Dost mu düşman mı? Bilimkurguda yapay zekâ

Yazan
Süleyman Erharat
Bilimkurgu Okuru
Yazının Okunma Süresi
2 dakika

Dört buçuk milyar yıldır Güneşin çevresinde dönen küçük mavi noktadaki mevcudiyetimiz; hominidleri baz alırsak 4.5 milyon yıl, homo sapiensi baz alırsak 300.000 yılı buluyor. Bu uzun sürecin son dönemleri insanevladı için, gezegenimizdeki diğer canlılara kıyasla pek hızlı gelişti. Prefrontal korteksi diğer tüm canlıların önüne geçti. İnsanevladı; bu minvalde doğayı, dünyayı kendine uydurma konusunda önemli adımlar attı. Ateşi ehlileştirdi, tohumu ehlileştirdi, avlamak ve toplamak için sürdürmek zorunda olduğu göçebe halden yerleşik hale geçti, bilgiyi aktarmak için yazıyı buldu. Zamanı ehlileştirdi (ya da bu zehaba kapıldı), saati, takvimi tasarladı. Metali ayrıştırdı, denizleri aşacak tekneler yaptı. 1. Yüzyıl olmadan Samsatlı Lukianos “Gerçek Bir Öykü” adlı metni yazdı. Kimilerine göre bilimkurgunun ilk örneği olan bu öyküde, insanevladı geliştirdiği teknolojinin en son ürünü ile (bir yelkenli) gözünün gördüğü ama gidemediği Ay’a gitti, gerisini Lukianos’un hayalgücü getirdi.

Gelişme hızlanıyordu. İmparatorluklar kuruluyor, dinler ortaya çıkıyor, insanlık dünyada baskın tür oluyordu. Rönesans döneminde bilimsel devrim, akabinde 18.Yüzyılda sanayi devrimi yaşandı. Bu süreçte hep bir şeyler ehlileştirildi. Buharın gücü kontrol altına alındı, elektrik diye bir enerjiden bahsedilir oldu. Ehlileştirmek derken kontrolü zor güçleri zaptedebilme özelliğini vurgulamak istiyorum. Nedir: hayatı kolaylaştıran tüm bu yenilikler kimi dışsal mekanizmalarla rahatlıkla kontrol edilebilir ve herhangi bir özgüdüme sahip değillerdir. Yalnızca kontrolün gereklerini yerine getirmezseniz (buhar makinasının emniyet tahliye subapı yoksa yahut elektrik devrenize sigorta takmazsanız) işin nereye varacağını tahmin edebilirsiniz ve sonuçlar pek istenen gibi olmaz.

Bu arada bilimkurgunun henüz adı konmamışsa da 19. Yüzyılın başlarında (1818) henüz 21 yaşındaki Mary Shelley “Modern Prometheus” yahut daha çok bilinen adıyla “Frankenstein” adlı bilimkurgu romanını yazdı. Dr.Frankenstein’ın “galvanizleme” yöntemiyle hayata getirdiği canavarın bir bilinç taşıdığı ve yaratıcısına isyan etmesini gözönünde bulundurursak bu romanda yapay zekânın varlığından söz edebilir miyiz? Bu sorular için henüz erken! Öncelikle yapay zekâ kavramının ortaya çıkması için 1950’li yılları beklememiz gerekiyor.

...

 

Yazının devamı Ağustos sayımız ALGORİTMA'da!

Dergiden
Etiketler
bilimkurgu