5 Eylül 1795 (21 Sefer 1210) Tarihli Osmanlı Eyaleti Cezair ile ABD Arasındaki Dostluk ve Barış Anlaşmasının 22 Maddelik Orijinal Türkçe (Osmanlıca) Metninin Okunuşu (798)
1. Fasıl
İbtida ki faslın kavl u kararı oldur ki iş bu 1210 senesinde hala Merikan Ceziresi Eyaletlerine mutasarrıf dostumuz Corco Vaşinto (799) her biri zebti (?) nam Merika hakimi ile ocağımız Mahruse-i Cezair-i Garbta sahib-i devlet olan saadetlü Hasan Paşa (800) -yesserellahü ma yezid vema yeşa- Hazretlerinin rey ve asker-i mansure Ağası ve kul kethüdası ve sair erbab-ı divan ve cümle asakir-i mansure ve canibinin reayaları ittifakıyla bu sulh ve selahımız ve metin ve muhkem olub sabit olmuştur. Ba’del yevm sulhümüze muhalif ve mugayir ve fasid idicek bir söz kalmamış. Vesselam (801) Tahriren fi 21 Safer, Sene 1210.
2. Fasıl
İkinci faslın kavl u kararı oldur ki Merikan hakimi dostumuzun gemileri gerek büyük ve gerek küçük ve kezalik anların hükmünde olan reayasının gemileri mahruse-i Cezayir iskelesi veyahut taht hükmünde olan iskelelere varurlar ise adet-i kadim üzere rızklarından ötürü sattıklarında sair İngiliz ve Felemenk sevid bazerkanlarının vire geldüği ve anlara akdolunan gümriği 100 guruşta beş guruş gümrük alına. Ziyade taleb olunmaya. Ve bir dahi budur ki satılmayan rızkların yine gemiye koyup götürmek murad ettiklerinde bir kimesne anlardan bir şey talep itmeye. Ve mezkur iskelelerde bir kimesne anları incidüb alıkomalayaiar. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
3. Fasıl
Üçüncü faslın kavl u kararı oldur ki Merikan hakimi dostumuzun gerek korsan ve gerek bazargan ve gerek Cezair’in korsan ve bazargan gemileri ruy-i deryada birbirlerine rastgelüb buluştuklarında aramaktan ve birbirlerin incitmekten beri olup rivayet ve hürmet ile birbirlerinden yollarına gitmeden bir kimesneye mani olmaya. Ve biri dahi budur ki içlerinde herkangı cins olursa olsun yolcu oldukta rızkları ve malları ve eşyalarıyla her ne canibe giderler ise birbirin incidüb bir şeylerin almaya ve bir yere götürmeyeler ve eğlendürmeyeler ve hiçbir vecihle birbirlerine zarar u ziyan itmeyeler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
4. Fasıl
Dördüncü faslın kavl u kararı oldur ki, mahruse-i Cezair’in Korsan gemileri Merikan bazargan gemilerine rastgeldikte gerek büyük ve gerek küçük Merikan'ın hükmeyledüği yerlerden taşra gelürler ise, yalnızca bir sandal görderile. Ve kürekçilerden gayri ancak iki adem ile gide, vardıkta iki ademden gayrı gemiye girmeye. Zikrolunan gemi reisinin izni ve icazeti ola. Ol vakit hakiminin pasaportusun gösterdükte gemiye varan hizmetini alelacele kamil edüp, ve ne bazargan gemisi dahi yoluna gide. Ve bir dahi budur ki Merikan hakiminin Korsan gemileri Cezair’in korsan veyahut bazargan gemilerine rastgelürler ise mezkur gemilerde Cezair hakiminin yedinden veyahut Gezair’de olan Merikan balyozundan mezkur gemilerinden pasaportu bulunur ise ol vakit zikrolunan bir kimesne bir şeyine dokunmayıp selamet ile yoluna gide. Ve bir dahi budur ki mahruse-i Cezair’in korsan gemileri gerek büyük ve gerek küçük