27 Mayıs’ın sağlık politikaları

Yazan
Prof. Dr. Hamit Zafer Kars
Yazının Okunma Süresi
6 dakika

27 Mayıs 1960 Hareketiyle halk sağlığı alanında yeni atılım gerçekleşmiştir. Milli Birlik Komitesi bu alanda köklü değişiklikler yapma kararlılığını devrimden hemen sonra açıklamıştır:

“Milli İnkılap Hareketi ile birlikte her sahada geniş çalışma imkanları açılmış ve kapsamlı bir program dâhilinde yeni yeni teşebbüslere girişilmiştir. Devrimci Türk Ordusu ve onun Hükümeti, öncülüğünü şimdi sağlık sahasında da göstermiş bulunuyor. Nitekim süratli bir tempo ile girişilen çalışmalar neticesinde sağlık hizmetleri yeni baştan planlanmış ve daha akılcı esaslara bağlanmıştır. Milli İnkılap Hükümetinin sağlık politikasını birkaç noktada özetlemek mümkündür: Bunlardan biri ve en mühimi muhakkak ki bu hizmetlerin köylü vatandaşın ayağına götürülmesidir. Halkımızın yüzde yetmişbeşini köylü vatandaşların teşkil ettiği Türkiye’mizde ilçeleri de dâhil ettiğimiz takdirde nüfusumuzun büyük çoğunluğunun asgari bir tıbbi ihtimama bile muhtaç bulunduğunu kestirmek için büyük bir deha sahibi olmaya ihtiyaç yoktur. İşte çalışmaların ilkini ve esasını bu yoldaki faaliyet teşkil edecektir ki bu konu üzerinde derhal harekete geçilmiş, gerekli çalışmalara başlanmıştır...

“Hükümet programı içerisinde çok ayrıntılı olarak yer almış olan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı programının diğer esaslı unsurlarından birkaçı ise koruyucu hekimliğin ön plana alınması, sağlık personelininin durumunu tanzim ve ıslahı ve köy sağlığı konusunun sağlam prensiplere bağlanması gibi noktalardır.” (1)

Devrim hükümetinin sağlık bakanı Prof. Dr. Nusret Karasu, 29 Temmuz 1960’ta İstanbul’da bir TTB toplantısında yaptığı konuşmada planlanan değişikliğin ipuçlarını şu sözlerle vermiştir:

“... tababetin sosyalizasyonu memleketimiz ve her vatandaşın tıp hizmetlerinden eşit faydalanması için tek çıkar yoldur. Bunu sağlamak için Hükümet ve diğer kamu sektöründe çalışan hekimlerin serbest hekimlik yapmalarına müsaade edilmemesi lazımdır.” (2)

Sosyalleştirme konusunda 16-17 Eylül 1960’ta Ankara Hıfzıssıhha Okulu’nda yapılan çalışma toplantısını açış konuşmasında SSYB Prof. Dr. Ragıp İner, çalışmaların gerekçelerini söyle sıralamıştır:

“Gerçi cari mevzuatımıza göre Türkiye’mizde tababet geniş ölçüde sosyalleştirilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar sağlık hizmetlerinin bazı sahalarında sosyal tababetin tatbikatı kısmen başarılı olmuş ise de diğer sahalarda tatbikat için gerekli koşullar tam anlamıyla sağlanamadığından mevcut sistemimiz tatmin edici tarzda geliştirilememiş ve dolayısıyla sağlık hizmetlerimiz de umulan hedefe ulaştırılamamıştır.

”... Bugünkü cemiyetler de zamanın çeşitli gelişmelerine uyarak iki sosyal nizamın arasında dizilmiş vaziyettedir. Bu iki sistem liberalizm ve devletleştirmedir. Tıp hizmetlerinin bu kaidenin istisnası bulunduğu iddia edilemez.

“Gerçekten de bugün ileri seviyeli memleketlerin büyük bir kısmı sağlık hizmetlerini çeşitli namlar altında sosyalleştirmiş veya tam anlamıyla bir devlet hizmeti haline getirmişlerdir.

