Fiziksel aktivite lise ve üniversite öğrencileri için neden önemli?

Fiziksel aktivite lise ve üniversite öğrencileri için neden önemli?
Ülkemizde genellikle kendileri de yeterli düzeyde fiziksel aktivite yapmadıkları için Atatürk’ten sonra gelen yöneticilerin (köy enstitüleri hariç) gerçek anlamda eğitimin önemli bir parçası olması gereken fiziksel aktiviteyi hep göz ardı etmeleri, hem akıl (üniversite imtihanlarında bir matematik sorusunu bile yapamayan binlerce öğrencinin yer aldığı) hem sağlık (obezitenin hızla arttığı, kalp hastalıklarından ölümlerde başı çektiğimiz bir ülke olarak) açısından düştüğümüz acıklı durumun en önemli nedenlerinden biridir.
Batı medeniyetinin eğitim sisteminde fiziksel aktiviteye verilen önem ve sporda gösterdikleri başarılar bilinirken, ülkemizde fiziksel aktivitenin bu kadar ihmal edilmesi Atatürk'ten sonra gelen tüm yöneticilerin ne kadar yetersiz ve art niyetli (Köy enstitülerini de kapatan aynı zihniyet) olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.
Bu makalede Batı’daki eğitimde neden fiziksel aktiviteye bu kadar önem verildiğinin nedenlerini ortaya koyan bilimsel çalışmalara yer vereceğim.

Ergenlik döneminde yapılan fiziksel aktivite üniversite eğitimindeki ve gelecekteki sosyoekonomik pozisyonu belirleyebilir
1981-89 yılları arasında 14-16 yaş Finlilerde “Adolesan sağlığı ve hayat tarzı” araştırması amacıyla toplanan bilgiler, 2001 sonunda (Kişiler 18-38 yaşlar arasındayken) 10498 kişide sorgulamanın tekrarlanmasıyla ve amaca yönelik multinominal regresyon analiziyle değerlendirildi. Bu süreçte adolesanların eriştikleri eğitim düzeyi ve sosyoekonomik pozisyonla, fiziksel aktivite durumları (içinde bulundukları spor kulüpleri, kendisinin bireysel olarak yaptığı fiziksel aktiviteler ve fiziksel aktivitenin şiddeti) arasındaki ilişki istatistiksel metodla analiz edildi.
Adolesanların sorgulamasında “Ders dışı zamanlarda hangi sıklıkta sporlara veya rekreasyonel aktivitelere katılıyorsunuz” sorusuna verilen cevaplarla katıldıkları sporun tipi 4 aşamada saptandı: Spor kulübü, okul spor kulübü (okul dışında egzersiz sınıfı) , bazı diğer kulüpler veya kurumlarda (belediye vs), ve kendi isteğine göre tek başına veya arkadaşlarıyla yapılan spor. Dört bölümde incelenen spor tipinin yapılma sıklığı 7 kısımda araştırıldı:
* Hiç spor yapmıyor.
* Ayda birden az yapıyor.
* Ayda 1-2 defa yapıyor.
* Haftada 1 defa yapıyor.
* Haftada 1-3 defa yapıyor.
* Haftada 4-5 defa yapıyor.
* Her gün yapıyor.
Bu sorulara verilen cevaplara göre egzersiz tipi olarak 1, sıklık içinde 4 değişken tanımlandı:
* Spor kulüplerinde yapılan organize sporun sıklığı
* Kendiliğinden yapılan sporun sıklığı
a) Haftada 4-5 defa
b) Haftada 1-3 defa
c) Haftada bir defa
d) Haftada birden az
Egzersizin şiddetini belirlemek amacıyla adolesanlar, “egzersiz yaparken ne kadar nefes nefese kalıyorsunuz ve terliyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevaba göre sınıflandırıldılar:
a) Yüksek (çok)
b) Orta
c) Düşük (Çok az)
d) Hiç (Egzersiz yapmayanlar)        
Spor kulüplerindeki aktiviteler, kendiliğinden yapılan fiziksel aktiviteler ve yapılan fiziksel aktivitelerin şiddeti, eğitimle gelinen akademik düzey ve sosyoekonomik pozisyonla ilişkili bulundu. Çocukluktaki sosyoekonomik düzeyle ilerideki düzey arasındaki ilişki çok zayıf bulunurken, egzersizin şiddetiyle büyük oranda ilişkili bulundu.
Erkeklerde yüksek şiddette egzersiz yapanların hiç yapmayanlara göre yüksek eğitimdeki çok başarılı olma oranları 7 misli daha yüksekti. Kızlarda ise 5.1 misli fazlaydı. Eğitimde orta derecede başarılı olanlarda da erkeklerde 1.9 misli, kızlarda 1.5 misli hiç yapmayanlara göre daha yüksek bulundu. Orta derece egzersiz yapanlarda da yüksek eğitimdeki başarı oranı erkeklerde 3.6, kızlarda 3.0 misli daha fazlaydı.
Görüldüğü gibi yüksek şiddette egzersiz, eğitimdeki başarıda büyük oranda rol oynarken, orta şiddette egzersiz yapanlarda hiç yapmayanlara göre anlamlı düzeyde başarılı bulundu.