sulh için verilecek pasaportlar tarihinden ve sulh tarihinden onsekiz aya değin yedinden Merikan pasaportası bulunmayan Merikanolara tokunmayup yolundan alıkoymaya. Ve kezalik Merika hakiminin korsan gemileri Cezair gemülerine rastgelürler ise bu minval üzere onsekiz aya değin seferlerine mani olmayalar. Selametle yollarına gideler. Ve bir oldur ki Merikan hakimi dostumuz kendi hükmünde ve kendi cinsinden (802) olmayan taifelerden bir ahere pasaportu virmeye. Eğer kendi cinsinden maada cins yedinde Merikan pasaportu bulunursa ganime iderüz alıruz. Zira sulhumuzda olan şarttan olmayup, sonra sulhumuza halel vermesun deyu bu babda ve bu fasılda kaydolunmuştur, gaflet olunmaya. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
5. Fasıl
Beşinci faslın kavl u kararı oldur ki hiçbir Cezayir gemisi kapudanlarından veyahut anların zabit ve hakimlerinden olan kimesneler Merikan gemilerinden cebren çıkarup kendü gemilerine ve yahud sair yerlere hiçbir şeyden ötürü sorup ve sual ve cevr ü cefa eylemeyeler. Her ne cins kimesne olursa olsun Merikan gemisinde bulundukda ebeden incitmeyeler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
6. Fasıl
Altıncı faslın kavl u kararı oldur ki Merikan hakiminin yahud anın hükmünde olan reayasının gemilerinden biri Cezayir hükmeyledüğü memleketlerin yalılarında baştan kara olup parelisine asla ve kat'a kendülerin malların ve rızkların hiçbir kimesne bir şeylerin alup yağma ve ganimet itmeye. Ve bir dahi budur ki böyle bir iş vaki olur ise gümrüğe rızkları alınmayup ve ademlerine bir zarar itmeyeler. Ve Cezair'in taht-ı hükmünde olan yerlerde bu minval üzere bir iş zuhur ider ise mümkün oldukça ale’l kaderi’t-takat çalışup muaveret idüp dostluğu icra ideler. Ve rızkların korumağa imdad ideler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
7. Fasıl
Yedinci faslın kavl u kararı oldur ki hiçbir gemi Cezayir gemilerinden gerek büyük ve gerek küçük Cezayir hakiminin izin ve icazetiyle Merikan hakimine düşman olan memleketlerden donanup Merikalu üzerine korsanlık itmeye. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
8. Fasıl
Sekizinci faslın kavl u kararı oldur ki bir Merikan bazarganı Mahruse-i Cezair’den bir aktarma (yük) satun alsa veyahut deryada korsanlık iden Cezair reislerinden biri bir gemi ganimet idüp mezkur geminin kapudanı veyahud reisi bir Merikan bazerganına aktarmasın satsa gerek Cezair'den ve gerek deryada reisden olsun yedinde bu minval üzere satun alduğuna tezkiresi oldukda bir aher Mahruse-i Cezair'in korsan gemisine rastgelür ise bir kimesne mezkur aktarma alan bazargana dokunmayup selametle yoluna gitmeden mani olmaya. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
9. Fasıl
Dokuzuncu faslın kavl u kararı oldur ki gerek Tunus ve Trablus ve Sidre veyahud gayri yerler asla ve kat'a Merikan gemilerinin gerek büyük ve gerek küçük ne ademlerini ve ne erzaklarını Cezayir hükmeyledüğü vilayetlere gönderüp satmaya rıza ve cevaz virüp satturmayalar. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
10. Fasıl
