Çiviyazısı

Yöntem ve ideoloji

Bilimde yöntem meselesi, birçok tartışmanın odağında. Bu tartışmalar, bilime duyulan ilgiyi artırması bakımından faydalı; ve materyalizmin ve idealizmin bilme yöntemi üzerinden yürüyen hesaplaşmasını da keskinleştirmektedir.

"Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!"

Ünlü bir Hint klasiği olan Hortlağın 25 Öyküsü1’nde kahraman Kral Trivikramasena, Şimşapa ağacına asılmış bir ölüyü, söz verdiği dilenciye getirmek için güneye doğru yola çıkar ancak bir sorun vardır: Ölünün içine Vetala yani hortlak girmiştir. Hortlak yolculuk sırasında krala bir öykü anlatır ve her öykünün sonunda ona bir soru sorarak hayatıyla sınar. Kral bütün sorulara bilgece yanıtlar verir ve hayatta kalır.

Dikkate dikkat

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olarak tanımlanan ve hem yetişkinlerde hem de çocuklarda oldukça yaygın olarak görülen bir rahatsızlığı yeni yılın ilk sayısının kapak dosyası yaptık. Tanımlanan diyoruz çünkü bunun bir bozukluk mu bir hastalık mı yoksa evrimsel sürecin getirdiği ve bugünün kültürel yaşam ölçütleriyle uyuşmayan bir çelişme mi olduğu veya doğuştan geldiği için bir bozukluk değil de farklılık olarak mı tanımlanması gerektiği tartışılan bir durum.

Neo ve Post ölürken

Kavramlar sınıfsal işlevleri ve tarihsel anlamlarıyla ortaya çıkarlar. Mesela Kemalizm kavramının içeriğini, devrimin önderi Atatürk sınıfsal işlevi ve tarihsel rolü bağlamında tanımlamıştır: “Türk Devriminin yaptığı işler.” Gördüğümüz gibi bu tanımda doğrudan doğruya eyleme yapılan bir vurgu vardır.

Empatiye empatik yaklaşım

Kapitalist sistem ideolojik olarak yanılsamalar bütünüdür. Sistemin fikriyatına göre insan doğuştan bencil ve rekabetçidir. Hayatta kalması için diğer insanlara karşı düşmanca bir tutum alması gerekir. Yaşamda elbirliği, duygudaşlık ve dayanışmayla değil acımasız bir yarışı kazanarak ayakta kalınabilir. Bu yarışa yıkıcı bir hırsın eşlik etmesiyse kaçınılmazdır. Yaşamın kendisi ve insanın doğası kapitalizmin suretinden başka bir şey değildir. Kapitalizm insana kendini ve dış dünyayı mutlak gerçekmiş gibi gösterir.

İslam tarihindeki akılcıları savunmanın önemi

İslam kültüründe Engizisyonun olmadığı söylenir. Bu anlatıya göre Engizisyon Batıya has bir kurumdur. Bizim kültürümüzde olsa olsa tekil ve istisnai örnekler vardır. Bu örnekler de aydın ve yönetici sınıf içindeki kişisel çatışmaların bir sonucudur. Oysa İslam tarihine biraz yakından baktığımızda akılcılıkla nakilcilik, özgür iradeyle kader, bilimle hurafe, tanrıtanımazcılıkla tanrıcılık, materyalizmle idealizm arasında çağlar boyunca süren büyük kavgalar yaşanmıştır. Bu kavgalar ve çatışmalar düşünsel zeminde cereyan etmiş ama hep bir iktidar ve toplum tasarımının sonucu olagelmiştir.

Uyuyalım!

Uyku, canlılığın ve insanın en büyük gizemlerinden biri. Nasıl âlet yapımı, ateşin kullanılması ve evcilleştirilmesi, etin tüketimi ve beynin büyümesi türümüzün evrimsel tarihi açısından kritikse uyku da en az onlar kadar kritik bir  süreç. Uyku gerçeğinin gölgede kalması ya da yeterince işlenmemesi büyük bir eksiklik çünkü insan yaşamının  üçte birini uyuyarak geçiriyor. Uykuda öğrenme sürecini tamamlıyor, uykuda zekâsı pekişiyor, uykuda beynini ve bedenini onarıyor, uykuda sosyal yaşama hazır hâle geliyor.

Algoritma/Yapay Zekâ üzerine 12 tez

İnsanlık bilim ve teknolojide iki büyük dönüşümün eşiğinde. Birinci dönüşüm uzaydaki bilimsel çalışmalar. Uzay deyip geçmeyin. Meselenin odağında çok büyük enerji kaynaklarına kimin ulaşacağı, uzaydan getirilen kaynakları nasıl kullanacağı ve savunma var. İkinci büyük dönüşüm ise Algoritma/Yapay Zekâdaki devrim. Bu devrim üretimi insan aklının hayal bile edemeyeceği kadar artıracak ve büyük soruları beraberinde getirecek.

Epigenetik: Genetik determinizme darbe

Yakın bir zamana kadar dişi ve erkekten yavrusuna sadece genlerin aktarıldığı ve kalıtımın bu yolla olduğu varsayılıyordu. Gen ötesi, genetik dışı, genetik olmayan anlamına gelen epigenetik bilimiyle birlikte durumun tamamen öyle olmadığı; çevresel deneyimlerin, yaşam tarzının, alışkanlıkların, davranışların, psikolojik durumun, hatta büyük baba ve babanın yediklerinin-içtiklerinin olumlu ya da olumsuz sonuçlarının da yavruya aktarılabildiği ortaya çıktı.

Sıfırın birleştiriciliği

“Sıfır”, matematiğin en büyük buluşlarından birisiydi. Çünkü sıfırın yükselişi bir sosyo-ekonomik sistemin, bir sınıfın yükselişinin yansıması ve eşlikçisi durumundaydı. Hint’te doğan sıfır sayısı, ilerici çağındaki İslam Uygarlığı tarafından oradan alınmış, ünlü Türk bilgini Harezmî tarafından yaygınlaştırılmış ve Avrupa’ya tanıtılmıştı. Ancak bütün bunların temelinde bir ticaret gerçeği  vardı.