Yüksek şiddette egzersiz yapanların, hiç yapmayanlara göre yüksek sosyoekonomik pozisyondakiler (SEP) erkeklerde 1.7, kızlarda 3.0 misli daha fazla bulundu. Orta derecede  SEP olanlar ise erkeklerde 3.0, kızlarda 1.0 misli bulundu. Orta derecede egzersiz şiddetinde hiç yapmayanlara göre erkeklerde yüksek SEP’te olanların oranı 1.6, orta derecede SEP’te olanların oranı 1.0 misli fazla bulundu. Kızlarda orta derecede egzersiz şiddetinde hiç yapmayanlara göre yüksek SEP’te olanlar 1.0, orta derecede SEP’te olanların oranı 1.9 misli fazla bulundu.
Bu sonuçlara göre yüksek şiddette egzersiz yapanların SEP’teki başarıları da farklı olarak daha iyi görünmekle beraber, orta şiddet egzersizinde anlamlı düzeyde SEP belirleme etkisi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Adolesan dönemde kazandırılacak fiziksel aktivite alışkanlığı, yetişkin yaşlarda sağlıklı, daha yüksek eğitime ve sosyoekonomik pozisyona sahip bireylerin yetişmesini sağlayacak bir mekanizma gibi görülmelidir.

Üniversite öğrencilerinin mental ve fizik sağlığında fiziksel aktivitenin önemi
Araştırmalar üniversite öğrencilerinin mental sağlık açısından yüksek risk taşıdıklarını göstermektedir. Garlow ve ark. 2008’de yaptıkları araştırmada üniversite öğrencilerinin % 58’inde orta-yüksek depresif belirtiler olduğu ve %11’nin son 4 hafta içinde intihara teşebbüs ettiklerini saptadılar. Diğer bir çalışmada da üniversite öğrencilerinin % 51’inde yüksek oranda anksiyete belirtileri saptandı.
Eisenberg ve ark. 2007’de yaptıkları bir çalışmada üniversite öğrencilerinin % 44’ünden fazlası akademik performanslarının son 4 haftadaki duygusal ve fiziksel sağlıklarından etkilendiğini belirttiler. Önemli bir saptama olarak araştırmacılar kronik mental bozuklukların çoğuna üniversite veya hemen öncesinde sahip olunduğunu, uzun süreli mental sağlık için bu yılların kritik bir önem taşıdığını belirtmektedirler. Wardle ve ark. da üniversitede en önemli sağlık sorunlarından birisinin de ruhsal sorunlar (depresyon ve anksiyete) olduğunu çalışmalarında ortaya koydular.
Üniversite öğrencilerinin eğitim sürecinde normal kilodan aşırı kiloya doğru gittiklerini saptayan çalışmalar vardır. Bu aşırı kilolar mezuniyetten sonra obezite düzeyine çıktığında birçok kronik hastalığın genç yaştaki temellerini oluşturmaktadır.
Bunlara ek olarak üniversite öğrencilerinin %50’sinin son iki haftada alkol aldığı saptanmıştır. Ayrıca “güvenliksiz seks, arabada güvenlik kemeri kullanmama, kötü beslenme" içinde oldukları görülmektedir.
Yukarıda saydığımız, üniversitede eğitim gören öğrencilerin psikolojik ve fiziksel sağlıklarını riske eden nedenlerden korunmada “Etkili Fiziksel Aktivite (EFA)” yapılması potansiyel koruyucu önlemlerden birisidir. EFA kişide hızlı nefes alma, terleme ve hızlı kalp atımına neden olacak kadar düzeydeki eforu tanımlar. EFA’nın hem depresyon hem anksiyete belirtilerini kısa sürede olumlu olarak etkilediği gösterildi.
EFA’nın ruhsal sağlıkla ilgili etkilerinden sorumlu fizyolojik mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır. Teori ve araştırmalar, norepinefrin ve serotonin gibi ruh durumu ve anksiyete (sıkıntı) gibi belirtilerle ilgili oldukları sanılan transmiterlerin salınımı ve sentezini artırdıklarını göstermektedir.
Kronik (uzun süreli) EFA, hipotalamik-pituitary-adrenokortikal axisi (yolu) etkiliyerek stres yaratan faktörlere cevabı azaltabilir, böylece şiddetli strese karşı karşıya kalındığında ortaya çıktığı bilinen affektif bozukluklar için riski azaltmaya yardımcı olur.
EFA’nın ruhsal sağlıkla ilgili yararlarının psikolojik mekanizmaları da tam olarak bilinmemektedir. Buna karşın teori ve araştırmalar kişilerin duygusal durumları üzerine stresörlerin (stres yaratan faktörler) negatif etkilerini azaltmanın, psikolojik problemlerin gelişmesine karşı korunmada yardımcı olabileceğini göstermektedir. Negatif etkilenmenin depresyon ve anksiyetenin önemli bileşenlerinden biri olduğu düşünülmektedir. EFA’nın kişiler tarafından negatif duygusal deneyimlerin yoğunluğu ve sıklığında azalma yaparak, belirli ruhsal sağlık sorunlarına özgü olumlu etkide bulunabilinir. Stres ve negatif hayat olgularına duygusal cevapları azaltarak etkisini göstermesi yanında, EFA pozitif duygusal ruh durumunun süresini ve sıklığını da artırarak psikolojik sağlığın gelişmesine yardımcı olur ve kendine güveni (öz saygısını) yükseltir. Ayrıca EFA ve fiziksel sağlık arasındaki yakın ilişkide, EFA diyabet, kalp hastalıkları, kanser, osteoporoz, obezite vs. gibi bir çok kronik hastalığın önlenmesi ve tedavisinde çok önemli rol oynar. EFA yapanlar daha sağlıklı beslenirler, insanları hareketsizliğe yönlendiren televizyon, bilgisayar, yürüyen merdivenler vs. gibi aletleri daha az kullanırlar.