“Memleketimizde de yılların verdiği tecrübelere dayanarak sağlık hizmetlerinin sosyal adalete uygun bir şekilde bilhassa köylük bölgelerdeki vatandaşlarımızın istifadelerine arz edilmesini temin amacıyla bu hizmetlerin sosyalleştirilmesi en pratik hal çaresi olacaktır.” (3)

Bakan Ragıp İner, hazırlanan yasanın MBK başkanlığına verilmek üzere olduğunu bu toplantıdan yaklaşık on gün sonra açıklamıştır:

“Milli Birlik Komitesi’nin Bakanlığımıza verdiği direktif şudur: Tababet, sağlık ve sağlığın idamesi, hak ve hürriyet bakımından sosyal ve ekonomik bünyemiz dikkate alınarak bütün memleket sathının koruyucu hekimliğe olan ihtiyacına ve sosyal adalet prensiplerine uygun müdahaleye imkân verecek şekilde organize edilecektir. Bu direktif ışığı altında ve meslekdaşlarımızın da kıymetli fikirlerini almak suretiyle ve oybirliğiyle hazırladığımız Tababetin Sosyalizasyonu

Kanunu’nu bugünlerde başkanlığa vermek üzereyiz.”(4)

MBK’nın sağlık alanında köklü değişiklikler yapma iradesini bir gerçek haline dönüştüren kişi dönemin SSYB müsteşarı Doç. Dr. Nusret Fişek olmuştur. MBK üyelerinden Albay Sami Küçük’le Cumhuriyet gazetesinin 1960 Temmuz’unda yaptığı bir röportajda MBK’nin sağlık konusunda yukarıda belirtilen görüşlerinin ifade edildiğini okuyan Nusret Fişek, bakanın da bilgisi dâhilinde Komiteyle temasa geçer, düşünülen değişiklikler için siyasi ilke kararları gerektiğini bildirir, talep üzerine bir rapor yazar, daha sonra da üç değişik plan hazırlar. 1960 Ekim ayında MBK’nin en kapsamlı planı benimsemesi üzerine 224 sayılı yasa tasarısı hazırlanır, tartışılarak son hali verilir ve Aralık ayının ortalarında MBK’ye sunulur. Yasa tasarısı, MBK’nin yasama süresinin son gününde (5 Ocak 1960) ve son saatlerde (saat 22 sıralarında) Albay Sami Küçük’ün başkanlık ettiği oturumda kabul edilerek yasalaşır. Yasanın pilot illerde uygulanmaya başlanması için Nusret Fişek, maliye bakanlığı bürokratlarıyla ayrıca mücadele etmek zorunda kalacaktır. (5, 6)

Dipnotlar

1) İnkılabımız. Sağlık Dergisi, Mayıs-Haziran 1960. cilt XXXIV, sayı 5-6, s. 196-197.

2) Sağlık Dergisi, Temmuz-Ağustos 1960, cilt XXXIV, sayı 7-8, s.294-297.

3) Sağlık D ergisi, E ylül-Ekim 1960, cilt XXXIV, sayı 9-10, s.389-392.

4) Sağlık D ergisi, E ylül-Ekim 1960, cilt XXXIV, sayı 9-10, s.387-389.

5) Nusret Fişek İle Söyleşi (18 Mart 1986). TTB Merkez Konseyi 3 Kasım 1992, Ankara, s.44.

6) Nusret Fişek: Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesinin Tarihçesi ve Temel İlkeleri. Prof. Dr. Nusret Fişek’in Kitaplaşmamış Yazıları. Sağlık Yönetimi. (Dirican R.) TTB, Ankara, 1997, s.117-128 içinde.

Bu yazı Bilim ve Ütopya’nın 44. sayısında yayımlanmıştır.

Sağlık Bİlimleri
Etiketler
27 mayıs
1960
ihtilal
sağlık
tıp
politika
siyaset