Onuncu faslın kavl u kararı oldur ki eğer Merikan hakiminin korsan gemileri Cezair veyahud Cezair’in hükmünde olan iskelelere aktarma veyahud ganimet eyledikleri rızkı getürürler ise hiçbir kimesne mani olmayub ganimetlerini gönülleri ne diler ise işleyeler yani satmakta ve yine götürmekde ve bir dahi budur ki Merikan korsan gemileri asla bir veçhile öşür ve a'vaid vermeyeler. Ve bir dahi budur ki eğer rehine içün bir şey almak isterler ise sair kimesnelere virdükleri gibi bunlara dahi ol bahaya vireler. Ziyade talep eylemeyeler. Ve bizler dahi ol taifeden her tarafa ve kangi vilayete ve iskeleye gerek İzmir’e ve gerek İslambol (803)’dan bu tarafa mühimmat nakli içün ve gerek İzmir'den ve gayri vilayetlerden yoldaş nakli içün ve gerek Mısır’a hüccac götürmek içün gemi kiralamak murad olunur ise sair cinsler gibi makul baha ile kiralayalar. Götüreyüzdür (?) yahud bizim beyinlerimizde memnundur kaldurmayuz deyu kıl ü kal ve muhalefet itmeyele denilmiştir. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
11. Fasıl
On birinci faslın kavl u kararı oldur ki, Merikan hakimi (804) dostumuzun korsan gemileri mahruse-i Cezair önüne gelüp temür (demir) bıraktıkda Mahruse-i Cezairden gerek Merikan ve gerek gayri eğer bir esir kaçup varup korsan gemisine firaren vusul olup ve mahruse-i Cezair hakimi mezbur kaçan esiri talep eyleye ve talep olundukta mezbur korsan gemisinin kapudanı dahi elinde gemisinden ol firar eden esiri çıkarup Cezair hakiminin huzuruna vire. Ve eğer kaçan esir tutulmayup kafir yakasına dahi varur ise ol geminin kapudanı tekrar dutup Cezayire getürmek kavlü üzere kat’i kelam ve şart olunmuştur. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
12. Fasıl
On ikinci faslın kavl u kararı oldur ki şimden sonra Merikanın hakiminin reayası Cezair hükmeyledüği yerlerde ne alınur ve ne satılur ve ne esir olur ve bir dahi budur ki Merikan hakimi ile barışık olduğundan ötürü gönlü olmayınca elinde esirlerini kurtar denilmeye. Hususu mezbur içün murad eyledüği zamanda olur. Meğer ki esirlerin hısm ve akrabaları mürüvvet ve gayretlerinden ola. Ve bir dahi budur ki kurtarmağa bir va’d ü zaman olmaya. Ve dahi ne miktar makul görürler ise ol dahi hüsnü hal ile ola. Behalarından ötürü efendileriyle söyleşile. Ve efendilerine hiçbir kimesne elbette esirlerinizi filan behaya var demiye ve denilmeye. Gerek beylik ve gerek gayrının olsun ve gerek paşanın olsun ve lâkin Merikan hakiminin reayası olmağa kurtuldukları vakit adet-i kadim üzere nice ola geldi isse sair ecnas gibi anlardan ziyade talep olunmaya. Ve bir dahi budur ki Merikan taifesinden biri Cezair ile düşman olan cinsin birisinin teknesinde bulunup Cezair korsanları ol gemiyi iğtinam eylediklerinde içinde bulunan Merikan taifesinde yedinde pasavneti (805) bulunursa esir olmaz ve kendüye ve rızkına bir zarar olmaz. Ve eğer yedinde pasavendi (806) bulunmazsa esir olur ve rızkı ve malı alınur. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
13. Fasıl