EFA’nın ruhsal ve fiziksel sağlık üzerine yararlarının ortaya çıkarılmasıyla CDC (U.S. Centers for Disease Control and Prevention) haftada yapılması gereken en az egzersiz süresi olarak 75 dakika önerisini getirdi. Buna karşın Amerika'daki üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin yalnızca %35-41’inin, CDC’nin yayınladığı sürelerde EFA yaptıkları saptandı. Kanadalı üniversite öğrencilerinde bu oran Amerika'dan % 44-61 olarak biraz daha yüksek fakat hala düşük sayılabilecek düzeydedir. Üniversite talebelerindeki EFA yapanların düşük oranı, 14 yaşından sonra Amerika'da EFA yapanların oranının daha da düşmeye eğilimli olması ortalama yaşam süresini de etkileyebileceği için kaygı vericidir.
Kanadalı üniversite öğrencilerinde lisenin son iki ayında EFA yapanların oranı %66 iken üniversitenin ilk iki ayında bu oran %44’e düşmektedir. Amerika örneğinde “Gençlerin riskli davranışlarının yoklandığı” araştırmada lise düzeyindeki öğrencilerin EFA’ya %35 oranında katıldıkları saptandı. Üniversite düzeyindeki öğrencilerin EFA’ya katılımlarını, doğal olarak çocukluk ve ergenlik dönemindeki fiziksel aktivite alışkanlıkları da etkilemektedir.
Bu makalede Andrew Downs ve Jennifer Ashton’ın Journal of Sport Behavior dergisinde 1011 yılında (Vol:34, No:3) yayınladıkları araştırmalarında elde ettikleri sonuçlar üzerinde, konumuzu çok yakından ilgilendirdiği için daha ayrıntılı duracağız. Bu araştırmada özellikle  liseden üniversiteye geçişte EFA düzeyindeki değişim üzerinde odaklanılmaktadır.
Eğer EFA üniversiteye geçişte azalıyorsa bunun nedeni saptanmalıdır. Bir olasılık kişilerin üniversitede organize sportif aktivitelere pratik ve yarışmalı aktivitelerde EFA için geçirecekleri zamanın azalmasından (Ders veya başka nedenlerle) dolayı katılma olasılıklarının azalması olabilir. EFA’ya bu doğrudan etki yanında azalan sportif katılım, hayatın bir parçası olarak EFA’nın öneminin azalması ve kişilerin bu konudaki görüşlerinin değişmesiyle sonuçlanabilir.
Gelişim teorisyenleri uzun süredir geç adolesan/erken yetişkinlik döneminin, kimlik duygusuna açık şekil vermede kişisel çabanın gösterildiği kritik bir süreç olduğuna inanmaktadırlar. Üniversiteye geçişte kişilerin organize sporlara (Yarışmaya yönelik) katılımında azalma varsa, onların sporcu olarak kendi kişiliklerini belirlemede oldukça belirgin bir azalma göstereceklerdir. Kişinin kendisini sporcu olarak görmemesi; sonunda üniversitede ve beklide hayatı boyunca EFA’ya daha az katılımının bir nedeni olacaktır. Yapılan araştırmalar yetişkinlikte egzersiz alışkanlığı ve egzersiz kimliği (Kendini sporcu olarak görme) arasında kuvvetli ilişki olduğunu göstermektedir.

EFA’nın saptanması
Downs A. ve Ashton J.’nin yaptıkları çalışmada 396 öğrenciye (186 kız, 109 erkek) ulaşıldı. 2008-2009 yılında yapılan bu çalışmada fiziksel aktivitenin sorgulanmasında “çok terleme ve spor yaparken nefes nefese kalma” kriterleri kullanıldı. Bu soruya verilen cevaplara göre şiddetli ve orta düzeyde aktivite yapanlarla yapmayanlar ayrımı yapıldı. Bu eforlara örnek olarak koşu, aerobik, ağırlık çalışması, takım sporları vs sayılabilir. Fiziksel aktiviteye katılanlar haftada kaç gün, kaç dakika süreyle ve katıldıkları spor takımlarının sayısını da lise ve üniversite yıllarının her biri için cevapladılar. Katılımcılar yetişkinler için önerilen EFA’nın standartlarına (orta veya şiddetli) göre haftada en az 3 gün 15 dakika süreyle fiziksel aktivite yapanlar ve yapmayanlar olarak sınıflandırdılar. Bu standart tüm üniversite ve lise yılları için aynı şekilde kullanıldı. Ayrıca:
* Hayattan tatmin olma skalası
* Rosenberg kendine güven skalası
* Stresi algılama skalası
* Pozitif etki, negatif etki skalası
* Sporcu kimliği skalası
* Kendini iyi hissetme ve sağlıklı olma yoklaması gibi sorgulamalar yapıldı.

