EMDR Terapisi, Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli’ne dayanmaktadır. Bu modele göre, travma, gerçekleştiği andaki hali ile beyindeki nöral ağlarda kayıt edilir ve depolanır. Bugün yaşanan ve bu travmatik olayı tetikleyen herhangi bir durum, kişinin bu anı ile ilişkili olumsuz düşünce ve duygularını aktive edebilir. Çift yönlü uyarımlar ile yapılan işlemleme ile yeni nöral yollar oluşturulur ve depolanmış travmaya ulaşılır. Bu, travmatik anı yeniden işlenmesini sağlar ve anının adaptif anı ağları ile entegre olur. Böylece, anı ile ilgili yeni çağrışımlar oluşturulur ve adaptif davranışlar artar. Bu temelde düşünüldüğünde EMDR Terapisi ne vadeder sorusunun yanıtında, psikolojik, fiziksel ve cinsel tüm travmaların yeniden işlenmesi ve adaptif bir hale bürünmesi beklenir. Örneğin, kişi geçmişte tecavüze uğramış ise kendisi ile ilgili ‘tehlikedeyim’, ‘ben suçluyum’ gibi kendisi hakkında olumsuz inançlar geliştirmiş olabilir. Duygusal olarak korku ve kaygı dolu hissediyor olabilir. Geçmişteki bu anı EMDR Terapisi ile çalışıldığında kişinin ‘ben suçluyum’ inancı yerini ‘benim sorumluluğum değil, ben kendimi korumak için elimden gelenin en iyisini yapabilirim’, ‘tehlikedeyim’ inancı yerini ‘artık geçti şimdi güvendeyim’ inancına sağlıklı şekilde bırakabilir. Ayrıca, korku ve kaygı duyguları dinebilir, kişi şu anda burada güvende hissedebilir. Ayrıca kişinin tecavüz anındaki beden duyumları da bedeninde kayıtlıdır. EMDR Terapisi ile bedendeki bu rahatsız edici duyumlarda işlemlenir böylece de kişinin bedeninde rahatlık, sakinlik yerini alır. Ayrıca kişi anıya dair rahatsız edici görüntülere adeta artık ulaşamaz, o görüntüler parçalanabilir, uzaklaşabilir, siyah beyaz soluk bir hal alabilir. Bütün bunlar da kişinin bugünkü tetikleyicileri ile karşılaştığında tetiklenmemesine ve sağlıklı tepkiler verebilmesine izin verir. Yine örnek verecek olursak kişi yeni bir romantik partner ile karşılaştığında korku duygusu, ‘tehlikedeyim’ inancı ve rahatsızlık veren beden duyumları ile kaçıp uzaklaşma tepkileri verebilecekken bunun yerine ‘güvendeyim’ inancı, rahatlık ve sakinlik ile orada kalabilir. Bu süreç kişi için bugünkü yaşamında kontrolün kendisinde olduğu, derin bir içgörü kazandığı, tercihlerini sağlıklı şekilde yapabildiği bir yaşam anlamına gelebilir.
EMDR Terapisi’nin teorisi olan Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne göre kişinin bugün tüm psikolojik rahatsızlıkları geçmişte yaşamış olduğu travmatik deneyiminden kaynaklanmaktadır. Bu da bugünkü birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde EMDR Terapisi’nin yararlı olabileceğine işaret etmektedir. Randomize Kontrollü Çalışmaların bir incelemesi göstermektedir ki, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, tek uçlu depresyon, kaygı bozukluğu, madde kötüye kullanım bozuklukları ve kronik ağrı için EMDR Terapisi etkili olabilmektedir. Psikotik ve bipolar bozukluk hastalıklarında da standart tedaviye eklendiğinde yine etkili olabilmektedir.1 Bu bilgiler ışığında EMDR Terapisi’nin geniş yelpazedeki psikolojik güçlükler için iyileştirici gücünü görmekteyiz.
EMDR Terapisi hangi psikolojik/psikiyatrik problemler için etkilidir?
‘EMDR Terapisi ne vaad eder’ başlığı altında, EMDR Terapisi’nin bilimsel çalışmalar tarafından araştırılmış ve yararlı olduğu tespit edilmiş bazı problem alanlarını paylaşmanın yerinde olacağını düşünüyorum. Aşağıda belirtilen psikiyatrik/psikolojik problemler için EMDR Terapisi iyileşme vaad edebilir. Bunu yaparken yine Adaptif Bilgi İşleme gözlüklerini gözüne takar ve probleme oradan bakar. Bir diğer değişle, aşağıda sıralanan problemlerin adları başka başka olsa da EMDR Terapisi, Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne dayanarak bri vak’a formülasyonu yapar ve belirli travmatik anılarla çalışır. Şimdi bilimsel çalışmalar ile EMDR Terapisi’nin yararlı olabileceği alanları inceleyelim.
