Tarih

Stalin diktatör mü?

Stalin’i iş başında, yönetirken izleyenler arasında, hareketlerinin bir diktatörün hareketleriyle bağdaşmadığı konusunda bir görüş birliği vardır. Daha ziyade boğuşulması gereken dehşet sorunlarla yüzleşen kurnaz ve tartışmasız yetenekli bir yöneticidir o. Sadece kendi bilgisi ve muhakemesiyle zorlukları aşmak için tamamen mükemmel planlara sahip olduğunu hayal edecek denli kibirli biri değildir. Farkında olduğu üzere komite masasının etrafında oturanlardan hiçbirinin elinde böyle bir plan yoktur. Onlara patronluk taslamaya kalkmaz. Hatta onları hiç zorlamaz.

Fransız Devrimi ve Rus Devrimi

Rus Devrimi’nin dördüncü yıl dönümündeyiz. Kim derdi ki Devrim böyle başarılı olsun! Fransız Devrimi tam on yıl sürmüştü. Bonapart, kendi hırsları adına ancien régime’in(1) idari kurumlarının çoğunu tekrar hayata geçirerek devrimi bir süreliğine durdurabilmişti; ancak yine de, devrimde kazanılan eşit yurttaşlık, ulusal malların(2) geri satışının engellenmesi, senyörlüğün kökünden kazınması gibi sosyal hakları korumak ve garanti altına almak durumunda kalmıştı. Restorasyon döneminde bile, imtiyazlarından arındırılan bu sınıfa haklarını geri vermeye kimse cüret edemedi.

2. Dünya Savaşı'nın ilginç olayları

1. Savaşta ölen en yüksek rütbeli Amerikan askeri, Korgeneral Lesley McNair idi ve Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından öldürülmüştü.

2. Pearl Harbor baskınının olduğu dönemde, Amerikan Donanma Komutanlığı’nın adı CINCUS (İngilizce “sink us” diye telafuz edilir. Türkçe anlamı, “bizi batırın”) idi. Amerikan 45. Piyade Tümeni’nin omzunda taşıdığı tümen sembolü gamalı haç idi ve Hitler’in kişisel treninin adı da “Amerika” idi. Bunların hepsinin ismi savaşla beraber değiştirilmiştir.

Tarihte Rus Devrimi

"Hiçbir devrim, bir sonraki devrim için örnek veya reçete oluşturmaz. Ancak Rus Devrimi’nin incelenmesi, toplumsal dinamiklerin kavranabilmesine önemli katkılarda bulunabilir. Bu yazı Rus Devrimi’nin bazı özelliklerini bu gözle ele alacaktır."

Ölüyor Rus imparatorluğu ölüyor...

Artık ne Kışlık Saray’da eteklerin ipekli sesi,

Ne Paskalya Çanlarında duası Çar’ın

Ne Sibirya yollarında zincir ilintisi...

Ölüyor Rus imparatorluğu ölüyor...

Artık alevî billur kadehlerde ıslanmayacak

“Hiçbir halkın köle olma hakkı yoktur”

Milletin bir bireyi olmak için bilinçli olmak lazım, aydınlanmış, Orta Çağ'dan çıkmış olmak lazım. Zaten Atatürk Devrimi’nin amacı da yeni Sevrler karşısında direnebilmeleri için Türklerin bir an önce Ortaçağdan çıkıp modern insan olmalarıydı.

Bilim ve Ütopya: Gericiler, liberaller ve bazı “solcu”lar Kurtuluş Savaşı diye bir savaşın olmadığını, buna bağlı olarak antiemperyalist bir mücadeleden bahsedilemeyeceğini ve ortada sadece bir Türk-Yunan savaşının olduğunu söylüyorlar. Bu iddialar gerçekçi mi?

Avrasya’nın ilk hâkimi Attilâ ve Hunlar

Elinizdeki sayı tarihimizde oldukça önemli olan bir konuya, Avrupa Hunlarına ve Attilâ’ya odaklanıyor.
Attilâ deyince tarihte bol bol efsanelere başvuruluyor. Bu efsaneler batıdan da “bizim taraf”tan da gelse aynı zeminde yükseliyor. Buna göre Attilâ ve Hunlar barbar ve maceraperesttir fakat batılılar için korkulu rüya, Türkler içinse gökyüzünün üstündeki ulaşılmaz bir imgedir!
Peki işin iç yüzü gerçekten de öyle mi?

Avrasya’nın ilk hükümdarı Attilâ ve Hunlar

Bilim ve Ütopya: Avrupa Hunlarının kökeni hangi kavimdir? Tam olarak nereden ve hangi olaylar sonucu Batı’ya göç etmiş ve Kavimler Göçü olarak bildiğimiz dalgalanmaya sebep olmuşlardır? Avrupa Hunlarının kökenini Orta Asya’dan başka yerlere ve başka kavimlere dayandıran yazarların bu iddialarının sebebi nedir? Günümüzde bu iddialar çürütülmüş müdür ve elde edilen bulgular sonucu bir fikir birliğine varılmış mıdır?

Fatih Sultan Mehmet ve Antik Dünya

Yaşamını savaşlarla geçiren Fatih, bilimsel konulara, kültürel sorunlara ve özellikle antik dünyaya karşı büyük bir ilgi duymaktan geri kalmadı. Topkapı Sarayı’nda büyük bir kitaplık kurdu. Denebilir ki Fatih, Osmanlı sultanları içinde antik dünya ve klasik kültüre ilgi duyan tek padişah olarak görülmektedir.

Osmanlı, Bizans’tan mı?

 

Prof. Dr. Halil İnalcık

“Günümüzde Osmanlı devlet ve kültürünün oluşumunda Orta Asya veya Anadolu medeniyetinden söz etmek “milliyetçi bağnazlıkla” bir tutulmaya başladı. Bu akım objektiflik örtüsü altında bir moda haline gelmiştir. Etnik azınlık bilinciyle, vaktiyle Balkanlı Osmanlı tebaasının yaptığı gibi, Osmanlı tarihini çarpıtmaya yönelik bir yayın furyası başladığını hayretle görmekteyiz.”