Aşk ve devrim

Altmış sekiz kuşağından biri olarak gözlemlemişimdir: Bir devrimcinin karşı cinsten birine âşık olması genellikle hoş karşılanmamıştır. Zaman zaman cinsel kaynaklı aşkın dünyayı değiştirmeye çabalayan insanlara yakışmayacağı düşünülmüştür. Devrim gibi ciddi bir mücadeleye, akıl dışı, tutkulu bir ilişki olan aşkın zarar vereceği sanılmıştır. Elbette farklı düşünen, bu anlamda aşka değer veren devrimciler de olmuştur. Burada, aşka bakıştaki temel yanılgı şu: Aşk iki kişi arasında kapalı bir ilişkidir. İki kişi aşkta dünyadan kendilerini soyutlayarak, hazzın uyuşturucu etkisi ile yalnızca birbirleri için yaşar, dünyayı umursamaz. Aşk, dünyayı sömürüden zulümden uzak kılmaya çabalayan, bunun için ölmeye hazır devrimci için, gerçeklerden kaçma yollarından biridir. Aşk uyuşturur, insanı bencil kılar. Sevgili artı seven eşittir dünya dedirtir. Ağır, tehlikeli bir küçük burjuva saplantısıdır. Statükoya çakılmaya yol açan tehlikeli bir uyuşturucudur.

Devrimci aşkı anlamalı.

Aşk devrime düşman değildir. Aşk, yalnızca hormon egemen cinsellik odağında yaşanan bir insan hâli hiç değildir. Böyle düşünülürse, aşk, insanın karşısındaki bedene yoğunlaştığı, bedensel haz arayışıyla, toplumsal, kültürel, ekonomik çevrelerden kaçış demek olur.

Aşk ne değil? Kör bir arzu değil. Kafanızda tasarladığınız bir dünyada kendi kendinize yaşadığınız bir hayat değil. İki kişilik, diğer insanlara kapalı bencilce yaşananlardan oluşan bir süreç değil. Tutku tutsaklığı, haz budalalığı, edepsiz bir çılgınlık değil. Düşlerle sınırlı, duygusal yaşantılar değil.

Aşk, bir kişilik değil. Bir kişide başlayıp, bir kişide bitmiyor. Aşk, başkasıyla aşktır. Aşk dışımıza açılıştır. Başkasına. Dünyaya. Evrene. İçimize açılıştır. Dehlizlerimizle, Kuyularımıza. Mağaralarımıza. Magmamıza. İçimizdeki dışımıza: Sevgiliye, dostlara, düşmanlara, insana. Düşlerimize. Dışımızdaki içimize. Kavrayışımıza. Anlayışımıza. Umudumuza. Ütopyamıza.

Başka yoksa aşk yok. Başkalık yoksa aşk yok. Çoğulluk, zenginlik, çeşitlilik, serpilme, devinim, çatışma, gerilim, can, canlılık, cana, canlılığa katkı, coşku yoksa aşk yok.

Dönüşüm var aşkta. Yeni olan var. Yenilenen. Keşfedilen. Aranan.

Aşkta anlama var, farkına varma. Açılan kapılardan, pencerelerden görünen gerçek.

Aşk bir insan olma olanağı, insanlaşma yollarından biri.

Aşk, hayata, kâinata, insana bir duruş. Ben insanım. İnsan olmak istiyorum. Zulmü, haksızlığı, çirkinliği, yalanı aşmak istiyorum. Kendimi yaşamın bana sağladığı güç ve enerjiyle donatmak istiyorum. Aşk böylesi bir duruş. Bedenim, çevrem, duygularım ve aklımla yoğrulmuş. Bir yaşama gücü. Bir enerji.

Nükleer enerji gibi. Denetlenmezse radyasyon olur, bomba olur. Denetlenebilirse elektrik olur, ışık olur, hareket olur. Aşk, can enerjisini aşka dönüştürebilme ustalığı.

Aşk bir yaşam devrimi. Sürekli bir devrim. Devinim. Kokuşmuşun, yaşanmışın, aynı tutulmak istenenin karşısında olan.

Bir eylem aşk. Paylaşım. Üleşim.

Ustalık. Paylaşım ustalığı.

Özgürleşimdir aşk. Aşkı yaşayanların birbirlerine verdikleri özgürlükle özgürleşim. Birbirlerinden aldıklarıyla özgürleşim. Birbirlerinden aldıklarıyla dünyaya yeni özgürlük açıcı anlamlar vermedir. Aşk, sevgilideki özgürlüğü sevmedir. Onun özgürlüğü ile özgür olmayı sınamaktır. Aşk sevgilide dünyayı sevmedir, varlığı. Haksızlıkla yapılan savaşta edinilmesi gereken can gücünü arama yollarından biridir.

Aşkı irademiz dışında başımıza gelip bizi esir alan bir güç olarak görmek aşkı küçültmektir. Aşk bir maruz kalma değil, aşk emekle yoğrulmuş bir başarıdır.

Devrimci yaratıcıdır. Her yaratıcı âşıktır. Aşkın bu anlamını yazık ki birçok kitap yazmıyor.

Prof. Dr. Ahmet İNAM
ODTÜ Felsefe Bölümü

Bu yazı Bilim ve Ütopya'nın mart 2015 sayısında yayımlanmıştır.

Can Pınarından
Etiketler
ahmet inam
Can Pınarından
aşk
devrim
can
bilim ve ütopya