İpek Sabahlık, Osman Balcıgil’in Destek Yayınlarından çıkan romanıdır (İst. Eylül 2017). Romanın konusu, yazar Suat Derviş’in çalkantılı yaşamı, I. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’na tanıklığı, dördüncü evliliğiyle görüş değiştirmesinin öyküsüdür.
Ödüllü ve üretken bir yazar olan Osman Balcıgil’in ekonomi okuduğu, habercilik, editörlük, TV’de yapımcılık ve yayınevi yöneticiliği yaptığı görülmektedir. Suat Derviş’i genç kuşaklara tanıttığı için Osman Balcıgil’i kutluyor, romana verdiği emeğe saygı duyarak, eline sağlık diyoruz.
Yazmak kolay değildir. Hele romansa! Yazım süreci sancılı, yorucu, kaygılıdır. Yazar, yazdıklarıyla didişip durur. Ancak kitap, baskıya girince yazarın tekelinden çıkıp, okuyucunun beğenisine sunulur. Artık söz okurundur.
Yazarın “Şüphesiz eleştirmenler ne düşünüyorsa söylemeliler” (s.262) tümcesinden yüreklenip bu eleştiriyi yazmaya koyuldum. Yazarın, “İpek Sabahlık bir yaşam öyküsü değil, bir Suat Derviş romanıdır” demesine karşın, ne yazık!.. Kuru anlatımına, verilen çok sayıda dipnota (184 dipnot) bakıldığında roman değil yaşam öyküsü özelliğini gösterdiği görülüyor. İpek Sabahlık, biçimsel, içerik ve anlatım yönünden incelediğinde göze çarpanlar ise şöyle:
Biçimsel yönden: 113 bölüm 431 sayfa olan İpek Sabahlıkta bölümler kendi içinde bütünlük göstermiyor. Boş sayfa, gereksiz bilgi ve yinelemeler çıkarıldığında bu sayı 250 düşer. Kimi bilgiler hem metin içinde hem de dipnotta verilmiş. Ayrıca senaryo yazımı gibi sürekli satır başı yapılmış.
Örnekler: Suat’ın Almanya da gittiği okul, anlatım ve dipnot, s.123. Mustafa Suphi Olayı s. 85 dipnot s. 265 anlatım, Greto Garbo s 83. s 84 Danton’un sözü anlatım ve dipnot, s. 351 Pikabın geçmişi s.352 dipnot, Casino de Paris s. 353 Ernest Hemingway, s.225 anlatım, dipnot Ernest Hemingway Pulitzer s.335 Fosforlu Cevriye ilişkin anlatım tekrarı s. 285, 305gibi
İçerik yönünden: Romanın, kendine özgü kurgusu, iletisi, yapısal öğeleri vardır (kişiler, ana ve yan olaylar, yer ve zaman gibi). İpek Sabahlık’ta ise ana olay ve yan olay örgüsü net değil. Romanın inandırıcı olmasını sağlayan “yer ve zaman” öğeleri belirsiz, olayların “nerede ve ne zaman” geçtiği anlaşılmıyor. Roman kişilerinin fiziksel betimlenmesi, oldukça az ve sığ. İç dünyaları, iç çatışmaları ve ikilemleri ise göz ardı edilmiş. Bu yüzden roman iç devinimden, duygusallıktan ve coşkudan yoksun kalmış.
Örnekler “ İkisi de modayı yakından takip ettikleri için, kısacık ve geometrik kesilmiş kaküllü saçların avantajını kullanıyorlardı.”s.8 “Bunaltan Ağustos sıcakları sürerken İzinli olduğu bir Cuma günü aldı yakışıklı Nazım, güzel Suat’ı Derviş ailesinin konağından.” s.14
“Bol rujla, uçmak üzere olan bir kelebeği andırır biçimde dizayn edilmiş dudaklar, kırmızı ojeli tırnakları … s.207
“Göz kenarlarına kırışıklar yerleşmişti. Ağzının en kısa zamanda elden geçmesi gerekiyordu “ s.375
“Akşam yemeği için çantasından temizlik ve makyaj malzemelerini çıkardı… Şahane görünmeliydi kocasına. Bu nedenle küçük bir banyo yaptı. s.375”
Anlatım ve dil yönünden: Genellikle romanda okur, içsel bir yolculuğa çıkarılır. Okuyucunun düşünmesi, yaşamın düğümlerini görüp, nice konuyu içselleştirip sorgulaması beklenir. İpek Sabahlık’ta bu nitelikleri göremiyoruz. Bunun yanı sıra romanda aranan, nesnellik, doğruluk, sorumluluk ve anadilin gücü gibi özellikler de önemsenmemiş. Yanlış bilgi, yanıltıcı ve yanlı görüşler çoğunlukta. Roman akıcı sayılabilir. Ancak savruk, özensiz, tutarsız bir anlatım sergiliyor. Sıkça yinelenen sözcük ve söz kalabalığı okuyucuyu yorup içerikten uzaklaştırıyor. Balcıgil’in sürekli kullandığı, kuralına uymayan devrik tümceleri kulağı tırmalıyor. Üstelik özne - yüklem uyuşmazlığına ve anlam kargaşasına yol açıyor. Anlatım bozuklukları ve yazım hataları kitapta baştan sona sürüp gidiyor:
