Olm: Ejderha yavruları

Olm veya proteus (Proteus anguinus), Avrupa’nın tek mağara omurgalısıdır. Doğu ve Güneydoğu Avrupa’nın soğuk, suyla kaplı mağaralarında yaşayan bu canlı, tanımlandığı 1907’den beri pek çok insanın ilgisini çekmiş ve görüntüsü, yaşam biçimi ve olağandışı özellikleriyle pek çok hikâyenin konusu olmuş ve ilgiyi kendine toplamıştır. Son yıllarda artan su kirliliği oranları da olm popülasyonlarının azalmasına sebep olduğundan koruma programları başlatılmıştır.

Avrupa kültüründe olmun diğer isimleri insan balığı veya beyaz semenderdir, çünkü olmun iki türü arasında (Proteus anguinus anguinus ve Proteus anguinus parkelj) sayıca çok olanları beyaz, hatta beyaz bir insanın tenine yakın renktedir. Kaynağı konusunda hala şüpheler olan ejderha mitlerinin devamı gibi görünen omlun, yılanvari 20–30 cm’lik vücudu, kafa ve kuyruğa yakın kısımlarda küçük bacaklara, oranla uzun bir kuyruğa ve oransız büyüklükte bir kafaya sahiptir. Slovenyalı balıkçılar olmu ilk keşfettiklerinde, o ana kadarki ejderha hikâyelerinin geçerliliğini düşünmüşler ve bu canlının “belli ki” ejderha yavrusu olduğunu ve dokunulmaması gerektiğini kaydetmişlerdir. Günümüzde, canlının olağandışı özellikleri, beslenme alışkanlıkları, sosyal davranışları gibi konular halen araştırılmaktadır.

Olmlar, görüntü itibariyle aksolotları andırır, aksolotlarla pek çok da ortak özellikleri vardır. Her ikisinin de, kafalarının hemen arkasında vücudun dışarısında solungaçları bulunur. Tamamen sucul çift yaşamlılarda bu olağan bir durumdur. Aynı zamanda, hem olm, hem de aksolotl, amfibilerin genelinin aksine başkalaşım geçirmez. Dişiler, çiftleşme sonrası güvenli bulduğu bir bölgede, bir taşın veya bitkinin altına 70’e yakın yumurta bırakır ve yavrular yumurtadan çıkana kadar onları korur. Bebekler yumurtadan çıktıklarında 5–6 cm’lik küçük olmlardır, birkaç hafta içerisinde yetişkin boyuna erişseler de, cinsel olgunluğa ulaşmaları 10–15 yılı bulabilir. Bu süre boyunca, erkekler de dişiler de gececil, saklanarak yaşayan bireylerdir ancak cinsel olgunlukta erkekler rekabete ve gösteriye dayalı kur sistemleri kurarlar. 10–15 yıl boyunca olgunlaşan olmların toplam yaşam süresi 60–100 yıl arasında değişebilir, ancak henüz kesin sonuçlar belirlenememiştir.

Olmlarla ilgili bir diğer durum ise  mağara canlılarının çoğunda olduğu gibi kör olmalarıdır. Gözleri vardır, ancak embriyonik dönemde gelişme göstermezler ve köstebeklerdekine benzer bir biçimde doğduklarında çalışmayan gözlere sahiplerdir. Bu durum, olmun diğer hislerinin kuvvetli olmasını sağlamıştır. Hâlihazırda büyük olan kafasının en ucunda burun bölgesi de hayli büyüktür ve burada olağanüstü miktarda kemo -,mekano- ve elektroreseptörlerle kaplıdır. Bu sayede etçil olan olm, sabit durduğu durumda etrafında sudaki mikroorganizma yoğunluğunu dahi ölçebilir. Aynı zamanda, çoğu basit semender türünde olduğu gibi olm da Dünya’nın manyetik alanını hissedebilir ve kendini bunlara göre hizalayabilir. Olmla ilgili bir diğer his de ses duyusudur. İç kulaktaki özelleşmiş organları sayesinde sudaki titreşimleri aldığı gibi, yerden gelen titreşimleri de alabilir. İlkel bir ekolasyon sistemi olsa da, bu olmun yırtıcılardan korunması ve av bulması için önemli bir duyudur, çünkü gözleri gelişmemiş olm zaten karanlıkta yaşamaktadır.

Olmlar iki türde incelenir:  Beyaz olm ve siyah olm. Morfolojik belirgin farklar hariç bu iki tür ayırt edilememiştir. Siyah olmların cildi beyazların aksine pigmentlidir ve bu onları kahverengi siyah tonlarına boyar. Aynı zamanda beyaz olmlara oranla daha hassas gözleri vardır. Siyah olmlar beyaz olmlara göre daha nadirdir, bu sebeple korunmalarına daha çok önem verilmektedir.

Hazırlayan: Cem Batuhan BERKOL

Biyoloji