
Zhou Hanedanlığının “kayıp” krallıklarına ait büyüleyici mitolojik eserler yeni bir sergide sergileniyor.
Çin tarihi Ejderhalar, Anka Kuşları ve Kaplanlar gibi mitolojik imgelerle ünlüdür ve tarihçiler bu tür motiflerin kökenlerini uzun süredir araştırmaktadır. Şimdi yeni bir sergi bu parçalanmış tarihin bazı boşluklarını dolduruyor ve ziyaretçileri 3.000 yıllık Çin sanatçılığıyla buluşturuyor.
San Francisco’daki Asya Sanat Müzesi’nde bu bahar sergilenen “Anka Krallıkları: Çin’in Bronz Çağı’nın Son Görkemi” başlıklı sergi, Çin’in Bronz Çağı’ndan 150’den fazla eseri bir araya getiriyor. Bu eserler müzenin açıklamasına göre Çin medeniyetinin beşiği olan Yangzi Nehri boyunca üç bin yıl önce yaşamış kültürlerden geliyor. Müzenin CEO’su ve erken dönem Çin tarihçisi Jay Xu, devlet gazetesi China Daily’den Deng Zhangyu ve Lia Zhu ile konuştu:
“Çin arkeolojisinin altın çağını yaşıyoruz. ‘Anka Krallıkları’, mit ile tarih arasındaki boşluğu kapatıyor ve ziyaretçileri bu muhteşem eserler aracılığıyla geçmişle yüz yüze getiriyor.”

Bu “altın çağ”, ülkenin çok önemli bir döneminin sanatsal ve manevi dünyasını aydınlattı: Yaklaşık M.Ö. 1050’den 221’e kadar süren çok devletli Zhou Hanedanlığı dönemi. Zhou Hanedanlığı, imparator Qin Shi Huang’ın krallıkları fethedip Çin’i birleştirmesiyle sona erdi. Böylece ilk Çin Seddi’nin ve ünlü terakota askerlerinin yapımını başlatan kısa ama etkili Qin Hanedanlığı başladı.
Jay Xu, açıklamasında şunları söyledi:
“Kayıtlarda hiçbir zaman anlam ifade etmeyen bariz boşluklar vardı. Qin’in hangi devletleri fethettiğini biliyorduk -tarihçileri bunu yazmaktan büyük mutluluk duymuşlardı- ancak eski krallıkların inançlarıyla sonraki hanedanlarda çoğalan imgeleri bağlayan sanatsal kanıtları kaçırıyorduk. Çin sanatının neden Anka Kuşları, Kaplanlar ve Yılan benzeri Ejderhalarla dolu olduğunu hiç merak ettiniz mi? Bugün belirgin biçimde Çin sanatına ait olduğunu düşündüğümüz stiller nereden geliyor?”

Sergideki eserler Qin tarafından “kaybedilen” Zhou Hanedanlığının iki krallığına ait: Güney Çin’deki Zeng ve Chu kültürleri. Bu kültürler sırasıyla M.Ö. yaklaşık 1040-400 ve 1030-223 yılları arasında gelişti. Müzenin açıklamasına göre bu gruplar Qin Hanedanlığının yükselişinden önce “güçlü oyunculardı”. Qin, fethettiği devletlerin tarihini ve kültürünü acımasızca bastırarak âlimleri gömmüş ve kitapları yakmıştı.
ABD’de türünün ilk örneği olan bu sergi, Artnet’ten Tim Brinkhof’un bildirdiğine göre Çin’in Bronz Çağı arkeolojisinde uzmanlaşmış beş Çin müzesinden eserler içeriyor. Zeng ve Chu aristokratlarına ait antik mezarlarda bulunan eserler arasında yeşim objeler, bronz ritüel kapları, müzik aletleri, silahlar, törensel lake eşyalar ve bronz ile ahşaptan yapılmış cenaze eşyaları bulunuyor. Bu eserlerin birçoğu; suyun güçlü bekçileri olarak görülen Yılan benzeri Ejderhalar, cesaretin ve kudretin sembolü Kaplanlar ve uyumu simgeleyen efsanevi Çin Anka Kuşları gibi manevi açıdan önemli yaratıkları içeriyor.
Sergideki en eski parça 4.200 yıllık bir maskenin üzerindeki iki yırtıcı kuşun yeşim taşı oyma işlemidir. Bu eser, Yangzi Vadisi’nde bin yılı aşkın bir süre boyunca yaygınlaşacak olan “sırt sırta ruh rehberleri, güçlü uçan yaratıklar ve ritüel yüz örtüleri” gibi birkaç temayı ortaya koyuyor. Bir diğer eser ise 2.300 yıllık bir boyalı davul; Kaplanların sırtında duran Anka Kuşlarını tasvir ediyor. Müze, bu tür sanat eserlerinin Çin’in daha sonraki Qin ve Han hanedanlarını etkilediğini belirtiyor.

Serginin küratörü Fan J. Zhang, açıklamasında Anka Krallıklarındaki birçok gösterişli sanat eserinin eşsiz ve güzel oldukları için ulusal hazine olarak kabul edildiğini söylüyor ve bunların gerçekten de mit ile kayıtlı tarih arasında kayıp halkalar olduğunu ekliyor.
Not: http://www.smithsonianmag.com/ sitesinden doğrudan çevrilmiştir.