Örnekler: Romanından köşkün kapısında uyandı Suat. s. 79 /--Cevat Şakir’i ise “memlekette isyan bulunduğu sırada, askeri isyana teşvik edici yazı yazmak”tan idamla yargılamıştı. s. 99 /--“Daha vapur iskelesindeyken aldı sıra dışı bir durum olduğuna dair kokuyu Suat/ “Yokuşu süratle tırmandı ve masasında kendini beklemekte olan gazete takımına hamle etti Suat” s 106 /--Telgraf memuru elindeki metni önündeki makinayla tıkırdadı .s. 107 /-- Cevat Şakir’e selamını ayaküstü sarkıtırken “sonra anlatırım, yetiştirmem lazım!” dedi. s. 233 / --Her zaman, Suat kendine olan güveninden daha çok güven duymuştu kardeşine Hamiyet s. 338 /--Ülkesinin haldeki durumu esasen tam bir “Medeniyet” göstergesiydi beraberinde s.350
Yanlış bilgi, yanıltıcı ve yanlı görüşler: “İlerleyen günlerde Gazi’nin İsmet İnönü’ye gönderdiği bir telgraf çıktı ortaya. Cumhurbaşkanı, Başbakandan, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bütün ileri gelenlerinin tevkif edilip cezalandırılmasını istiyordu.” TBMM’nin Zabıt Ceridesi 7. Cilt, sayfa 215-216 Dipnotta verilen bu kaynağı inceledim böyle bir telgrafa rastlamadım.
“1918 Kasımında donanmada çıkan büyük isyan ülkenin tamamına yayılmıştı, tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi imparator tahtı bırakıp Almanya’dan kaçmıştı.” s.119
Kurtuluş Savaşı bir isyan değil özgürlük ve bağımsızlık savaşıdır.
“Mustafa Suphi ve on dört arkadaşı s. 28 Ocak 1921 günü katledilmişlerdi.” 85. dipnot
“1921 Ocak’ında TKP kurucuları devlet eliyle öldürülmüştür” s. 265
Kesin yargı kullanılmış. Bu yargıyı doğrulayacak kesin bir belge yoktur, Ancak yorumlar vardır. Murat Bardakçı, Enver Paşa adlı kitabında bu olayın Enver Paşa’nın bilgisi dâhilinde olduğunu belirtir.
“Yabancı okullar faaliyetlerini 1535’ ten bu yana sürdürüyor. I. Dünya Savaşı nedeniyle kapatılan okullar Lozan Konferansıyla yeniden açıldılar.” s.120-Yanlış bilgi. Islahat Fermanıyla açılan bu okullar savaş yıllarında azınlık ve işgal güçlerinin silah deposu olur. Lozan Antlaşması ile kapatılırlar.
Yazarın Cumhuriyet kazanımlarına duyarsız olduğu gibi Batı kaynaklı küresel algılara inandığı görülmektedir. Osman Balcıgil, Takriri Sükûn Yasası ile İstiklal Mahkemelerini dönemi içinde değil günümüz küresel bakışıyla değerlendirip eleştirirken yanlı davranmıştır.
Suat Derviş, Lozan görüşmelerine katılmaz. Buna karşın romanda görüşmeye katılmış ve ilk görüşmesini Rıza Nur’la yapmış gibi gösterilmiş. s. 50
Yazarın, Rıza Nur’a ilişkin bilgi ve belgesi olmayan bir kitabı dipnot olarak vermesi ne denli doğrudur? Yazara döneme ilişkin kaynakları araştırmasını öneririm.
Örnekler :“Nasıl bir dönem padişah despotluk yapmışsa ardından sopayı İttihat ve Terakki yöneticileri kapmışsa, şimdi de aynı rolü Cumhuriyet Halk Fırkası oynamaya başlayacaktı anlaşılan.” s. 90
“Devrimle birlikte, ülkede ve sonradan görme kastın borusu ötmeye başlamıştı.” s.343.
“Osmanlı Aristokrasisi Birinci Dünya Savaşı’yla yerle yeksan olunca, onların yerini, işte tam da bu sonradan görmeler almıştı”. s. 348 “Cumhuriyetle birlikte sarayın zorbalığı sona ermişti belki bunun yerini başka bir zorbalık almıştı" s.343
“‘Hiç olmazsa’ diye düşündü Suat. ‘Atatürk ve İnönü olsun, öteki kurmaylar olsun, bu yeni gelenler gibi pespaye değillerdi’”. s.344
“Böyle olacaktıysa Osmanlı’nın suyu mu çıkmıştı” bile demişti Suat Derviş. s .344
Sonuç olarak, İpek Sabahlık, roman özelliği taşımadığı gibi Suat Derviş gibi güçlü bir yazarı tanıttığı da söylenemez. Yazara başarılar diliyoruz.