Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olarak tanımlanan ve hem yetişkinlerde hem de çocuklarda oldukça yaygın olarak görülen bir rahatsızlığı yeni yılın ilk sayısının kapak dosyası yaptık. Tanımlanan diyoruz çünkü bunun bir bozukluk mu bir hastalık mı yoksa evrimsel sürecin getirdiği ve bugünün kültürel yaşam ölçütleriyle uyuşmayan bir çelişme mi olduğu veya doğuştan geldiği için bir bozukluk değil de farklılık olarak mı tanımlanması gerektiği tartışılan bir durum. Ancak şu bir gerçek ki bu rahatsızlıktan muzdarip olan insanlar ve yakınları hayatta ciddi zorlanmalar yaşıyor. Sorunun temelinde de dikkati doğru bir şekilde organize edememek, dikkatin ayarını doğru şekilde yapamamak var. Bu noktada zihnin nasıl kullanılacağı, yaşamın ve ilişkilerin nasıl anlamlandırılacağı oldukça önem taşıyor. Zihnin çalışmasındaki kurallar ve dikkati kullanmada nasıl bir eğitimin gerekliliği rahatsızlığı yaşayanlar için önemli bir nokta. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite rahatsızlığı yaşayan insanlar için başka bir önemli nokta da yaratıcılık olgusuyla ilişkiler ve yaratıcı niteliklerin nasıl değerlendirileceği. Yukarıda evrimsel bakışa değinmiştik, işte bu perspektif bize aynı zamanda DEHB’li bireydeki olumlu yönlerin varlığını da veriyor ve yaklaşımımızı bu sürece göre düzenlememiz gerektiğini söylüyor. Özellikle dikkatin çok hızlı odak değiştirmesi ve yüksek enerjili olma halinin hayatta kalmak için bir evrimsel strateji olup olmadığı DEHB’nin kökenlerini anlamak ve buna göre bir yol haritası çizmek için kritik. İşin diğer bir boyutu da bilginin dolaşımının ve ekonomik süreçlerin olağanüstü bir şekilde hızlandığı çağımızda dikkatin ve DEHB’li kişilerin bundan nasıl etkileneceği. İnternet ve sosyal medyaya aşırı maruz kalma, insanların artık birden fazla işi yapmak zorunda olması konunun somut yönlerinden. DEHB ve bağımlılık ilişkisi dosyamızın en önemli boyutlarından birini oluşturuyor. Özellikle ilaç ve bağımlılık arasında doğru bir kavrayışa sahip olmak sorunun çözümündeki kritik duraklar arasında. Kapak dosyamızda işlediğimiz konulardan biri de DEHB’nin bir duygu düzenleme bozukluğu olup olmadığı. Duyguların oynadığı rolün görmezden gelinerek yapıldığı her analiz çözümün önemli bir yanını ıskalıyor. DEHB “yalnız yürümeyen” ve beraberinde başka rahatısızlıkları da getiren bir durum, onları dikkate almak oldukça önemli. Bu rahatsızlıkta yakın ilişkiler, bu ilişkilerin nasıl düzenleneceği ve DEHB’li bireyler ve yakınları için en önemli ipuçları neler? Tüm bu konuların ayrıntıları, sorunun ne olduğu ve en önemlisi de çözümü bu sayımızda. Dosyamız bir halk sağlığı sorunu olan bu durumun gerçekte ne olduğunu ve çözümünü, alanında uzman olan bilim insanlarının birikimlerini aktararak sizlerle buluşturuyor ve dikkate dikkat diyor. Editörlüğünü Yazı Kurulu üyemiz Doç. Dr. Alişan Burak Yaşar yaptı. Başta hocamız olarak üzere katkı sunan değerli hocalarımızın tümüne çok teşekkür ederiz.
Merak uyandıran bir sayı
Bu sayımız kapak dosyası dışında da son derece ilgi çekici yazıları barındırıyor. Yer darlığından dolayı hepsini tek tek sayamıyoruz ancak dergimizi incelediğinizde göreceksiniz. Hocalarımıza çok teşekkür ederiz.
2023: Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı
Yeni yılı cumhuriyetimizin yüzüncü yılıyla birlikte kutluyoruz. Yüzüncü yılında Bilim ve Ütopya, Cumhuriyetimizin bilim, felsefe, teknik ve sanat alanına damga vurmuş isimlerini ve dönüm noktalarını hem kapağına hem de derginin içeriğine taşımayı hedefliyor. Ayrıntılı çağrıyı Yazı Kurulu üyemiz Prof. Dr. Remzi Demir yaptı.
Mutlu bir yıl dileğiyle.