Neden hiçbir şey olmayacağına bir şey var? - II

Gök adaları (galaksiler)

Antik çağda çıplak gözle başlayan yıldız gözlemleri evren hakkında değerli bilgiler koydu ortaya. Sonra teleskoplar, radyo teleskoplar çıktı ortaya. Şimdi binlerce ışık yılı (ışığın bir yılda aldığı yol) ötesindeki gök adalarından gelen sinyalleri algılayabilen gelişkin laboratuvarlara erişildi. Bütün bu çabalar evrenin ne olduğunu anlamak içindir.

Galaksiler (gök ada), kütle çekimiyle birbirlerine bağlı yıldızlar ve yıldızlararası maddelerden oluşan topluluklardır. 10 milyona kadar yıldız içeren galaksilere cüce galaksiler, 100 milyona kadar yıldız içeren galaksilere dev galaksiler denilir. Bir gökadanın içerdiği bütün yıldızlar, onun kütle çekim merkezi etrafında dönerler. Bir gök ada kendisinden daha küçük başka gök adaları içerebilir. Örneğin, bizim ait olduğumuz güneş sistemi, Samanyolu galaksisi içindedir. Uzakta ışığını gördüğümüz her yıldız bir güneştir. Güneşimizde olduğu gibi, onların içinde kimyasal yanma olayı vardır. Uzaya saldıkları ışınlar bu yanmanın etkisiyle oluşur.

Evrende uzunluklar ya ışık yılı ya da pc (parsec) ile ifade edilir. Işık yılı, ışığın bir yılda aldığı yoldur. Yaklaşık olarak

1 ışık yılı = 9.4 trilyon km

dir.                 

 

1 parsec 3.26 ışık yılına denktir.  Bunu daha açık yazarsak

1 pc = 30.837×10 12 km

olur.

 

Bir gökadanın çapı 1000 pc ile 100 000 pc arasında değişir.

Gözlenebilir evrende 100 milyardan fazla galaksi vardır. Galaksiler uzay içinde çok seyrektir. Benzetmek için şöyle diyebiliriz. Gök adaların yoğunluğu, 1 metre küp içinde 1 tek atomun olduğu uzay boşluğunun yoğunluğundan daha azdır.

Bu gün kabul edilen kuram, evrenin big bang denilen büyük patlama ile oluştuğu kuramıdır. Gözlemler evrenin sürekli genişlemekte olduğunu gösteriyor. Bu genişleme ancak bir patalamanın sonucunda oluşur.

Bazı yıldızların ışığı henüz bize ulaşmamıştır. Işıkları bize ulaşmadığı için onları şu anda gözlemek olanaksızdır.

Gözlemler, evrenin sürekli genişlediğini ortaya koyuyor. Bu yayılmanın bir patlamanın sonucu olduğu varsayılıyor. Ama bu varsayımı ispatlamak çok zordur. O kadar uzaklığı laboratuvar ortamında yaratamazsız, ışık hızına kolay erişemezsiniz.

Ama insanoğlunun bitmez merakı, bilme isteği devam edecektir. O, yakın ya da çok çok uzak bir gelecekte evrenin ne olduğunu anlayacaktır.

Devam edecek...

 

Etiketler