Kültür

Noktaları birleştiren adam: Oktay Sinanoğlu 

“Anlattıklarım; bu büyük millete, onun gençliğine ibret olsun, ona bir hizmet olsun diye. Bu millet 50 yıl içinde bölük pörçük edildi, özellikle bu eğitimsizlik sisteminden geçenler; belki farkında olmadan yabancı güdümünde kendi değer yargılarına, binlerce yıllık Türk tarihi birikiminden gelen manevi değerlerine, kendi halkına düşman kesildiler. Bu durumun somut örneklerle anlatılması gerekiyor.”

 

Mücadele içinde gerçeğe ulaşmanın efsanesi: Simurg

Simurg efsanesi, örgütsüz ve dağınık olan kuşların kendilerine önderlik edecek, düzene sokacak, koruyacak “padişahı” aramalarını, bu uğurda yaptıkları yolculuğu, katlandıkları zorlukları ve bütün bu mücadele içinde yaşadıkları dönüşümü anlatır. Simurg’u arama gerekçeleri, yolculuklarının en başında ve sonrasında karşılaştıkları sorunlar ve en sonunda yüz yüze geldikleri gerçek; tarih boyunca daha iyi bir dünya için örgütlü mücadeleye atılan herkesin karşılaştığı sorunlardır.

Eski Türk inanışlarının hayatımızdaki izleri

Birçoğumuz günlük yaşantımızdaki birtakım geleneklerin, adetlerin ve batıl inançların kaynağını bilmez, hatta üzerine düşünmeyiz; onlar yüzyıllardır süregelen alışkanlıklarımız olmuşlardır. Onları İslamiyet’in bir parçası olarak kabul edip uygulasak da kökleri çok daha eskilere uzanmaktadır. Orta Asya’daki atalarımız İslamiyet’i kabul ettikten sonra eski inanışlarını tamamen terk etmemiş, eski inanışlarıyla İslami inanışların sentezi olan uygulamalar ortaya koymuşlardır.

Sevginin otopsisi

Dönüş (Vozvrashchenie), 2003 yılında seyirciyle buluştuğunda, yönetmen Zvyagintsev oldukça sarsıcı ve güçlü bulunmuş, bu film üzerine oldukça kafa patlatılmıştı. Yönetmenin diline henüz alışamayan seyirci, psikolojik çözümlemeler ile filmi anlamaya çalışmıştı. Ancak nedendir bilinmez, bunca zaman sonra bile yönetmenin hem bu filmi, hem de diğer filmleri incelenirken, sadece psikolojik çözümlemelerle yetinildi, yönetmen de hep öyle anıldı. Yönetmenin “gör” dediği ufak birkaç açık politik işaret dışında, aslında ne anlattığının üzerinde durulmadı.

Penelope’den Odysseus’a mektup

Yunan mitolojisinin besin kaynağı olarak kabul edilen Homeros Destanlarından Odysseia’da, on yıl süren Troya Savaşı’nın ardından, on yıl boyunca yurduna dönmeye çabalayan Ithake Kralı Odysseus’un (Lat. Ulisses) maceraları anlatılır. Sarayında onu, her şeyden bihaber beklemek zorunda kalan karısı Penelope, destanda sabır ve sadakat sembolü olarak sunulur ve Homeros’tan sonra da pek çok yazarın yapıtında, bu destan geleneğine uygun olarak Penelope, aynı özellikleri ile tanıtılır.

Rock müzikte Amerikan ve İngiliz etkileşimleri

Rock müziğin ilk ortaya çıkışı Rhytm’n’Blues ve Country müziğin birleştiği 20.yy’ın ilk yarısında olmuştur. Baskın kültüre bir karşı çıkış olarak doğmasına rağmen içinde bulunduğu toplumu o denli etkilemiştir ki toplumun kültürünü ve doğasını değiştirmiştir. Sadece içinden doğduğu Rhytm‘n’Blues ve Country müzik ile yetinmemiş, Ortadoğu ve Hindistan müziğinin ses ve ritmlerini kullanmış, caz ve klasik batı müziği gibi birçok türden de yararlanmıştır.

Mırlayanların tarihi

Çağlar boyu insanları bu denli etkilemiş olan canlıların elbette evcilleştirme kronolojisinde önlerde olması normal olmaktadır. Felis domesticus yani evlerimizde baktığımız evcil kediler, evlerimizin en eski üyeleri olamasa da evrimsel olarak ifadesi tahmin edebileceğimiz gibi basit değildir.

Sovyetlerin patates oyuncakları

1931 tarihli bu Sovyet kitabının ismi "Patates Oyuncaklar". Kitapta, tamamı patatesten yapılmış oyuncakları gösteren birbirinden ilginç çizimler yer alıyor. Kitabın kapağında, çizimlerin sanatçı A. Fedulov'a ait olduğu ve kitabın fiyatının 10 kapik olduğu yazıyor.  Patatesmobilini süren bir patates yoldaşın yer aldığı kapağı kaldırıp kitabın içini açtığınızda bambaşka karakterlerle karşılaşıyorsunuz...

Aşağıda, kitaptaki diğer çizimlerden örnekler göreceksiniz. Hoşunuza giderse bu patates oyuncaklardan evde kendiniz de yapabilirsiniz! Açıklamalar aşağıda, haydi bakalım!

Müziğin dâhi çocuğu Mozart

Klasik müzik denince ilk akla gelen bestecilerin başında Mozart'ın geldiğini söylemek yanlış olmaz. Klasik müziğe yabancı birçok insanın, kulağına çarpan herhangi bir klasik müzik eseri hakkında "Mozart'ın son zartı" "tanımlamasında" bulunduğuna çok kez şahit olmuşuzdur. Müziği o kadar çok yaygınlık kazanmıştır ki, –onun olduğunu bilsin ya da bilmesin– hemen herkes "Allaturka"sını, "40. Senfoni"sini tanır, mırıldanır. Bütün çağların en büyük müzik dehası olarak nitelenen Mozart'ı yaşadığı çağdan bugüne klasikliğin sembolü haline getiren nedir?

Yaşlanma üzerine düşünceler

"Güller bırakırım geçerken zaman, yaşlanırım” diyen adını unuttuğum ozanın değindiği gibi, aslında bizler de yaşlanmaktaydık-yaş alıyorduk. (Bilim ve Ütopya Dergisinin Temmuz 2013 sayısındaki “Yüksek Öğretmen Okulları Gerçeği 50 Yıl Sonra Yeniden Buluşma” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.) Tatlı anılar, yetiştirdiğimiz öğrenciler, evlatlarımız ve torunlarımız… Bizim geçen zaman sürecinde bıraktığımız güller de işte bunlar olsa gerek. Zaman her nesneyi acımasızca örseliyor ve eskitiyordu. ‘Her şey zamanla değişir’ kuralı hem canlı ve hem de cansız sistemler için geçerlidir.