Son yılların önemli keşifleri: Güneş Sistemi’nin ziyaretçileri

Yazan
Prof. Dr. Sıtkı Çağdaş İNAM
Başkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Yazının Okunma Süresi
5 dakika

2017’de sıra dışı bir gökcisminin keşfi heyecan yaratmıştı [1,2,3]. Hawaii dilinde “uzaklardan gelen ilk haberci” anlamına gelen Oumuamua adı verilen bu cisim, 2017 yılının Ekim ayında Güneş Sistemi’mizin içinde hareketini sürdürürken Dünya’ya yaklaşık 200 milyon km kadar mesafede bulunduğu sırada keşfedilmişti.

Yapılan dikkatli gözlemler ve hesaplar, yaklaşık 400 m uzunluğunda puro gibi ince uzun bir şekle sahip olduğu düşünülen bu gökcisminin, hiperbolik bir yörüngede hareket ettiğini gösteriyordu. Kapalı eliptik ve dairesel yörüngelerin aksine “açık” olan hiperbolik yörünge, bu cismin Güneş Sistemi dışından geldiğine (Güneş’e kütleçekim bağıyla bağlı olmadığına) dair sağlam bir bulgu olarak değerlendirildi.

Oumuamua yıldızlararası yolculuk yaparak Güneş Sistemi’ne girdiği tespit edilen ilk gökcismi olarak tarihe geçmiştir. Türünün ilk örneği olan bu cismin isminin başına “1I” ibaresi de eklenmiştir (ismi 1I/Oumuamua olarak yazılmaktadır). “1I”, Oumuamua’nın Güneş Sistemi’nde ilk (birinci) tespit edilmiş yıldızlararası (Interstellar) cisim olduğu belirtilmektedir. Keşfedilişinden sadece birkaç ay sonra Dünya’dan gözlenemeyecek kadar uzaklaşmış bu gökcisminin hem ilgi çekici şekli hem de kendi etrafında günde 3 kereden daha hızlı dönüşünün yanı sıra, muhtemelen birkaç milyar yıl önce dış etkilerle başlayan yalpalanma hareketi de dikkat çekmiştir [5, 6].  

Hatta yörüngesine bakılarak kökeniyle (civardaki yıldız sistemlerinden doğal etkilerle ayrılarak gelip gelemeyeceğiyle) ilgili yapılan hesaplar, yörüngesindeki tuhaf artık (fazladan) ivme, çok yansıtıcı bir yüzeye sahip olma olasılığı gibi sebepler öne çıkarılarak Oumuamua’nın yapay bir cisim (örneğin geniş ve ince bir ışık yelkenine sahip bir uzay gemisi ya da başka bir deyişle “uzay yelkenlisi”) olduğu iddia edilmiştir. Güneş Sistemi dışındaki bir medeniyetin Güneş Sistemimiz ve bizlerle ilgili bilgi toplamak için böyle bir cismi yollamış olabildiği öne sürülmüştür [7].

Ne yazık ki Oumuaua’nın beklenmedik bir ziyaretçi olması ve çok da yakınımızdan geçmemiş olması bu kaynak hakkında detaylı bilgiler edinmemizi olanaksız kılmıştı. Oumuamua’nın ardından bu yılın Eylül ayında başka bir yıldızlararası ziyaretçinin tespit edildiği haberi dikkatleri çekti [8,9]. İlk başta “C/2019 Q4” olarak adlandırılan bu gökcismi Oumuamua’nın aksine bir kuyrukluyıldız olarak gözlenmişti (yani Güneş tarafından ısıtılan yüzeyinden kaçan gaz bu gökcisminin kuyruğunu oluşturuyordu).

C/2019 Q4, ilk olarak 30 Ağustos 2019’da Kırım Astrofizik Gözlemevi’nde çalışan Astronom Gennady Borisov tarafından gözlendi. Bu gözlem sırasında cisim Dünya’dan yaklaşık 450 milyon km uzaktaydı. Dışmerkezliği üçten büyük olan hiperbolik bir yörüngede hareket ettiği tespit edilen bu cismin ikinci bir yıldızlararası gökcismi olduğu ortaya konmuş oldu. Kâşifinin adı verilen (Borisov) bu gökcisminin keşfedilen ikinci yıldızlararası ziyaretçi olması sebebiyle tam adı 2I/Borisov olarak belirlenmiş oldu. Aynı zamanda 2I/Borisov’un birkaç km boyutlara sahip olduğu, yani1I/Oumuamua’dan daha büyük boyutlarda olduğu ortaya kondu.

Güneş Sistemi’nde tespit ettiğimiz bu ikinci yıldızlararası gökcismiyle ilgili ilkinden daha şanslı olduğumuz husus, bu cismin daha aylarca ve daha da parlak olarak gözlenebilecek olmasıdır. 2I/Borisov keşfedildiğinde yörüngesi üzerinde Güneş’e doğru yaklaşmaya devam etmekteydi. Bu gökcismi, 8 Aralık 2019’a kadar Güneş’e yaklaşmaya devam edecek, bu tarihte Güneş’ten 300 milyon km kadar mesafede bulunacak, daha sonra da açık (hiperbolik) yörüngesinde Güneş’ten uzaklaşmaya başlayacaktır [11].

Daha şimdiden (Ekim ayı itibarıyla) bilim insanları 2I/Borisov’un yörüngesini analiz ederek bu gökcisminin bizden 13 ışık yılı kadar uzaklıkta bulunan Kruger 60 çift yıldız sisteminden yola çıkmış olabileceğini hesaplamışlardır [12,13].

1I/Oumuamua ve 2I/Borisov son birkaç yıla damga vuran ziyaretçilerimiz olarak tarihe geçmektedir. Giderek artan gözlem imkânları ve gelişen gözlem teknik ve altyapıları bunlar gibi daha pek çok ziyaretçiyi keşfedebileceğimize dair bizlere umut vermektedir. Umalım ki bu ziyaretçiler Güneş Sistemi’nin dışındaki yıldız sistemleriyle ilgili bizlere önemli bilgiler getirecek olsun.

 

Kaynaklar

[1] https://www.space.com/38580-interstellar-object-spotted-comet-asteroid-mystery.html

[2] https://sarkac.org/2017/11/gunes-sistemi-disindan-ziyaretci/

[3] https://www.medyacuvali.com/dusunenler/gunes-sisteminin-acayip-ziyaretcisi-oumuamua

[4] https://www.eso.org/public/products/models3d/oumuamua/

[5] Fraser W.C. vd. 2018. “The tumbling rotational state of 1I/`Oumuamua’”, Nature Astronomy, 2, 383.

[6] Belton, M. J. S. vd. 2018. “The Excited Spin State of 1I/2017 U1 ‘Oumuamua’”, the Astrophysical Journal Letters, 856, L21.

[7] https://blogs.scientificamerican.com/observations/6-strange-facts-about-the-interstellar-visitor-oumuamua/

[8] https://www.dijitalx.com/2019/09/15/baska-bir-yildiz-sisteminden-gelen-ikinci-gok-cismi-tespiti-c-2019-q4/

[9] https://edition.cnn.com/2019/09/24/world/second-interstellar-visitor-confirmed-scn-trnd/

[10] https://bit.ly/2nsVIXE

[11] https://ssd.jpl.nasa.gov/sbdb.cgi?sstr=2I

[12] https://www.livescience.com/mysterious-comet-interstellar-krueger-borisov.html

[13] https://arxiv.org/abs/1909.10952

Bu yazı Bilim ve Ütopya'nın Kasım 2019 sayısında yayımlanmıştır.

Astronomi