Sonuçlar
Üniversite öğrencileri anlamlı olarak haftalık egzersiz sayısında liseye göre daha az katılım gösterdiler (p<0.001). EFA’nın süresi ve sıklığı göz önüne alındığında lisede haftada 191.8 dakika daha fazla egzersiz yapılıyordu (p<0.001). Lisede EFA’ya katılım %77.6-81.3 arasında, üniversite yıllarındaysa %64.8-67 arasında bulundu. Hem lisede hem üniversitede EFA yapan aynı kişilerin oranı %50.1 bulundu. Lisede EFA yapan fakat üniversitede yapmayanların oranı %18.5, ne üniversitede ne de lisede EFA yapanların oranıysa %11.8 bulundu. Buna karşın lise ve üniversitede her yıl boyunca yeterli düzeyde fiziksel aktivite yapanların oranı %37.7’dir.

Spora katılım, sporcu kimliği ve EFA
Lisede spor takımlarına katıldığını rapor eden çocukların ve lisede daha güçlü sporcu kimliğine sahip olanların sayısı üniversiteden anlamlı düzeyde yüksekti (p<0.001 ). Lisede en az bir spor takımında olduğunu rapor edenlerin oranı %71.3 bulunurken, üniversitede yalnızca %17.3’dür. Hem lisede hem üniversitede spor takımlarına katılımla EFA arasında yüksek korelasyon vardı (p<0.001). Yine sporcu kimliğiyle (öğrencinin kendini sporcu olarak algılaması) EFA arasında lisede ve üniversitede yüksek korelasyon saptandı (p<0.001). İlginç olarak, sporcu kimliğiyle EFA arasındaki korelasyon, sağlık veya eğlence için spor yapanların korelasyon düzeyinden (p<0.01) yüksekti.

Düzenli ve uzun süreli EFA, fiziksel ve mental sağlık
Hem lisede hem üniversitede ara vermeden EFA yapanların oranı %37.7 bulunurken, bu süreçte bir yıl ara verenlerin oranı %61.3 bulundu. Ortalama fiziksel ve mental sağlık skorlarıyla devamlı aktif ve devamlı aktif olmayan grup karşılaştırıldığında, devamlı aktif grup kendine-saygı, pozitif algılamada daha yüksek değerler gösterirken (p<0.01), stresi algılamada da daha düşük değerlere sahiptiler (p<0.01). İki grup arasında sübjektif iyi hissetme veya negatif etki (algılama) özelliklerinde de fark bulunmakta. Fiziksel sağlıkla ilgili olarak, aktif olan grup genel olarak iyi (güzel) davranışların yüksek sıklığında, aktif olmayan gruba göre anlamlı daha iyi bulundu (p<0.01). Beklendiği gibi daha sağlıklı yiyecekler konusunda da daha sağlıklı seçimler yapıyordu (p<0.01). Buna karşın iki grup arasında sağlıksız yiyeceklerin tüketiminde ve içki konusunda fark bulunmadı.
Tyson ve ark. 100 üniversite öğrencisinde yaptığı çalışmada, “Hastane anksiyete ve depresyon skalası (HADS)” ve “Fiziksel aktivite sorgulaması (FAS)” formları dolduruldu. HADS’ın değerlendirilmesiyle; anksiyetesi olmayanların sayısı 40, depresyonu olmayanların sayısı 90 kişi olarak saptandı. Hafif (ılımlı) anksiyetesi olanların sayısı 18, depresyonu olanların sayısı 8, orta derecede anksiyetesi olanların sayısı 16, depresyonu olanların sayısı 1, şiddetli anksiyetesi olanların sayısı 6 bulunurken, şiddetli depresyonu olan bulunmadı. Düşük fiziksel aktivitesi olan grup en yüksek anksiyete seviyesine sahipti. Yüksek fiziksel aktiviteye sahip öğrencilerin de en düşük anksiyete seviyesine sahip oldukları görüldü. Depresyon için de benzer sonuçlara ulaşıldı.

Son dönem EFA, fiziksel ve mental sağlık
Ortalama mental ve fiziksel sağlık skorları, son dönemde aktif olan %64.3’le, aktif olmayan %35.7‘nin değerleriyle karşılaştırıldı. Aktif grubun kendine saygı (p<0.01), daha yüksek pozitif etki (p<0.001) ve daha düşük stres algılamada (p<0.01) aktif olmayan gruba göre daha iyi durumda oldukları görüldü. Buna karşın iki grup arasında sübjektif iyi hissetme veya negatif etki (algılama) özelliklerinde fark bulunmadı. Genel olarak, aktif grup, iyi davranışlarda diğer gruba göre yine anlamlı düzeyde daha iyi bulundu (p<0.01). Son haftada aktif grup anlamlı düzeyde daha az sağlıksız yiyecek tüketiminde (p<0.01), daha fazla sağlıklı yiyecek tüketiminde (p<0.01) ve elektronik cihazlarda daha az zaman geçirmede (p<0.01) inaktif gruba göre daha iyi bulundu. Buna karşın iki grup arasında içki tüketiminde son haftada fark bulunmadı.