On üçüncü faslın kavl u kararı oldur ki eğer Merikan hakiminin tacirlerinden veyahud reayasından biri kimesne Mahruse-i Cazeir’de vefat eylese veyahut Cezair hükmünde olan memleketlerde mürd olan merkumin akça ve malın ve rızkın Cezair hakimi ve gayriler asla mezburun rızkına ve malına degmeyeler. Vefat itmezden mukaddem bir kimesne bir şeyini rızkından ve malından değmeye. Eğer zikrolunan Cezair memleketinde bulunur ise ve eğer mezkurun vasisi değil ise anın içün fevt olan kimesne her kime vasiyet ol vasi müteveffanın malın ve rızkın alup gayri bir kimesne zerre miktarı bir şeyi aldurmayalar. Öyle olıcak vasi olan yahud vekil eyledüği kimesnenin akçasın ve malın defter idüp kabz ide. Ve vakt-i hacette varisi olan kimesneye tebliğ idüp oluşdura. Husus-ı mezbur içün bir kimesne mani olmaya. Ve bir dahi budur ki eğer Merikan hakiminin reayasından bir kimesne hazır olmaya ol zamanda Merikan Balyoz’u (807) olan kimesne mezbur müteveffanın akçasın ve rızkın defter idüp zabt ide. Hatta memleketlerinde olan hısım ve akrabaları gelince Balyoz zabtında ola. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
14. Fasıl
On dördüncü faslın kavl u kararı oldur ki Cezair’in kendüsünde ve ne hükm eyledüği yerlerde Merikan tacirlerine sıklet edüp gönlü istemedüği rızkı aldırmayalar ancak gönülleri istedüği rızkı alalar. Ve bir dahi budur ki Cezair’in iskelelerine gelen Merikan gemilerine zor ve sıklet idüp istemedükleri rızkı gemisi içine komıyalar ve bir dahi budur ki ne Merikan Balyoz, ve ne gayrisi Merikan reayasından birisi borçlu olsa ödemeğe kudreti olmasa mezkurun borcundan ötürü bir gayrisine yapışup ödettirmeyeler. Meğer gönlü olub ve borçluya birkaç kimesne kefil ola. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
15. Fasıl
On beşinci faslın kavl u kararı oldur ki Merikan hakiminin reayasından bir kimesne bir müselman ile veyahut Cezayir hükmünde olan kimesneler ile davaları olsa mezkurların davaları Devletlü Dayı ve Divan-ı Muhterem huzurunda fasloluna, bir gayrı kimesneden olunmaya (808). Ve eğer ol taife kendi mabeynlerinde davaları olursa ol zeman Merikan balyozu olan klmesne davalarını fasi eyleye. Vesselam. Tahriren fl 21 Safer 1210.
16. Fasıl
On altıncı faslın kavl u kararı oldur ki hallya ihtimaldir ki Merikan hakiminin kullarından bir kimesne bir Müselman (809) ile gavga edüp birbirin yaralayup veya kati iderler ise birbirin memleketi şeriatı her ne hükmeder ise yani sair yerlere göre ceza virile. Ve emana bir Merikan bir Müselmanı öldürse ve öldürdükten sonra kaçup kurtulur ise Cezair'de olan Merikan Balyozuna ve ne anlardan olanlara bir veçhile ukubet idüp incitmeyeler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
17. Fasıl
On yedinci faslın kavl u kararı oldur ki Cezair Balyozu olan kimesne şimdiki halde ve gelecek zamanda her kim olursa olsun daima korsuz (810) güzelce geçine (811). Ve hiçbir kimesne ne kendüye ve ne rızkına dokunup incitmeye. Ve bir dahi budur ki her kimi diler ise tercüman ider. Ve kezalik simsar ider. Ve bir dahi budur ki her zamanda bir gemiye gitmek murad iderse veyahud taşrada canı rahat etmek murad iderse bir kimesne mani olmaya. Ve dahi onların tarikince ayini atılasın icra itmeğe bir yer gösterile. Ve dahi talim-i fen içün kendülere lazım bir papas dahi sakin ola. Mahruse-i Cezair'de bulunan Merikan esirleri gerek Beylik gerek sair kimesnelerde olanlar Konsolo Evi’ne varmağa ve tarikince ayin-i baklaların icra itmeğe gerek Vardiyan Başı ve gerek Efendileri mani olmaya (812). Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