Depresyon
EMDR Terapisi’nin tek uçlu duygu durum bozukluğundaki etkililiği incelenmiştir (Behnammoghadam ve ark., 2015). Depresyon tanısı almış 60 hasta 4 ay boyunca her hafta 45-60 dakika EMDR Terapisi almış, kontrol grubu işe hiçbir psikoterapötik müdahale almamıştır. EMDR Terapisi alan depresyon hastaları terapiden önce ve sonra yapılan Beck Depresyon Envanteri (BDE) son test ölçümlerinde ön test ölçümlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir (27.26 ± 6.41 ve 11.76 ± 3.71, p < 0.001). Çalışmada her iki grubun son test ölçümleri arasında da anlamlı fark tespit edilmiştir (deney grubu 11.76 ± 3.71; kontrol grubu 31.66 ± 6.09, p < 0.001). Araştırma göstermektedir ki, EMDR Terapisi depresif bozuklukta etkili ve yararlı bir terapi yaklaşımıdır. 2
Panik Bozukluk
Feske ve Goldsteina (1997), agorafobili panik bozukluk tanısı almış 43 hastayı EMDR Terapisi, göz sabitlemeye maruz bırakma ve yeniden işleme terapisine ya da bekleme listesine randomize olarak atamıştır. Hastalar, 3 haftada biri 120 dakika dördü 90 dakika olan 5 seans almıştır. EMDR Terapisi alan hastaların son testleri bekleme listesindeki grubun son testleri ile karşılaştırıldığında, EMDR Terapisi alan kaygı bozukluğu tanısı olan hastaların anlamlı derecede ilerleme kaydettiği tespit edilmiştir .
Psikotik bozukluk
Travma sonrası stress bozukluğu tanısı almış eş zamanlı psikotik semptomlar gösteren hastalar EMDR Terapisi ve Uzatılmış Maruz Bırakma terapilerine random olarak atanmış ve bir Araştırma yürütülmüştür (de Bont, van Minnen ve de Jong, 2013). EMDR Terapisi’nin Uzatılmış Maruz Bırakma yaklaşımı gibi travma sonrası stress semptomlarının azalmasında etkili olduğu vurgulanmıştır. Hastaların, halüsinasyon, şüphecilik, genel psikopatoloji ve sosyal işlevselliğinde gerileme görülmemiştir. Bu çalışma travma sonrası stres bozukluğu tanısı olan ve eşlik eden psikotik bozukluk yaşayan kişilerde EMDR Terapisi’nin yararlı olabileceğine işaret etmektedir.
Kronik ağrı
Grant ve Threlfo (2002), EMDR Terapisi ile kronik ağrısı olan vakaların ağrı seviyelerinin düştüğünü, ağrıyı kontrol etme becerilerin arttığını ve ağrı ile gelen tüm olumsuz duygulanımın azaldığını belirtmektedir. Konuk ve ekibi (2011) ile ülkemizde, bizim yürütülmüş bir araştırmada ise baş ağrısı olan hastalar üzerinde EMDR Terapisi’nin yararlı olup olmadığını inceledik. Bu çalışmmıza göre, ortalama 11 EMDR seansı ile hastaların günlük baş ağrısı sıklığı, süresi azalmaktadır; hastane ziyaretleri sayısı ve kullanılan ağrı kesici hap sayısı istatiksel olarak anlamlı derecede düşmektedir. 3 aylık takip seanslarında bu sonuçların korunduğu görülmektedir. Bu bulgular da EMDR Terapisi’nin migren tedavisinde alternatif, etkili ve yararlı bir yaklaşım olabileceğine işaret etmektedir.
Fantom ağrı
EMDR Terapisi’nin, bir uzuv kaybedildikten sonra olan uzun varmış gibi ağrı sendormu, fantom ağrı hastalarında, ağrı ile ilişkili ilaçların azalmasına, depresyon ve travma sonrası stres semptomlarının azalması ve fantom ağrısının ortadan kalkmasına anlamlı ölçüde katkı sağladığı ortaya konulmuştur (Schneider, 2008).