Bu çalışma sonuçlarında 3 katılımcı dışındakiler CDC’nin günde 15 dakika, haftada 3 gün EFA kriterlerine uymuyordu. Bu sonuçlar düşündürücüdür; çünkü yetişkinlikte bu değerler daha da düşmektedir. Lisedeki fiziksel aktivitenin üniversitede belirgin düzeyde düşmesiyle ilgili sonuçlar Kanada ve Avustralya'da aynı amaçla yapılan çalışmalarda da elde edilmiştir. Bu nedenle üniversite yılları fiziksel aktivitenin azalmaya başladığı kritik bir zaman dilimi olarak ortaya çıkmaktadır.
Üniversiteye geçişte sportif aktivitelerin azalmasında organize sporlara (takım sporları, diğer tüm yarışmalı sporlar vs.) katılımın düşmesi önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmada organize sporlara katılım lisede %71’ken üniversitede %18’e düşmektedir. Üniversitede bu sporlara katılımın düşmesinde iki neden ileri sürülebilir: Birincisi, yarışmalı sporlara katılacak zamanın diğer aktiviteler yüzünden (internet, video oyunları, televizyon, vs.) azalması. İkincisi, kendilerini bir sporcu olarak görme (algılama) derecesinde azalma EFA’ya katılımı etkileyebilir. Üniversite dönemi kimlik gelişiminde kritik bir zamandır ve birisi kendisini sporcu olmayan bir kimlik kavramıyla eşdeğer olarak tanımladığında, EFA üzerine yaygın ve uzun süreli etkileri ortaya çıkabilir. Bu kimliğin öğrencinin şimdi ve uzun süreli davranışına rehberlik yapmada etkili olduğu düşünülebilir. Diğer bir deyişle, öğrenci kendini sporcu olarak görmeye son verdiğinde, kendisini uzun süre EFA’ya girecek kişi tipi olarak göremeyecek ve davranışları buna göre belirlenecektir. Bu çalışmadaki sonuçlar ve daha önceki çalışmalar sporcu kimliğinin üniversitede EFA’ya katılımın azalmasında anlamlı bir rol oynadığını göstermektedir.
EFA’nın duygusal durum üzerine kısa süreli (akut) etkileri iyi bilinmektedir. Bu çalışmada lisede ve üniversitede aktif öğrencilerin diğerlerine göre pozitif etki, kendine saygıda daha yüksek değerlere sahip ve daha az stres altında oldukları gösterildi. EFA’nın mental sağlık üzerine etkilerini de gösteren bu çalışmada, daha önceki çalışmalarda gösterilen kısa süreli etkilerin yanında uzun süreli mental sağlığın sürdürülmesinde de bazı bulgulara ulaşıldı. Ortaya çıkan problemlerden daha az etkilenme, pozitif duyguları daha sık yaşama, kendine saygının yükselmesi ve stresli hayat olaylarının etkisinin daha az hissedilmesi gibi mental sağlığı olumlu etkileyen sonuçlara ulaşıldı.
EFA, mental sağlığa olan etkilerinin yanında; vücut ağırlığının normal düzeylerde sürdürülmesinde, kardiyovasküler fitnessin yükselmesiyle ileride oluşabilecek kronik hastalıkların (kalp hastalıkları, hipertansiyon, obezite, diyabet, osteoporoz, kanser vs.) risk faktörlerinden  korunmada önemli rol oynayarak fiziksel sağlığı da olumlu olarak etkiler. EFA’nın sağlıkla ilişkili olumlu etki gösterdiği davranışlardan biri, daha sağlıklı bir diyete yönlendirme ve diğer sağlıkla ilgili, güvenli seks, emniyet kemeri kullanma, güneş gözlüğü takma, düzenli diş ve sağlık muayenesi yapma gibi alışkanlıkları kazanmada etkili olduğu gösterilmesidir. Bu yeni sonuçlar dikkatle yorumlanmalıdır. EFA ve diğer sağlıkla ilgili olumlu davranışların hepsi, kişinin “sağlıklı kişi olarak kimliğini belirlemesiyle” ilgili olabilir. Sağlıklı bir kişi olarak kendini görmede, sağlıklı beslenme, güvenli seks, diş kontrolü vs. gibi sağlığı iyileştiren geniş çeşitlilikteki davranışlara girmede, EFA’nın şimdi veya gelecekte etkili olabileceğini düşünmek akla uygundur. Daha önce belirtildiği gibi üniversite yılları kişinin kimlik özelliklerinin, yetişkinlik dönemi boyunca göstereceği davranışlara tesir edebildiği ve onları kuvvetlendirebildiği kritik gelişimsel bir periyot olarak düşünülmelidir.  
Gelecek çalışmaların “kimliğin bir parçası olarak sağlıklı olmak” için kişinin hangi kavramlara sahip olması, böyle bir özelliğin nasıl EFA düzeyleri ve diğer sağlıkla ilgili davranışlarla ilişkili olabileceğini değerlendirmeleri gerekir.
