Genetiği değiştirilmiş besinler (GD besinler veya GD gıdalar) Türkiye’de, hem halk tarafından hem de uzman olarak gösterilen kişilerce akıl almaz biçimde yanlış anlaşılmakta ve tartışılmaktadır. Bu yazıda en temel yanlış anlamaların irdelenmesi ve bilim karşıtı yaklaşımların Türkiye’de bu alandaki tartışmaları nasıl domine ettiğinin örneklenmesi planlanmaktadır.
Konu genetiği değiştirilmiş organizmalar olunca (GDO), halkımız ve ‘uzmanlar’ın aynı görüşte birleştiğini görüyoruz: GDO, uluslararası tohum tekellerinin kârı maksimize etmek uğruna, insana ve çevreye olan bütün zararlarına rağmen yaygınlaştırmaya çalıştırdığı teknolojidir. Bu zararlar arasında neler yok ki? Mesela internete GDO yazınca çıkan ilk sitelerden birini referans almaya kalkarsanız şunları göreceksiniz(1): GDO sindirim, bağışıklık sistemini bozuyor, yaşlanmayı hızlandırıyor, kısırlığa neden oluyor, kronik hastalıkları yaygınlaştırıyor, ekosistemi bozuyor… . ‘Çünkü yaşamın her anı değerlidir’ sloganını şiar edinmiş bu site, GDO’lu ürünler sadece insanın değil doğanın tümünü tehdit eden bir unsur halini almıştır’ diyerek GDO’yu mahkûm ediyor. Konunun gerçek uzmanı olan moleküler biyologlar nezdinde ise GDO hiç de bize anlatıldığı gibi değil.
GDOlu gıda!?
GD gıda, belirli genetik müdahale yöntemleri kullanılarak modifiye edilmiş bitkilerden elde edilen ürüne denir. GD besinler dilimizde sıkça ‘GDO’lu besinler’ kelime öbeğiyle ifade edilir ki bu dilsel açıdan yanlıştır. GDO’lu besin ‘genetiği değiştirilmiş organizmalı besin’ kelime öbeğinin kısaltmasıdır. Bu ifade besinin içerisinde genetiği değiştirilmiş bir organizma bulunduğunu ima eder. Oysa besin ayrı bir organizma içermeyip, besinin kendisi genetiği değiştirilmiş bir organizmanın parçasıdır. Buradaki yanlış kırmızı araba demek yerine, kırmızı araçlı araba demekle eşdeğerdir. Televizyonda GDO konusunda konuşmak üzere çağrılan ‘uzmanlar’ bile bu hatayı yapmaktadır. Bir uzmandan, uzmanlık alanıyla ilgili terminolojiyi doğru kullanabilmesi beklenir. Dolayısıyla, GDO konusunda uzman sandalyesinde oturan, fakat hakiki bir uzmanlığı olmayan birini yakalamanın en kestirme yollarından birisi bu yanlışı yaptığını tespit etmek olabilir (Resim 1).
GDO’lu besin tamlamasındaki yanlışlığın yanında, başka ve daha büyük bir temel yanlış daha ortalığı bulandırmaktadır. İngilizcesi ‘Genetically modified organism’ olan kelime öbeğini biz Türkçeye ‘Genetiği değiştirilmiş organizma’ olarak çevirmekteyiz. Oysa İngilizce orijinalindeki ‘Genetically’ organizmanın genetiğini değil, modifikasyonun yöntemini belirtmektedir. Doğru çeviri ‘Genetik olarak değiştirilmiş organizma’ veya ‘Genetik metotlarla değiştirilmiş organizma’ olmalıydı. Bu yanlış çeviri çok vahim bir yanlış anlaşılmaya neden olmaktadır: GDO statüsünde yer almayan organizmaların genetik yapılarının insan eliyle değiştirilmemiş olduğu, dolayısıyla GDO’nun insanın bitkinin doğallığına yaptığı ilk müdahale olduğu yanılgısı…
Yrd. Doç. Dr. Seçkin EROĞLU
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Genetik ve Biyomühendislik Bölümü
Yazının devamı Bilim ve Ütopya Ocak sayısında ...
- Log in to post comments