Telefon Konuşması Yapmaktan Korkuyor musunuz? İşte “Telefobi”yi Yenmenin Yolları

Telefonunuzun zil sesini duymak paniğe kapılmanıza mı sebep oluyor? Birisini arama düşüncesi bile size soğuk terler mi döktürüyor? Son zamanlarda telefon elimizden düşmez oldu, fakat yine de çoğumuz basit bir aramayı yapmaktan bile ciddi anlamda korkuyor. Sosyal fobinin bir uzantısı olarak bilinen telefobi, her nesilden ve her kesimden birçok insana sıkıntı veriyor. Telefobiden mağdur insanlar tanımadıkları kişilerle dolu bir odada konuşma yapmaktan çekinmezken ya da gün içinde binlerce mesaj gönderirken, telefon konuşması yapacak olduklarında geriliyorlar. Online terapi sunan Joyable sitesinin başkan yardımcısı Jill Isenstadt, “Birçok insan için telefon üzerinden iletişim kurmak apayrı bir sorun. Çünkü konuştuğunuz kişiye çok fazla düşünmeden anında cevap vermek zorundasınız” diyor. Doğrudan konuşmayı gerektirmeden iletişim kurmaya olanak sağlayan teknoloji, telefobi sorununu gizlemeyi kolaylaştırdı. Sonuç olarak da sorunun tespit edilmesi zorlaştı ve telefobinin varlığına dair somut verilere ulaşılamaz oldu. Nihayetinde telefonda konuşma korkusunun üretkenlik ve verimlilik üzerinde yıkıcı etkileri oldu. “Başka insanlarla etkileşime girmekten korktuğu için kariyerlerini durduran müşterilerimiz var. Çok zor durumda kalmadıkça bundan kaçıyorlar” diyor Isenstadt. Aptal durumuna düşme korkusu Telefobinin başlangıcı, akıllı telefonların icadının çok daha öncesine dayanıyor. Mesela 1986’da George Dudley ve Shannon Goodson tarafından The Psychology of Sales Call Reluctance (Tele-Satış Yapma İsteksizliğinin Psikolojisi) isimli bir kitap yazıldı. Ayrıca İngiliz yazar ve şair Robert Graves, 1929’da yazdığı otobiyografisinde Birinci Dünya Savaşı sırasında aldığı yaradan sonra telefon kullanma konusunda ciddi bir korku yaşamaya başladığına değiniyor. Isenstadt, telefobinin çok daha yeni vakalarını gördüğünü, telefonun müşterileri üzerinde çeşitli sebeplerden dolayı kaygı bozukluğu yarattığını belirtiyor. “Sadece telefondan kaynaklanan bir korku değil bu; konu aslında etkileşimle ilgili. Bazı hastalar için telefon, yanlış bir şey söyleyebilecekleri bir iletişim aracı” diyor. Isenstadt’ın, satış elemanı olan 27 yaşındaki bir hastası, dil sürçmesi yaşamaktan veya kekelemekten, uzun süre cevap verememekten, odadaki diğer müşteriler ve çalışanlar karşısında aptal durumuna düşmekten endişeleniyor. 52 yaşındaki mali müşavirliği yapan başka bir hastası ise telefon görüşmesi sırasında yargılanmaktan ya da niteliksiz görünmekten korkuyor. Yazmak ve yazdıklarını kontrol edip düzeltmek için çok zamanı olacağı için müşterilerini aramak yerine onlarla e-posta aracılığıyla iletişim kurmayı tercih ediyor. Satış eğitmenliği yapan Jeff Shore, birçok satış uzmanının potansiyel müşteriyi rahatsız etmekten kaygılandığı için ilk aramayı yapmaktan korktuğunu söylüyor. Tele satışın başlamasıyla telefon, aile yemeklerini ve diğer kişisel zamanları bölen bir araç olarak görülmeye başladı. Çalışanlarının, insanları rahatsız etmekten korktuklarını belirtiyor Shore. “Satış elemanları, o tür rahatsız edici telefon konuşmalarını yapan kişi olmak istemediklerini söylüyorlar” diyor. Kültürel normları yönetmek Küresel şirketlerde çalışan insanlara danışmanlık hizmeti veren Culture Crossing’in genel müdürü Michael Landers, “Bazı toplumlarda insanlar telefon konuşmalarına tereddütle yaklaşıyor” diyor. “Japonlar karşılarındaki kişiyi rencide etmek ve saygınlıklarını yitirmek istemedikleri için tanımadıkları kişilerle konuşmakta tereddüt ediyorlar” diyor Landers. Ortalama bir bireyin günde yüzlerce mesaj gönderdiği Endonezya’da, konu