Hayvanların bilincini daha iyi anlamak için yeni bir yaklaşım

Yazan
Çeviri İklil Hatice Deniz
Yazının Okunma Süresi
5 dk.

Bir grup araştırmacı, hayvan bilincinin derinliklerini daha iyi anlamaya yönelik yeni bir yaklaşım ortaya koydu. Bu yöntem, canlı organizmalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar hakkında yeni anlayışlar doğurabilir. 

Science dergisinde yayımlanan makale, bilim insanlarının hayvan bilincini değerlendirmesinde kullanabileceği “belirteç yöntemi”ni (marker method) ele alıyor. Bu yöntem, insanlarda bilinçle ilişkili davranışsal ve anatomik özellikleri belirlemeyi ve benzer özellikleri insan dışı canlılarda araştırmayı içeriyor. 

Yazarlara göre, hayvan bilinci alanında ilerlemeler kaydederek bilincin doğasına dair temel sorulara cevaplar bulabilir ve insan zihnini daha iyi anlayabiliriz.

York Üniversitesi’nden Felsefe Profesörü Kristin Andrews, Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu’ndan Felsefe Profesörü Jonathan Birch ve New York Üniversitesi Çevre Çalışmaları Bölümü’nden Profesör Jeff Sebo, “İnsanlar ve diğer hayvanlar benzer davranışlar sergilediğinde ve bu davranışların insanlardaki en iyi açıklaması bilinçli deneyimi içerdiğinde, bu durum diğer hayvanların da bilinçli deneyime sahip olduğuna dair bir kanıt olarak kabul edilebilir.” diyor.

Bu yayın, “Hayvan Bilinci Hakkında New York Bildirgesi”nin yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir yıl geçtikten sonra yayımlandı. Times of London ve diğer kaynaklara göre bildirge, tüm omurgalılar ve birçok omurgasız türde bilincin varlığına dair bilimsel kanıtları ortaya koydu.

Andrews, Birch ve Webo tarafından düzenlenen bu bildirge, şimdiye kadar dünya çapında 500’den fazla bilim insanı ve araştırmacı tarafından imzalanmış durumda.

Jeremy Bentham da dâhil olmak üzere filozoflar ve Charles Darwin başta olmak üzere bilim insanları hayvan bilincine ilişkin soruları ele almışlardır. John Stuart Mill ise 19. yüzyılın ortalarında, bilinci geniş bir perspektiften değerlendirme zorluğunu kabul etmiştir.

21. yüzyılın ilerleyen dönemlerinde, güvenilir bir bilinç teorisi hâlâ belirsizliğini koruyor ve hayvanlar âlemindeki bilincin kapsamı hakkında süregelen anlaşmazlıklar ve belirsizlikler devam ediyordu.

Makalelerinde Andrews, Birch ve Sebo, bilincin “acıyı hissetme” veya “bir nesneyi görme” gibi belirli boyutlarını tanımlamayı ve ardından bu belirteçlerin hedef türde mevcut olup olmadığını araştırmayı öneren bir yaklaşımı ele alıyorlar. Ve sonra acı deneyimi dışındaki bilinç boyutlarına ve invaziv (canlı vücuduna kesme veya alet sokma yoluyla müdahale) olmayan araştırma yöntemlerine odaklanarak konuya farklı yönlerden bakmak istediler. Ancak, daha sonra bireysel işaretlerin yalnızca kendi başlarına güçlü birer kanıt oluşturma konusunda sınırlamaları olduğunu fark ettiler. “Belirli bir işaretin, hayvan bilincinin belirli boyutları hakkında güveni artırma veya azaltma derecesi bağlama bağlıdır.” diye yazdılar.

“Örneğin dilsel davranış, insanlarda belirli türdeki bilinçli düşünce ve duyguların bir işaretidir. Ama, insan konuşmasını simüle eden büyük dil modelleri tarafından gösterildiği gibi, dilsel davranış insan olmayan sistemlerde tek başına bilincin güçlü bir kanıtı değildir.”

Bu zorluklara rağmen, yazarlar araştırmaların devam etmesinin önemini vurguluyorlar. “Her omurgalının ve birçok omurgasızın bilinci olduğuna dair ‘gerçekçi bir olasılık’ fikri, nihayetinde daha güvenilir bir bakış açısıyla yer değiştirebilir.” diye sonuçlandırıyorlar. “Ancak kanıtlar sınırlı ve karışık kaldığı sürece, açık fikirli kalmak ve daha fazla şey öğrenmeye çalışmak önemli.”

* * * 

Doğrudan çevrilmiştir: https://phys.org/news/2025-02-approach-animal-consciousness.html

Biyoloji