Fiziksel olarak aktif olmanın kişilerin lise ve üniversite düzeyinde eğitiminde, mental ve fiziksel sağlıkta, hatta mezun olduktan sonra yaşadıkları sosyoekonomik pozisyonda bile etkili olduğu gösterilmiştir. Atatürk'ün ”sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” özdeyişiyle, toplumumuza gösterdiği EFA yapmanın gerekliliği, köy enstitülerini kuranlar dışında hiçbir dönemde önemsenmemiştir. Aydınlanmayı Atatürk'ün yaptıkları ve gösterdikleriyle çok az süre yaşayan ülkemiz, ölümünden sonra onun dehası ve ileri görüşlüğüyle yakından uzaktan ilgisi olmayan yöneticilerin eline düştükten sonra, köy enstitülerini kuran, çağdaş düşünen, kültürlü ve toplumumuzu kısa sürede ileri ülkeler seviyesine çıkarabilecek eğitim uygulamalarını yaşama geçirenler de Amerikan emperyalizmine teslim olmuş; silah fabrikalarını, uçak fabrikalarını sanayimizin geri bıraktırılması pahasına kapatan, dinsel dogmaları oy almak için kullanan yöneticiler tarafından saf dışı edilmişlerdir.
Günümüzde yararlı olmak için değil kendi egolarını tatmin etmek için siyasi desteklerle veya az oy aldıkları halde siyasi tercihlerle üniversitelerin başına geçen yöneticilerin kendi pozisyonlarını korumak için ne kadar pasif ve duyarsız davrandıklarını görmekteyiz. Gerçek anlamda eğitime yatırım yapmamakta; eğitimin niteliğini yükseltecek spor, sanat ve felsefe gibi öğrenciyi hayata hazırlayacak uygulamaları göstermelik olarak desteklemektedirler. Özel ilgisi olan çok az öğrenci bu aktivitelere katılmakta, orta öğretimden bu konularda desteklenmemiş ve hazırlanmamış öğrencilerin çoğu ders ve kafelerde zaman geçirmekte, kötü alışkanlıklara açık duruma gelmektedirler. Üniversiteler 1980 darbesinden sonra spor ve sanat derslerine önem vermeleri için zorlandılar. Bunun nedeni öğrencileri ülke sorunlarıyla ilgili konulardan uzaklaştırmak, apolitik duruma getirmek ve siyasete bulaşmalarını önlemekti. Yoksa gerçekten amaç, öğrencilerin spor ve sanat yaparak daha başarılı bir eğitimi ve kişiliklerinin gelişmesini sağlamak değildi. Nitekim (Evren'in dediği gibi) bir süre sonra üniversitelerin, kendi de spor yapmayan yöneticilerinin de memnuniyetle onayladıkları gibi, spor ve sanat dersleri uygulamadan kaldırıldı. Bu dersleri kaldırdınız da eğitimin kalitesi mi arttı, daha iyi mezunlar mı yetiştiriyorsunuz? Yalnızca para kazanmaya odaklanmış, sporsuz, sanatsız ve dünyayı yorumlamaktan aciz (felsefesiz) bir nesil yetiştiriyorsunuz. Eğitim yaparken bu nesille sık sık karşı karşıya geliyoruz.
Bazen altmış kişilik bir öğrenci grubunda, yeterli düzeyde egzersiz yapan kişi sayısı bir olabiliyor. “Bu eğitim sisteminin sorunlarından yalnızca birisi olan spor, sanat ve felsefe yapmayan ve bilmeyen bir nesilden iyi eğitilmiş kaç kişi yetiştirebiliriz?” sorusunu yöneticiler olarak kendinize sormanız gerekiyoBu soruyu kendine sormayan sizlerin, sporu önemsemeyen (ne ailede ne okul öncesi ne orta öğretimde ne de üniversitede) bu toplumun ürünü olduğunuzu biliyoruz. Üniversiteyi yönetirken asıl göreviniz bir türlü çağdaş düzeye çıkamamış eğitimin niteliğine yapacağınız katkılardır. Kendi alışkanlıklarınızı ötesine geçip çağdaş bir eğitimin gerektirdiklerinin farkına varmanız gerekiyor. Sporu, sanatı ve felsefeyi benimsememiş ve içselleştirememiş öğrencilerin bulunduğu bir üniversite, meslek kazandıran basit bir eğitim kurumundan öteye gidemez.
Bugün ülkemizi laik eğitimden uzaklaştırmaya çalışan bir yönetimin yönlendirmelerine açık bir şekilde yönetilen üniversitelerden, sporun, sanatın ve felsefenin (İlahiyat fakültelerinden bile felsefeyi kaldırmaya kalkan bir yönetimden ne beklersiniz) etkisini gösteren, bir ilaç veya bir genetik girişim bulununcaya kadar, eğitim ve bilimsel düzeyimizin niteliğinde artış beklemek, çok fazla iyimserlik olur.  

Kaynaklar
Leena K. K., Heimo N., Arja H. R. (1011):Adolescent physical activity predicts high education and socio-economic position in adulthood.European Journal of Public Health, Vol. 11, No. 1, 103–109.
