tarih

Cumhuriyet Dönemi'nde neler yaptık

Türk Bilim ve Teknoloji Tarihçiler’nin uzun bir süreden (hiç değilse 1980’den) beri araştırmayı ihmal ettikleri dönemlerden birisi de Cumhuriyet Dönemi’dir. Bunun kanaatime göre iki temel sebebi bulunmaktadır:

1. Bu dönemin henüz tarihsel bir araştırmanın konusu olabilecek kadar zamansal bir derinlik kazanmadığı inancı ve

Neo ve Post ölürken

Kavramlar sınıfsal işlevleri ve tarihsel anlamlarıyla ortaya çıkarlar. Mesela Kemalizm kavramının içeriğini, devrimin önderi Atatürk sınıfsal işlevi ve tarihsel rolü bağlamında tanımlamıştır: “Türk Devriminin yaptığı işler.” Gördüğümüz gibi bu tanımda doğrudan doğruya eyleme yapılan bir vurgu vardır.

İslam tarihindeki akılcıları savunmanın önemi

İslam kültüründe Engizisyonun olmadığı söylenir. Bu anlatıya göre Engizisyon Batıya has bir kurumdur. Bizim kültürümüzde olsa olsa tekil ve istisnai örnekler vardır. Bu örnekler de aydın ve yönetici sınıf içindeki kişisel çatışmaların bir sonucudur. Oysa İslam tarihine biraz yakından baktığımızda akılcılıkla nakilcilik, özgür iradeyle kader, bilimle hurafe, tanrıtanımazcılıkla tanrıcılık, materyalizmle idealizm arasında çağlar boyunca süren büyük kavgalar yaşanmıştır. Bu kavgalar ve çatışmalar düşünsel zeminde cereyan etmiş ama hep bir iktidar ve toplum tasarımının sonucu olagelmiştir.

Şerefeddin Mağmûmî ve Osmanlı Tıp Kitapları

İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden birisi olan Şerefeddin Mağmûmî (1869-1927), İstanbul’da doğdu. Tıp tahsiline Kuleli İdadi-yi Tıbbî Mektebi’nde başladı ve üç sene sonra Gülhane Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriyyesi’ne girdi. Buradaki arkadaşları arasında Abdullah Cevdet, İbrahim Temo, İshak Sükûtî, Hikmet Emin gibi İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin kurucu isimleri de bulunuyordu. 1894’te buradan tabip yüzbaşı olarak mezun oldu ve birkaç sene boyunca İmparatorluğun muhtelif şehirlerinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele etti.

Epigenetik: Genetik determinizme darbe

Yakın bir zamana kadar dişi ve erkekten yavrusuna sadece genlerin aktarıldığı ve kalıtımın bu yolla olduğu varsayılıyordu. Gen ötesi, genetik dışı, genetik olmayan anlamına gelen epigenetik bilimiyle birlikte durumun tamamen öyle olmadığı; çevresel deneyimlerin, yaşam tarzının, alışkanlıkların, davranışların, psikolojik durumun, hatta büyük baba ve babanın yediklerinin-içtiklerinin olumlu ya da olumsuz sonuçlarının da yavruya aktarılabildiği ortaya çıktı.

Tarih Ne İşe Yarar?

Oswald Spengler’in (1880-1936) Der Untergang des Abendlandes (Batı’nın Çöküşü, 2 Cilt, 1918-1922) adlı eserinin yayımlanmasından sonra tarih biliminin gizil bir işlevi daha açığa çıkmıştır: “Geleceği öngörmek ve tasarlamak!”

Doktorlar ve salgın hastalıklarla ilgili Sovyet posterleri

Koronavirüsle mücadelede hekimler ve sağlık çalışanları, en ön cephede mücadele ediyor. Tüm insanlık onlara çok şey borçlu.
Tüm dünyayı saran bu salgının aşılmasında ve bu dönemin en az kayıpla atlatılmasında onların işlerini daha rahat yapmalarını sağlamak, onlara destek olmak ve onların tavsiyelerini harfiyen yerine getirmek büyük önem taşıyor.

Atatürk’ün kurduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi üzerine

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Türk Devrimi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yenileşme politikaları açısından ne anlama geldiğini anlamak için, önce yapısına ve çalışma düzenine bakmak gerekir. ‘Türk bilim dünyasına araştırıcılar ve ortaöğretim düzeyindeki okullara öğretmenler yetiştirmek üzere’ kurulan kurum, belki de Türkiye’nin ‘üniversite'nin gerçek anlamına uygun örgütlenmesini amaçlayan ilk kuruluşudur.