18. Fasıl
On sekizinci faslın kavl u kararı oldur ki salt barışıklığımız ve dostluğumuz muhkem olup ve eğer şimden (813) gerü ve sulh u salahımıza muhalif olup caniplerinden bir şey bozuşmağa sebep olur ise, Merikan Balyozu olan kimesne ve andan gayri hazır olan Merikan hakiminin reayasından gerek Cezair'de ve gerek taht-ı hükümetinde olsun gerek barıştıkda ve gerek bozuşukta hiçbir kimesne mani olmayub diledüği zamanda gitmek isterler ise rızkların ve mallann ve esbab ve hizmetkarların götürmeğe asla bir kimesne yollarından alıkoymağa sebeb olmaya ve eğer Cezair memleketinde doğdu İse bile. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
19. Fasıl
On dokuzuncu faslın kavl u kararı oldur ki Merikan hakiminin reayasından bir kimesne her ne memlekete giderken yahud gelirken ve her kangı ecnasdan bir cins olursa ne kenduye ve ne rızkına ve ne malına ve ne esbabına ve ne hizmetkarına Cezair gemileri gerek büyük ve küçük rastgeldikleri yerlerde incitmeyeler ve kezalik eğer Cezairli, Merikan hakiminin düşmanı olan kimesnelerin gemilerinde bulunur ise zikrolunan kişilerin malları ve rızıkları ve akçaları ve hizmetkarları asla ve kafa incidilmeye. Mezkurların eşyalarına kem nazar ile bakılmayub daima dostluk yüzi gösterile. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
20. Fasıl
Yirminci faslın kavl u kararı oldur ki her zamanda Merikan Kralı dostuğımızın bir kapudanesi Cezair önüne gelüb göründüğü zaman Merikan Balyozu olan kimesne varub hakime haber virdükten sonra mezkur kapudan liman önünde Timur (demir) bırakdıkta Cezair hakimi olan kimesne zikrolunan Merikan hakimine hürmeten ve riayeten hatır içün burçlardan yirmi bir pare top atılmasına emreyleye ve atıla. Andan sonra Merikan hakiminin kapudesi olan kimesne zikrolunan top adedince redd-i cevap idüp ol miktarı top ata. Ve mezkur gemiye Kral gemisi olup Krala hürmeten adet üzere muneleri virile. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
21. Fasıl
Yirmi birinci faslın kavl u kararı oldur ki Merikan Balyozu (814) olan klmesne evine harç olacak mekülat ve meşrubat ve sair mühimmat ve hedaye gibi bu makul eşyalardan gümrük ve meks (815) taleb olunmaya. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
22. Fasıl
Yirmi ikinci faslın kavl u kararı oldur ki eğer şimden (816) sonra barışığımıza muhalif bir şey vaki olursa her kağnı taraftan olursa olsun la ceren sulhümüze zarar oimayup baki kalur böyle işler dostluğumuza adavetlik itmez ve lâkin zarar gören kimesne canibeynden her kim ise yine hakkını talep eyleye amma bir kabahat ve suç canibeynden olan veya reayadan olan kimesne gizlü olub oldi ise dostluğa itikadımız itikattır. Ve sözümüz sözdür. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.
