eski ve yeni astronomi sistemlerini, yani Yer Merkezli Kuram ile Güneş Merkezli Kuramı ele alır.

Prof. Dr. Yavuz UNAT • Kastamonu Üniversitesi Felsefe Bölümü

Yazının tamamı Bilim ve Ütopya'nın temmuz 2018 sayısında!

Bildiğiniz Gibi Değil