Obsessif kompulsif bozukluk
Marsden ve arkadaşları (2018), obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde EMDR Terapisi ile Bilişsel Davranışçı Terapi’nin etkililiğini karşılaştırmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi, obsesif kompülsüf bozuklukta bilinen en iyi psiktoerapi yaklaşımıdır. 55 hasta ile randomize kontrollü çalışma olarak yürütülen bu araştırmada hastaların %61.8’i tedaviyi tamamlamış, %30.2’si güvenilir ve klinik olarak anlamlı olan gelişimler göstermiştir. Bu rakamlar bize, obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde yaygın olarak kullanılan bilişsel davranışçı terapi kadar EMDR Terapisi’nin de yararlı olabileceğine işaret etmektedir.
Yakın tarihte yapılmış olan meta-analizler ve randomize kontrollü çalışmalara baktığımızda da EMDR Terapisi’nin travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve kaygı semptomlarının azalmasında etkili olduğunu gibi (Wilson ve ark., 2018), ayrıca, paranoid düşünceler (de Bont ve ark., 2016), şiddetli yorgunluk ve kronik ağrı gibi şikayetlerinde azalmasını sağladığını görmekteyiz (Carletto ve ark., 2016).
Özetle, bilimsel araştırmalara göre EMDR Terapisi’nin yararlı olabileceği pek çok psikolojik/psikiyatrik problem alanı bulunmaktadır. Dikkat çekmek istediğimiz bir nokta tüm bu güçlüklerin terapide çalışılma sürecinde EMDR Terapisi’nin 8 Aşamalı Standart işleyişi kullanılmaktadır. Buna göre EMDR 3 zamanlı bir yaklaşımdır. Geçmiş, şimdi ve gelecek. Kişi bu problemlerden hangisiyle gelirse gelsin EMDR Terapisi’ne öncelikle şu anda yaşadığı problemi tanımlar. Daha sonra terapistin eşliğinde geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlere ulaşır. Bu deneyimler ile şu anki güçlük arasındaki ilişkileri ve bağlantıları kurar. Bu süreçte bir içgörü kazanır, psikolojik bilgilendirme alır. Daha sonra terapisti ile bir terapi planı üzerinden travmatik anılarını aç çalışır. Bu süreçle birlikte, yukarıda sıralanan bu alanlarda bugün ve gelecekte kişinin rahatlaması, semptomlarının azalması ve ortadan kalkmasına şahitlik ederiz.
EMDR Terapisi gruplar ile uygulanabilir. Doğal afet, savaş gibi insani hizmetlerde erken müdahale imkanı tanır.
EMDR Terapisi bireylere uygulandığı gibi gruplara da uygulanabilmektedir. Bu nedenle özellikle doğal afetler gibi kitlesel travmalarda görece kısa zamanda çok sayıdaki kişinin travmatik stres tepkilerinin azalmasına yardımcı olabilmektedir. Bu sayıda başka bir hocamız detaylı anlattığı için bu konuyu bu kadar özetlemem yeterli olacaktır.
EMDR Terapisi çocuk ve gençler ile de kullanılır
EMDR Terapisi çocuklarda ve gençlerde de kolaylıkla uygulanabilmektedir. Çocukluk çağı korkuları, okul ile ilgili performans kaygıları, sosyal ilişki kurmak, özgüven eksikliği ile ilgili kaygıları gibi konularda EMDR Terapisi oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu gibi şikayetler ile başvuruda bulunan çocukların öykülerinde olumsuz yaşantıların izleri aranır. Ebeveynler ile görüşmeler yapılır. Çocuklar ve ebeveynleri ile yürütülen görüşmeler neticesine çocukların bu semptomlarına dayanak olabilecek ihmal, terk, duygusal, fiziksel, cinsel istismar gibi olumsuz yaşam deneyimleri ile çalışılır. Bu da geçmişteki olumsuz deneyimlerin bugün çocuk ve gençler üzerinde yarattığı olumsuz etkileri ortadan kaldırabilmektedir. Ayrıca, çocuk ve gençlerde yetişkinlere göre daha hızlı sonuçlar alınabildiğini vurgulamak isteriz. Bunun sebebi ise çocukların anı ağlarının daha az yoğunlukta ve daha esnek olması ile ilişkilendirilmektedir. Çocuk ve gençlerin bu çalışmalar ile bugün kaygı gibi semptomları ortadan kalkarken, gelecekte benzer durumlarda daha güçlü baş edebildiğini gözlemleriz.