Garlow, S. J., Rosenberg J., Moore, J. D., Haas, A. P., Koestner, B., Hendin, H., & Nemeroff,C. B. (1008). Depression, desperation, and suicidal ideation in college students:
Results from the American Foundation for Suicide Prevention College Screening
Project at Emory University. Depression and Anxiety, 15,481-488.
Rosenthal, B. S., & Schreiner, A. C. (1000). Prevalence of psychological symptoms amongundergraduate students in an ethnically diverse urban public college. Journal of
American College Health, 49,11-18.
Eisenberg, D., Gollust, S. E., Golberstein, E., & Hefner, J. L. (1007). Prevalence and correlatesof depression, anxiety, and suicidality among university students. American Journal
of Orthopsychiatry, 77,534-541.
Kessler, R. C, Berglund, P, Demler, O., Jin R., & Walters, E. E. (1005). Lifetime prevalenceand age-of-onset distributions of DSM-IV disorders in the national comorbidity
survey replication. Archives of General Psychiatry, 61,593-601.
Nelson, T. F., Gortmaker, S. L., Subramanian, S. V., Cheung, L., & Wechsler, H. (1007).
Disparities in overweight and obesity among US college students. American Journal
of Health Behavior, 31,363- 373.
Racette, S. B., Deusinger, S. S., Strube, M. J., Highstein, G. R., & Deusinger, R. H. (1008). Changes in weight and health behaviors from freshman through senior year of
college. Journal of Nutrition Education and Behavior, 40, 39-41.
Gordon-Larsen P., Adair L.S., Nelson, M.C.,& Popkin, B.M. (1004). Five-year obesity incidencein the transition period between adolescence and adulthood: The National
Longitudinal Study of Adolescent Health. American Journal of Clinical Nutrition,80,569-15.
Cranford, J. A., Eisenberg, D., & Serras, A. M. (1009). Substance use behaviors, mentalhealth problems, and use of mental health services in a probability sample of college
students. Addictive Behaviors, 34, 134-145.
American College Health Association. (1006). American College Health Association -
national college health assessment (ACHA-NCHA) spring 1004 reference group report
(abridged). Journal of American College Health, 54(4), 101 -111.
Page, R. M. (1987). Assessing college students' personal choices about health. College
Student Journal, 11,11:16-30.
Huang, T. T. K., Hart-is, K.J ., Lee, R. E., Nazir, N., Bom, W., & Kaur, H. (1003). Assessingoverweight, obesity, diet, and physical activity in college students. Journal of
Anerican College Health, 51, 83-86.
Racette, S. B., Deusinger, S. S., Stmbe, M. J., Highstein, G. R., & Deusinger, R. H. (1005).Weight changes, exercise, and dietary pattems during freshman and sophomore years
of college. Journal of American College Health, 53,145-151.
U. S. Centers for Disease Control and Prevention. (1009). How much physical activity do
adults need? Retrieved October 1,1009 from
Adams, T. B., Moore, M. T., & Dye, J. (1007). The relationship between physical activity and mental health in a national sample of college females. Women & Health, 45(\), 69-85.
Blumenthal, J. A., Babyak, M. A., Doraiswamy, P. M, Watkins, L., Hoffrnan, B. M., Barbour,K. A., et al. (1007). Exercise and pharmacotherapy in the treatment of major depressive disorder. Psychosomatic Medicine, 69,587-596.
Smith, P J., Blumenthal, J. A., Babyak, M. A., Georgiades, A., Hinderliter, A., & Sherwood, A.(1007). Effects of exercise and weight loss on depressive symptoms among men and women with hypertension. Journal of Psychosomatic Research, 63,463-469.
Wipfi, B. M., Rethorst, C. D., & Landers, D. (1008). The anxiolytic effects of exercise: A metaanalysis of randomized trials and dose-response analysis. Journal of Sport and
Exercise Psychology, 30,391-410.
Dishman, R. K., Berthoud, H. R., Booth, F. W, Cotman, C. W, Edgerton, V. R., Fleshner, M.R., et al. (1006). Neurobiology of exercise. Obesity, 14,345 356.
Dishman, R. K., Renner, K. J., White-Welkley, J. E., & Bunnell, B. N. (1001). Treadmill exercise training augments brain norephinephrine response to familiar and novel stress. Brain
Research Bulletin, 51,337-341.
Rubin, R. T. (1989). Phamiacoendocrinology of major depression. European Archives of
Psychiatry and Neurological Sciences, 138(5-6), 159-167.
Thase, M., Jindal, R., & Howland, R. (1001). Biological aspects of depression. In I. H. Gotlib & C. L. Hammen (Eds.), Handbook of depression (pp. 191-118). New York: GuilfordPress.
Anshel, M. H. (1996). Effect of chronic aerobic exercise and progressive relaxation on motor performance and affect following acute stress. Behavioral Medicine, 1/(4), 186-196.
Brown, J. D. (1991). Staying fit and staying well: Physical fimess as a moderator of life
stress. Journal of Personality and Social Psychology, 60, 555-561.
Zinbarg, R. E., Barlow, D. H., Liebowitz, M. R., Street, L., Broadhead, E., Katon, W., et al.( 1994). The DSM-IV field trial for mixed anxiety-depression. American Journal of
Psychiatry, 151,1153-1161.