telefonda konuşmak olunca insanların mesajlaşmadaki kadar rahat olmadıklarını belirtiyor. Landers, dünya genelinde telefon korkusunun, ister birisiyle randevu ayarlamak için olsun ister bir iş görüşmesi olsun, reddedilme korkusuna oldukça yakın olduğunu söylüyor. “Hiç kimse reddedilmekten hoşlanmaz. Bu, durumunuzu tanımlayış biçiminize bağlı” diyor. Sorunu aşmak Birçok terapist, hastasının telefobiyi yenmesine yardımcı olabilmek amacıyla bilişsel davranışçı terapi yöntemine dayanan bir yaklaşım uyguluyor. Isenstadt, hastalarından telefon konuşması yapmalarını istediği seanslarda olabilecek en kötü senaryoda onlara eşlik ediyor. “Endişelenecek bir şey olmadığını ve böylesi durumların normal olduğunu fark etmelerini sağlıyoruz” diyor. Zamanla pizza siparişi vermek gibi önemsiz telefon konuşmaları yapmaya başlıyorlar. Shore eğitimlerde satış uzmanlarının arama yapmadan önce konuşmaya nasıl başlayacakları ve konuşmayı nasıl bitirecekleri ile ilgili belli bir plan yapmalarını ve telefonun diğer ucundaki insana ne gibi katkıları olabileceğini düşünmelerini öneriyor “En önemlisi ise onları en doğru şekilde motive etmek” diyor. Satış uzmanı, potansiyel müşterilere yardımcı olabildiğini fark etmeye başladığı an, ilk aramaları yapmak daha kolay hale geliyor. “En büyük korkunuzun gerçekleşmediğini fark edince telefon konuşmalarıyla ilgili düşünceleriniz değişmeye başlıyor” Ve eğer karşıdaki kişiye herhangi bir katkı sağlayamayacaklarını düşünüyorlarsa telefon konuşması yapmamaları gerekiyor. Telefobi, daha çok satış uzmanları üzerinden inceleniyor olsa da gazeteciler, halkla ilişkiler uzmanları, sekreterler, avukatlar ve danışmanlar gibi telefon konuşması yapmak zorunda olan farklı mesleklerden birçok insanı da etkiliyor. Hatta telefon aracılığıyla iş görüşmesi yapan bir kişi telefobisi yüzünden paniğe kapılıp işi alma ihtimalini riske atabilir. Bazı yöneticiler çalışanlarının bu huylarına adapte olmayı öğreniyorlar. Kuzey Karolina ve Georgia eyaletinde restoranları bulunan Chai Pani Restaurant Group’un ağırlama komitesinin yöneticisi Molly Irani, telefonla aradığında 180 çalışanı arasından cevap verecek kişilerin sayısının bir elin parmağını geçmeyeceğini söylüyor. Birçoğu 35 yaşın altında olan çalışanlarını aramak yerine onlara mesaj atmaya alıştığını belirtiyor. Irani, meslektaşlarının telefon konuşması yapmaya olan isteksizliğini anladığını söylüyor. Mesela konuşmaya hazır olmadığınız veya boş bulunduğunuz bir anda telefonunuz çalabilir. Günümüzde, arama yapmak yerine birçok alternatif seçeneğin oluşmasıyla, genç çalışanlarının tuhaf telefon konuşmalarından kaçınabildiğini söylüyor. “Birçoğumuzun bu duruma karşı isteksizliği olmuştur ama bunu aşmak zorundaydık” diyor Irani. “Biz bunun üstesinden gelmeye çalıştık ancak şimdiki neslin öyle bir zorunluluğu yok.”

Telefobiyi yenmenin 5 yolu

  • En kötü ihtimali düşünün. En kötü ihtimalin bile korktuğunuz kadar kötü olmadıklarını fark edeceksiniz.

  • Aramayı neden yaptığınızı düşünün. Bu görüşmeyi bir müşteriyi bilgilendirme amaçlı mı yoksa önemli bir bilgi edinmek için mi yapıyorsunuz?

  • Konuşmaya nasıl başlayacağınızı ve konuşmayı nasıl sonlandıracağınızı planlayın. Genellikle zor olan kısım görüşmeyi nazik bir şekilde sonlandırmaktır.

  • Saçmalamanızın sorun olmadığı, çok da önemli olmayan aramalarla başlayın. Mesela, alıştırma yapmak için dışardan yemek söyleyin.

  • Mükemmel olmak zorunda olmadığınızı asla unutmayın.

Çeviri: Afra Sultan KAYA Kaynak: http://www.bbc.com/capital/story/20161213-scared-of-the-phone-heres-how-to-overcome-that-fear

Güncel Bilim
Etiketler
bilim ve ütopya
telefobi
telefon