Çin, Avrasya uygarlığının temellerini atan güçtür. Tarım Devrimi’ni Çin gerçekleştirdi, ilk büyük, örgütlü ve kapsamlı devleti Çin kurdu.
Asya’nın devi, insanlık serüveninin önde gelen öncüsü Çin bir anda ortaya çıkmadı. Ülkenin adından, ülkede yaşayan halkın adına kadar her şey zaman içinde, adım adım gerçekleşti.
İlk imparator Çin’in bu serüvende büyük payı vardır. Çin ülkesine verilen Çin adı da ilk imparatordan geliyor.
Bir hususa dikkat çekmek gerekir: Çin Şi Huang Di’nin otoritesi Konfiçyüs’ün düşüncelerinin zayıflamasına koşut olarak gelişti. İlk imparator Çin, Konfiçyüsçülüğe karşı çıkan “Yasalar Okulu”ndan (Legist) etkilenmişti.
Başarıları şöyle özetlenebilir:
- Kuzey ve Güney Çin’i diğer bir deyişle Yang Çe Irmağı’nın (Mavi Irmak) kuzeyini ve güneyini birleştirdi.
- Kamu otoritesini sağlamak için gücünü çekinmeden kullandı. (Yasalar Okulu’nun “devletin hakları öteki kurumların önünde gelir” ilkesini uyguladı.
- Kamu yönetimini yeniden örgütledi. Yerel isyanları bastırmak için ya da sınır bölgelerine kolayca ulaşabilmek için etkili bir posta sistemi kurdu.
- Tek para ve tek ölçü birimi benimsendi. Bu, ticareti canlandırdı.
- Ülkeyi ekonomik olarak birleştirmek için yolların yapımını sağladı.
- Kültürel dağınıklığa ve kargaşaya son vermek için alfabeyi birleştirdi, Çin için örnek yazı geliştirdi.
İlk imparatorun bir başka özelliği tutucu bulduğu Konfiçyüs düşüncesinden nefret etmesi, bu öfkesini Konfiçyüs’ün kitaplarını yaktırmaya, Konfiçyüsçüleri infaz ettirmeye kadar götürmesidir.
İmparator Çin Şi Huang Di doğal olarak çevresi tarafından yüceltildi. O da belki çevresinin belki de kafasındaki modelin etkisi ile içinde 10.000 kişilik toplantı salonu dâhil birçok başka hizmet biriminin yer alacağı dev bir saray yaptırmaya karar verdi. Ne var ki o dev saray, bütün çabalara rağmen, yaşamı esnasında tamamlanamadı. 1974 yılında Xian’da bir köylünün tarlasında çalışırken tesadüfen kazmasına takılan taş parçasının, sonraları ortaya çıkarılan ve “Terra Cotta Ordu” adı verilen 6.000 askerin, at heykellerinin ve savaş arabalarının parçaları olduğu ortaya çıktı. Yapılan kazılarla “Terra Cotta Ordu” gün yüzüne çıkarıldı.
Öte yandan Çin Seddi’nin inşasına yeniden başlandı Çin döneminde.
Çin Ci Huang Di, genç sayılabilecek bir yaşta öldü. Ölüm düşüncesinin uzun süredir kafasını kurcaladığı imparator, 700.000 kişinin çalıştırıldığı bir mezar inşa ettirmiş, mezarın açılış-kapanı mekanizmaları hakkında fikri olan bütün ustaların da kendisi ile birlikte gömülmesini vasiyet etmişti; öyle de yapıldı.
Çin ülkesi ilk İmparator Çin’in ardından istikrarını koruyamadı. Oğlu duruma hâkim olamadı. Kargaşanın sonunda Çin Hanedanı yıkıldı; tarihte iz bırakan bir başka sülale, Han Hanedanı duruma hâkim oldu. Çin Hanedanı en kısa süreli hanedan olarak tarihe geçti.