Ayrıca, çocuk ve gençlerde ‘kaynak yerleştirme protokolü’ adı verilen çocuğun kendi içsel kapasitesi ile temasını güçlendiren çalışmaların da oldukça yararlı sonuçlar verebildiğini gözlemlemekteyiz. Bu çalışmalar çocuğun bakım verenine (çoğunlukla anne) öğretilerek seans odası dışında da çocuğu desteklemek için kullanılması sağlanabilir. Bu da çocuk ile bakım veren arasındaki o hassas bağı güçlendirecektir. Çocuklar ile çalışırken kullanılan çok sayıda özel protokol bulunmaktadır. Klinisyenler bu protokoller üzerine çalışarak çocuk ve gençlere daha hızlı ve nokta atışı desteklerde bulunabilmektedir. Bu da ebeveynleri ve çocukları ihtiyaçlarına cevap vererek oldukça rahatlamaktadır. Özetle, EMDR Terapisi çocuk ve gençler ile oldukça etkili sonuçlar almamıza da yardımcı olabilmektedir.
Olumsuz çocukluk çağı olayları, ACE çalışması ve EMDR’ın önemi
Kaiser Permanente Şirketi, Olumsuz Çocukluk Çağı Olayları (ACE) adında bir çalışma yürüttü. Çalışmanın orijinali 1995 ve 1997 yılları arasında 17.000’den fazla kişiden toplanan dataya dayanmaktadır. Bu çalışmada hastanelere fiziksel ve/veya psikiyatrik rahatsızlıkları için başvuran yetişkinlere 10 sorudan oluşan ve çocuklukta yaşanmış istismar ve ihmal gibi ev içindeki olumsuzluklar sorulmuştur. Daha sonra yaşanmış olan bu olumsuz olayların dozu ile yetişkinlikteki rahatsızlıkların görülme sıklığı arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu çalışma 18 yaştan önce yaşanan travmaların yetişkin yaşamında sağlık davranışları ve yaşam boyu sağlığı belirlemede çok büyük rol oynadığını ortaya koymuştur. Araştırmanın devamı ile ilgili veriler bu sayının başka bir bölümünde başka bir hocamız tarafından detaylıca anlatıldı. İşte tam bu noktada, EMDR Terapisi’nin vaadi bu olumsuz çocukluk çağı olaylarının üzerinde çalışmak ve oradan kalan olumsuz inançları, duygu, beden duyumu ve o andan kalan baş etme yöntemlerini değiştirmek ve iyileştirmek olur. Bu da uzun vadede kişilerin ruh ve beden sağlığı üzerinde anlamlı bir fayda yaratabilmektedir. Bu ülkenin sağlık politikaları ve giderleri açısından da önemlidir.
EMDR Terapisi, bireyler, çocuklar, gençler için travma sonrası stres bozukluğundan baş ağrısına pek çok sorun alanında görece hızlıca yararlı olabilmektedir. Travmatik deneyimlerin üzerinden uzun zaman geçen durumlar kadar yakın tarihli travmatik deneyimler olduğunda da EMDR Terapisi oldukça yarar sağlayabilmektedir. Bireyler kadar gruplar ile de çalışabilir. Ayrıca, çok çeşitli müdahale becerilerini içerir. Danışanın, geçmişten gelen yaraları çalışılırken, kısa sürede semptomlarından rahatlaması sağlanabilir. Ayrıca, daha sonra kişinin çocukluk çağı olumsuz yaşantıları ile çalışırsak daha kapsamlı bir çalışma yürütmüş oluruz. Danışan tüm bu süreçte, başvuru sebebini tanımlar, geriye akış tekniği ile ilk anıları ve kendisini en rahatsız eden anılar bulur. Bu anılar üzerine çalışırken, derin bir içgörü kazanabilir. Geçmişte kendini çaresiz görürken bugün artık büyüdüğünü ve güçlendiğini fark edebilir. Bu durum bugünkü yaşamında kendiliğinden bir şeyleri değiştirmiş gibi hissettirebilir. Kişinin bugünkü yaşamında ve gelecekte artık bu konu ile çok daha iyi baş edebilme kapasitesini oluşturmaktadır. Özetle, EMDR Terapisi kişinin halihazırda doğal olarak var olan iyileşme kapasitesini harekete geçirir ve iyileşmeye yardımcı olur.