Hatime
Sebeb-i tahrir-i ahidname-i der sulh taife-i Merikan: Sebeb-i tahrir-i ahd ü eman ve bais-i terkim-i kitab-ı meymenet ünvam ite oldur ki, iş bu 1210 senesinin mah-ı seferül hayrının yirmi birinci güni ki yevm-i sebt Cezair’i Bahr-ı Muhitde vaki Merikan nam cezirede mütemekkin taife-i Merikanu hakimi ve zabiti tarafından hala darül cihad Cezair-i Garb ocağı ile akd ü sulh itmekle mükalemeye vesile ve vasıta ittihaz idüb tayin olunan Cozeb Donalsan (817) nam Paşa devri gelüp derunu ahidnamede mezkur olan şürüt ve kuyudun sübutu üzere hala devletlü dusturu mükerrem müşir-i mufahham sadrnişin serir-i siy adet ve mahi-i cud ve adavet ve hami-i ekalim ve memleket Hasan Paşa -yesserellahü lehü ma yerumu ve ma yeşa- Hazretlerinin huzuru alilerinde ve cümle erbab-ı divan ve ocak-ı Mansure ihtiyarları ve asakir-i nusret şiar mahzarlarında takviye-i dostluk ve meveddet tadfiye-i muhabbet etmekle mükaleme ve be her sene Cezair Garb Ocağına onikibin Cezair altunu vermekle demhde ve iltizam eylemek ile akd-i sulh-i dostluk misak olundu. İmdi işbu bedel-i sulh zikrolunan 12.000 altun mukabelesinde Ocağımıza ve tersanemize barut ve kurşun ve demür (demir) ve top ve bomba mühresi ve bomba talebi ve top taşı ve direk ve seren ve lenfine ve kumna ve eşarçenbe ve yelkenbezi ve katran ve zift ve palankte ve tahta ve lata ve sair mühimmat iktiza eyledikte kendülere sipariş olundukta gönderilüp sipariş olunan eşyaların bahaları hesap olunup 12.000 altuna müsavigelürse her (?) kangı (?) ve baha ve eğer anların dahi ziyade akçaları geçer ise kendülere eda ve eğer bizim onlara dahi matlubumuz kalursa tamam eylemek üzere kavl-ü akd-i sulhumuzdan mukaddem korsanlarımız taife-i mezkur sefainlerinden ganime aldılar ise red olunmaya. Ganimemiz olup ve akd-i sulh tarihinden sonra korsanlarımız sefinelerini ahz iderier ise girüye red olunmak üzere kav! ve ahd olunup işbu mahalle kayd ve tahrir olundu ki vakt-i hacette nazar olunup mucebince amel oluna. Tahriren fi 21 Safer 1210.
DİPNOTLAR
798) Miller. Hunter (Ed). Treaties and Other International Acts o f the United States o f America, Vol. II, Washington D.C, Governmental Printing Office, 1931, Treaty Series, No. 1,8 Staluis at Large, 133-37. Algiers: September 5, 1795. Document no. 17, pp. 276-298.
799) ABD Başkam George Washington.
800) Osmanlı Devleti temsilcisi Cezayir Dayısı Hasan Paşa.
801) Bu metnin her maddesi ‘selam’ ile bitmektedir ki bunun anlamı barıştır.
802) Uyruğundan (Bu metinde “cins" kelimesi, "uyruk" anlamında kullanılmıştır).
803) Görüldüğü gibi İstanbul şehrine islambol denilmektedir. Bu maddenin İngilizce tercümesi özet olarak kaleme alınmış olduğundan islambol kelimesi geçmemektedir. 1930 tarihli İngilizce tercümede ise İslambol kelimesi Constantinople diye çevrilmiştir: Bk. Miller, p. 308
804) Metinde hakim kelimesi yargıç anlamında olmayıp, yöneticisi demektir.
805) Pasaport, geçiş izni. Metinlerde geçen pasavnet ve pasavent aynı anlama gelmektedir.
806) Pasaport, geçiş izni.
807) Metinde Balyoz kelimesi. Konsolos anlamında olup, İngilizce tercümede Balyoz yerine Consul kelimesi kullanılmıştır.
808) Görüldüğü gibi davaların iki tarafı ABD vatandaşı ise Konsolosluk diğer tüm durumlarda (tarafların ikisi de Cezayirli veya biri Cezayirli veya tarafların birinin ABD'li olmadığı tüm durumlarda) Cezayir mahkemeleri yetkilidir.
809) Metnin İngilizce tercümesinde bu kelime yerine Türk kelimesi kullanılmıştır.
810) Korkusuz anlamında.
811) Tam bir özgürlük içerisinde davranabilme.
812) Yabancı ülke temsilcisinin ve oturduğu binasının her tür müdahaleden uzak ve tam bir seyahat özgürlüğü olduğu açıkça belirtilmiştir.
813) Şimdiden.
814) İngilizce tercümesine göre “The Consul”
815) Benzeri.
816) Şimdiden.
817) Joseph Donaldson.
Bu yazı Bilim ve Ütopya'nın Eylül 2006 tarihli Türk Korsanları sayısında yayımlanmıştır.