şiir

İnsani derinlik ve düşünsel yaratıcılık arasındaki gerilimin şiir ustası: Edip Cansever

Yahya Kemal’in ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çok özlü anlatımlarla dile getirdiği üzere, modern şiirimizde mısra örgüsünden vezin ve uyağa, temalardan dil ve söyleme kadar şiire ait hemen bütün unsurların yönünü belirleyen Tevfik Fikret’in ardı sıra Yahya Kemal ve Ahmet Haşim, şiirin siyasal yüklerini eksilterek dile Fikret’le başlayan güncel söylemi aşılama çabasına ivme kattılar.

Bir mihenk taşı olarak Nâzım Hikmet

Nâzım Hikmet günümüzde yaşasaydı, acaba “Ulus Devlet”e karşı olur muydu? Kimlik bunalımı geçirir miydi? “İkinci Cumhuriyetçi” olur muydu? Bir Murat Belge ve bir Baskın Oran’ı “adam” yerine almasak da bir zamanlar TKP Genel Sekreterliği yapmış Haydar Kutlu (Nabi Yağcı) gibi bir “Müflis Solcu” olur muydu? Devrim karşıtı bir Anti-Kemalist olur muydu?

Bu nedenle bir mihenk taşıdır Nâzım Hikmet.

İkinci Yeni ve imgenin serüveni

"O dönemin çoğu ozanı sanki sokak ortasına bırakılmış gibidir. Ama içlerinde bir 'dünyayı değiştirmek' isteği vardır. Böyle bir istek gelişip bilince dönüşme olanağı bulamazsa 'nihilizm'le, bu olanağı bulursa 'toplumculuk'la sonuçlanır. Bu açıdan değerlendirecek olursak, 1954-1960 arası İkinci Yeni şiiri nihilist bir şiir olarak tanımlanabilir. 1960’tan sonrası, birçok İkinci Yeni ozanının nesnel ortamın yarattığı olanaklardan yararlanıp nesnel gerçeklerden etkilenerek toplumcu şiire yöneldiklerini görüyoruz."