Sonuç olarak Çin hanedanı döneminde iyi örgütlü bir Çin devleti ve milleti bütün haşmeti ile tarih sahnesine çıktı.
Yasalar Okulu
Yasalar Okulu, Çin tarihinde derin izler bırakan bir düşünce okuludur. İlk İmparator Çin bu okula bağlı idi. Bu okulun temellerini Şang Yang ve Han Fei Tzu adındaki düşünürler attılar. İ.Ö. 7. yüzyılda, “Yasalar Okulu” (Batı dillerinde: Legistler) adı verilen harekete bağlı “yasacı/meşruiyetçi”ler düşünce akımını geliştirdi.
İki büyük düşünce okulunun temsilcileri Legistler ile Konfiçyüsçüler pek çok konuda çatıştılar. Konfiçyüsçüler ve “Eğitilmişler Okulu”, halkın esenliği için erdemin halka taşınmasını önerirken Şang Yang ve “Yasalar Okulu”nun yandaşları yasaların gücünü ve tebaanın imparatora, imparatorun tebaasına karşı görevlerini vurguladılar.
Şang Yang devrimci anlayışı savundu, irsi güce karşı çıktı. Soyluluğun yerini askerî liyakate bırakması gerektiğini savundu.
Legistler zorunlu çalışma uygulamasını dayattılar, başı boş dolaşanları zorla çalıştırmaya yönelik köleliğe benzeyen bir statü getirdiler.
Aileler beşli olarak gruplandırıldı, mensuplarının suçlarından gruplar sorumlu tutuldu. Verilen cezalar özenle kayda geçirildi. (Bir çeşit sicil kaydı uygulaması.) Acımasızda uygulandı, ihbarcılık teşvik edildi. Şang Yang’a göre bu uygulanmanın amacı “devleti zenginleştirmek, orduyu güçlendirmek” idi.
Konfiçyüsçülük hiyerarşinin erdemini, büyüklere saygıyı vurgularken Şang Yang yasaların gücüne vurgu yapıyordu. Gök’ün oğlu ile Gök, insanlar arasındaki bir iletişim kanalı değildi. Gök eşit bir varlıktı. Herkesin haberli olduğu “yasalar” gibi güçlü bir iletişim aracına sahipti.
Şang Yang, İ.Ö. 333’te öldü ancak yapıtları bir yüzyıl sonra İmparator Çin’in danışmanlığını yapacak olan Han Fei Tzu tarafından sahiplenildi. Han Fei’ye göre her dönemin ayrı bir programı olmalı, egemen bunları kendine göre uygulamalı idi. Han Fei de ısrarla yasaların gücüne vurgu yaptı.
Büyük atılımlar yapmaya istekli ilk İmparator Çin Şi Huang Di, tutucu bulduğu Konfiçyüsçülüğe şiddetle karşı çıktı, Konfiçyüs’ün kitaplarını yaktırdı. Dahası, kimi Konfiçyüsçüleri de idam ettirdi. Çin Şi Huang Di, Han Fei’nin önerilerini dikkate alıyor ve uyguluyordu. Ancak saray entrikaları sonucunda Han Fei ihanetle suçlanarak intihara itildi.
Legistlerle Konfiçyüslüler arasındaki düşünsel tartışmanın Çin devletinin şekillenmesinde çok önemli bir yer kapladığı açıktır. (Bu tartışmaya, ilk imparatorun ardından gelen Han Hanedanı ile Konfiçyüs düşüncesi arasındaki sıkı ilişkileri anlatırken döneceğiz.)
Kaynaklar
Cüneyt Akalın, Taş Devri’nden Kapitalizme Uygarlıklar, Tarihçi Kitabevi, İstanbul: Aralık 2019.
Pandit Cevahirlal Nehru, Dünya Tarihi Kesitler, Çev. Cüneyt Akalın-Hazal Çelik, Yayıne Hazırlayan. Cüneyt Akalın, Kaynak yayınları, İstanbul: Mayıs 2016.