Berger, B. G, & Owen, D. R. ( 1998). Relation of low and moderate intensity exercise with
acute mood change in college joggers. Perceptual and Motor Skills, 87, 611-611.
Dunn, E. C, & McAuley, E. (1000). Affective responses to exercise bouts of varying
intensities. Journal of Social Behavior and Personality, 15, 101-114.
(Rudolph, D. L., & Butki, B. D. (1998). Self-efficacy and affective responses to short bouts of exercise. Journal of Applied Sport Psychology, 10,168-180.
(Trujillo, C. M. (1983). The effectof weight training and running exercise intervention
programs on the self-esteem of college women. International Journal of Sport Psychology, 14, ] 61-113.
Bauman, A. E. (1004). Updating the evidence that physical activity is good for health: An
epidemiological review 1000-1003. Jowrna/ of Science and Medicine in Sport, 7(Suppl.1),6-19.
Penedo, F. J., & Dahn, J. R. (1005). Exercise and well-being: A review of mental and physical benefits associated with physical activity. Current Opinion in Psychiatry, 18, 189-193.
Johnson, M. F., Nichols, J. F., Sallis, J. F., Caifas, K. J., & Hovell, M. F. (1998). Interrelationships between physical activity and other behaviors among university women
and men. Preventive Medicine, 17,536-544.
Buckworth, J., & Nigg, C. (1004). Physical activity, exercise, and sedentary behavior in
college students. Journal of American College Health, 53,18-34.
Adams, T. B., Moore, M. T., & Dye, J. (1007). The relationship between physical activity and mental health in a national sample of college females. Women & Health, 45(\), 69-85.
U. S. Centers for Disease Control and Prevention. (1007a). Physical activity statistics:
Summary of physical activity 1007. Retrieved October 19,1009 from http://
apps.nccd.cdc.gov/PASurveillance/StateSumResultV.asp
Douglas, K. A., Collins, J. L., Warren, C. W., Kann, L., Gold, R., Clayton, S., et al. (1997).Results from the 1995 National College Health Risk Behavior Survey. Journal of
American College Health, 46, 55-66.
Bray, S. R., Kwan, M. Y. W. (1006). Physical activity is associated with better health and
psychological well-being during transition to university life. Journal of American
College Health, 55(1), 77-81.
Bray, S. R., Bom, H. A. (1004). Transition to university and vigorous physical activity:
Implications for health and psychological well-being. Journal of American College
Health, 51(4), IS\-188.
U. S. Centers for Disease Control and Prevention. (1007b). Physical activity statistics:
Summary of physical activity 1007. Retrieved October 19,1009 from http://
apps.nccd.cdc.gov/PASurveillance/StateSumResultV.asp.
Downs A., Ashton J.(1011). Vigorous Physical Activity, Sports Participation,
and Athletic Identity: Implications for Mental and Physical Health in College Students.
Journal of Sport Behavior.Vol:34,No:3.
Erikson, E. (1968). Identity: Youth and crisis. New York: Norton.
Marcia, J. E. ( 1994). The empirical study of ego identity. In H. A. Bosma, T. L. G. Graafsma, H.D. Grotevant, & D. J. de Levita (Eds.), Identity and development: An interdisciplinary approach. Thousand Oaks, CA: Sage.
Anderson, D. F., & Cychosz, C. M. (1995). Exploration of the relationship between exercise behavior and exercise identity. Journal of Sport Behavior, 18(3), 159-166.
Anderson, D. F., Cychosz, C. M., & Franke, W. D. (1998). Association of exercise identity with measures of exercise commitment and physiological indicators of fitness in a law enforcement cohort. Journal of Sport Behavior, 1/(3), 133-141.
Anderson, D. F., Cychosz, C. M., & Franke, W. D. (1001). Preliminary Exercise Identity Scale (EIS): Norms for three adult samples. Journal of Sport Behavior, 14{ 1 ), 1 -9.
Leighton, D., & Swerissen, H. (1995). Correlates of vigorous physical activity in young adults during school transition. Australian Psychologist, 30, 113-118. M.
Dunn A., Trivedi, M. H., Kampert, J. B., Clark, C. G, & Chambliss, H. O. (1005). Exercise treatment for depression: Efficacy and dose response. American Journal of Preven- tive Medicine, 18,1-8.
Tyson P, W ılson K, Crone D(1010). Physical activity and mental health in a student population. Journal of Mental Health,December 1010; 19(6): 491–499.
Wardle, J., Steptoe, A., Gulis, G., Sek, H., Todorova, I., Vogele, C., & Ziarko, M. (1004). Depression perceived control, and life satisfaction in university students from central-Eastern and western Europe. International Journal of Behavioural Medicine, 11(1), 17–36.

Prof. Dr. Çetin İŞLEGEN
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Spor Hekimliği

Bu yazı Bilim ve Ütopya'nın şubat 2017 sayısında yayımlanmıştır. Metnin orijinal başlığı "Fiziksel Aktivitein Lise ve Üniversite Öğrencilerinin Eğitim ve Sağlığına Etkisi"dir. Tarafımızca değiştirilerek yaynlanmaktadır.

 

Spor