Toplumsal Mücadele

Nasıl cinsiyetsizleştirildi?

Kırlarda koşup oynayan, ağaçlara tırmanan, çatılarda gezerek özgürlüğün tadına ermeye çalışan, bundan da sonsuz haz duyan bir çocuktu. Ancak, kadınlığa ilk adımlarını atmasıyla özgürlüğü de yitip gitmişti. Sigmund Freud’un kadınlar için “anatomi kader”dir, sözünü doğrularcasına cinsel organı yüzünden içinde doğduğu toplumun bir parçası olarak ona nasıl davranılması gerektiği öğretilmeye başlandı. İffetini koruma görevini annesi üstlenmiş ise de,(1) erkek kardeşleri, akrabaları hatta komşuları da bu konuda annesine yardımcı olmuşlar ve elbirliğiyle cinselliğini denetlemeye kalkışmışlardı.

Materyalist Lenin ve emperyalizm

"Bizim doktrinimiz bir dogma değil, bir eylem kılavuzudur.(1) Biz, Marx’ın ya da marksistlerin, sosyalizm yolunu bütün yönleriyle tanıdığını savunmuyoruz. Bu, saçmadır. Biz, bu yolun yönünü tanıyoruz. Hangi toplumsal güçlerin oraya götürdüklerini biliyoruz. Ama, somut olarak, pratik olarak, ne olduğunu, işe koyuldukları zaman milyonlarca insanın deneyimi bunu gösterecektir.(2)"

19. yüzyılda İngiliz madencisinin durumu

19. yüzyıl İngiltere’sinde madenciler nasıl yaşar, hangi koşullarda çalışmak durumunda kalırlardı? Bilimsel Sosyalizmin kurucu önderlerinden, Marx’ın yakın çalışma arkadaşı Friedrich Engels’in 1845 yılında, henüz 25 yaşındayken kaleme aldığı “İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu” adlı yapıtı, bu konuda önemli ipuçları vermektedir. Ünlü İngiliz Marksist tarihçi Eric Hobsbawm, bu yapıt için, “bütün 19.

İşçiler Lenin'i anlatıyor

Aramızda Benderin adında bir adam vardı. Bir çiftlikte neredeyse her şeyi yapabilirdi: soba kurmak, bir dizi raf kurmak, bir atlı kızak yapmak ya da istediğiniz ne olursa olsun…

Bir gün bir akça ağaç kesmek için koruya gitti. Testere yaparken aniden birinin “Merhaba!” dediğini duydu.

Etrafa bakındı, tabii ki, bir adam gördü.

“Üzgünüm efendim. Sizi görmedim.” dedi.

“Ben ‘senin efendin’ değilim!” diye cevap geldi. “Ben Yoldaş Lenin’im!”

Benderin “Tekrar özür dilerim, Yoldaş Lenin.” dedi.

“Pekâlâ, işine devam et!” diye ısrar etti Lenin.

Bir fotoğrafa altyazı

Pazardı ve sabahtı. Artık bırakılmış bir bağın içinden aşağıya, asfalt yola indim. Gazetemi aldım, aynı yoldan eve dönüyorum. Yamaçta bir çeşme ve çeşmenin yanında ceviz ağacı var. Gölgesine çömeldim. Şöyle bir gözgezdirmek için açtım gazeteyi. Elini bana uzatmış gördüm onu. (Cumhuriyet, 25 Ağustos 1991.) Göğsüne dolanan halata asılı, uzağa (ve belki geleceğe) bakan gözlerindeki gülümseyişte, bir tarihin başlangıç amacı ile bitişindeki anlam arasında, mantığı derinden sarsan karşıtlık duyumsanabilirdi.

Yüzüncü yılında Ekim Devrimi

Ekim Devrimiyle birlikte, çağımızın büyük ve en etkili devrimci ideolojisi tarih sahnesine çıktı. Ekim Devrimi bilimsel sosyalizmin kılavuzluğunda oldu. Daha sonra dünyada sömürüye, baskıya, zorbalığa karşı arkada kalan 100 yılda yapılan büyük eylemlerde bilimselsosyalizmin bayrağını görüyoruz. Kemalist Devrim, 1911 Çin devrimi, Cezayir’in kurtuluşundan bugün Venezuela’ya kadar hep Ekim Devriminin ve bilimsel sosyalizmin etkilerini görüyoruz.

1917'nin kadınları

1917 yılının Uluslararası Kadınlar Günü’nde Petrograd’ın Vyborg ilçesindeki kadın tekstil işçileri greve çıkıp işliklerini terk etti ve yüzlercesi bir fabrikadan diğerine giderek işçileri greve katılmaya çağırdı, polis ve askerle şiddetli çatışmalar yaşadı.

Ernesto Guevara’dan “Che”ye giden yol

Dünya onu “Che” olarak tanıdı. Oysa bu bir isim bile değil, Kübalı yoldaşlarının ona takılmak için kullandıkları bir seslenişti. Zira Ernesto Guevara, La Plata çevresinde doğan tüm Arjantinliler gibi “dost” anlamına gelen “che” seslenişini sık sık kullanırdı. Sesin kökeni Apache, Tehuelche, Mapuche, Picunche benzeri Amerikan yerli adlarında “halk-kişi” anlamında görülür. La Plata nehri çevresindeki en büyük halk olan Guarani dilinde “ben, benim” gibi anlamlara gelen bu sesleniş Arjantin’de günlük dile yerleşmiştir. Ama Karayiplerde bu biçimde konuşmak komik kaçmaktadır.

“Son İstanbul” bir Türkiye ütopyası olabilir miydi?

Prof. Dr. Çağatay KESKİNOK
ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı

 

Azmanlaşan, azmanlaştığı ölçüde doğal ve tarihi çevresini ve mekânını yok eden İstanbul bir Türkiye ütopyası olabilir mi? Azmanlaşan İstanbul, kapitalizmin “küreselleşme” adına bir kenti nerelere sürükleyeceğini gösteriyor. Bu biçimde büyüyen İstanbul, Türkiye’nin artan bölgesel eflitsizliklerinin, kırdaki ve tarım ve hayvancılık sektöründeki sömürü ve yoksulluğun göstergesidir. Azmanlaşan İstanbul, depremin ardından Van’da sarılamayan yaraların nedenidir."
 

 Latin Amerika’da ABD destekli darbeler

Özgür UYANIK
Arjantin

 

Latin Amerika’nın askeri darbelerle tanınıyor olmasının temel nedeni dünyanın en büyük emperyalist gücü ABD’nin “arka bahçesi” olmasıdır. Kuzeyin bu büyük gücü, daima, yarattığı ekonomik bağımlılığı aşan bir askeri hegemonyayla kendini göstermiştir. Ayrıca kıtadaki ülkelerde işbirlikçi dar bir sınıfın egemenliğinde silahlı bir bürokrasi yarattı. Latin Amerika orduları bu nedenle oligarşiyle sıkı bir ilişki içinde oldu.