Süpervizyon eşliğinde EMDR terapisi
Süpervizyon, bir klinisyenin alanda bilimsel olarak yetkin olan başka bir klinisyenden danışmanlık alarak vakalarının tedavisini yürütmesidir. Önemli klinik karar gereken noktalarda her zaman süpervizyon desteği alınabilir. EMDR Terapi camiasının olumlu bir yanı da iyileştirici, kapsayıcı ilişkilere sahiptir. Bu nedenle bir klinisyene süpervizör desteği her zaman ulaşılabilir durumda. Bu da klinisyenin, bir seansta ve tüm terapi sürecinde bilgiyi deneyim ile harmanlayarak EMDR Terapisi’ni en iyi versiyonu ile sunmasını sağlamaktadır. Süpervizyon imkanının ülkemiz için bir avantaj olduğuna inanıyorum. Çünkü EMDR Terapisi’ni dünya standartlarında sunmayı gözeten bir ekip tarafından süpervize edilen bir terapistin danışanına sunacağı terapi sürecinin de yararlı olabileceğini deneyimliyoruz. Bu nedenle klinisyenlerin süpervizyon almayı, danışanların da bu süreci her zaman sorabilme hakkını hatırlaması yararı olacaktır.
Kaynaklar
1. Behnammoghadam M., Alamdari A. K., Behnammoghadam A., Darban F. (2015). Effect of Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) on Depression in Patients With Myocardial Infarction (MI). Glob. J. Health Sci. 7, 258–262. 10.5539/gjhs.v7n6p258 [PMC free article] [PubMed] [CrossRef] [Google Scholar]
2. de Bont P., van den Berg D. P. G., van der Vleugel B. M., et al. . (2016). Prolonged exposure and EMDR for PTSD v. a PTSD waiting-list condition: effects on symptoms of psychosis, depression and social functioning in patients
3. Carletto S., Borghi M., Bertino G., Oliva F., Cavallo M., Hofmann A., et al. . (2016). Treating post-traumatic stress disorder in patients with multiple sclerosis: a randomized controlled trial comparing the efficacy of eye movement desensitization and reprocessing and relaxation therapy. Front. Psychol. 7:526. 10.3389/fpsyg.2016.00526 [PMC free article] [PubMed] [CrossRef] [Google Scholar]
4. Feske U., Goldsteina J. (1997). Eye movement desensitization and reprocessing treatment for panic disorder: a controlled outcome and partial dismantling study. J. Consult. Clin. Psychol. 65, 1026–1035. 10.1037/0022-006X.65.6.1026 [PubMed] [CrossRef] [Google Scholar]
5. Grant, T., Threflo, C. (2002). EMDR in the treatment of chronic pain. Journal of Clinical Psychology 58(12):1505-20. DOI: 10.1002/jclp.10101
6. Konuk, E., Epözdemir, H., Atçeken, Ş., Aydın, YE, Yurtsever, A. (2011). EMDR Treatment of Migraine. Journal of EMDR Practice and Research, Vol 5, Issue 4. DOI: 10.1891/1933-3196.5.4.166
7. Paul A.J.M. de Bont, et al., Treating PTSD in Patients With Psychosis: A Within-Group Controlled Feasibility Study Examining the Efficacy and Safety of Evidence-Based..., Behavior Therapy (2013), http://dx.doi.org/10.1016/j.beth.2013.07.002
8. Wilson, G., Farrell, D., Barron, I., Hutchins, J., Whybrow, D., & Kiernan, M. D. (2018). The Use of Eye-Movement Desensitization Reprocessing (EMDR) Therapy in Treating Post-traumatic Stress Disorder-A Systematic Narrative Review. Frontiers in psychology, 9, 923. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2018.00923
9. Valiente-Gómez Alicia, Moreno-Alcázar Ana, Treen Devi, Cedrón Carlos, Colom Francesc, Pérez Víctor, Amann Benedikt L. 2017. EMDR beyond PTSD: A Systematic Literature Review. Frontiers in Psychology Vol (8)., p.1668. doi=10.3389/fpsyg.2017.01668
10. Jens Schneider, MD, Arne Hofmann, MD, Christine Rost, MD, Francine Shapiro, PhD, EMDR in the Treatment of Chronic Phantom Limb Pain, Pain Medicine, Volume 9, Issue 1, January 2008, Pages 76–82, https://doi.org/10.1111/j.1526-4637.2007.00299.x