özgür uyanık

Latin Amerika’da 21. yüzyıl sosyalizmi

21. yüzyıla girerken emperyalizm Latin Amerika'yı yönetemez halde, yalnız kısa vadeli çıkarlarının peşindeydi. 1999 krizinin arifesinde ilk zafer çığlığı Venezuela'dan duyuldu: İsyancı asker Chavéz, Başkan seçildi. Birkaç yıl içinde zincirin halkaları her ülkede tek tek kırıldı. Seçim yoluyla gelen halkçı ve milli nitelikli yönetimler, yüzyılın ilk on yılına damgalarını vurdu.

Amerika’yı fetheden adam: Hernán Cortés

Meksika, 27 Eylül 1821’de İspanya’yla zincirlerini kırıp bağımsızlığını ilan etmişti. Fakat bağımsızlık önderleri rahiplerdi ve kurdukları devlet de din egemenliği altında bir imparatorluktu. Bu tuhaftı, zira Meksikalılar İspanyolları kovmuştu ama halen onların dini boyunduruğunu sürdürüyordu. Neyse ki bağımsızlıkçılar güçlendi ve 1823’te bir federal cumhuriyete geçebildi. Bağımsızlıkçılar iktidara geldiklerinde akıllarında bir isim vardı: Hernán Cortés.

Fidel: İki asrın muzaffer devrimcisi

25 Kasım 1956 sabaha karşı, içinde Fidel, Raul, “Che”, Camilo, Juan Almeida dahil 82 devrimciyi taşıyan emektar “Granma” teknesi Meksika sularından ayrıldı. Tekne açık sularda yol almak için yetersizdi. 30 Kasım’da “Santiago de Cuba” kıyılarına varmaları gerekiyordu. Fakat yükü nedeniyle çok ağır seyrediyordu. Bu yüzden çıkartma ile eşgüdümlü başlaması gereken ayaklanma yarım kaldı. Plan açığa çıkmıştı. 2 Aralık gece yarısı Granma karaya oturdu. Yardım botu su aldığından mühimmatın bir kısmını çıkarabildiler. Üçüncü gün kuşatılmışlardı. Yoğun bombardıman altında dağıldılar.

Ernesto Guevara’dan “Che”ye giden yol

Dünya onu “Che” olarak tanıdı. Oysa bu bir isim bile değil, Kübalı yoldaşlarının ona takılmak için kullandıkları bir seslenişti. Zira Ernesto Guevara, La Plata çevresinde doğan tüm Arjantinliler gibi “dost” anlamına gelen “che” seslenişini sık sık kullanırdı. Sesin kökeni Apache, Tehuelche, Mapuche, Picunche benzeri Amerikan yerli adlarında “halk-kişi” anlamında görülür. La Plata nehri çevresindeki en büyük halk olan Guarani dilinde “ben, benim” gibi anlamlara gelen bu sesleniş Arjantin’de günlük dile yerleşmiştir. Ama Karayiplerde bu biçimde konuşmak komik kaçmaktadır.

Venezuela’da sosyalizmin sorunları

Venezuela’da Bolivarcı Devrim’in geleceği artık yalnızca bu ülkeyi değil tüm Latin Amerika’yı ve dolayısıyla hepimizi ilgilendirir duruma geldi. Günümüz dünyasında bırakalım devrimci olmayı, demokrat olmanın kıstası dahi Venezuela’da hangi cephede yer aldığımıza göre belirleniyor. Demokratlık hiç olmazsa halkın kendi kaderini tayin etmesi prensibine dayandığından en başta emperyalist kuşatmayı reddetmelidir. Aklı başında hiç kimse emperyalist saldırı ve kuşatma altında, varlık mücadelesi veren bir ülkenin sorunlarını doğal siyasal süreçlerde çözemeyeceğini bilir.

Latin Amerika’da medyatik savaş: Karşı devrim canlı yayında

2002 Nisan ayında Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chávez’in askeri bir üsse kaçırılmasıyla başlayan darbe sırasında bu ülkede bulunan İrlandalı gazeteci Kim Bartley tüm olanları kaydetmişti. Bartley daha sonra bu kayıtları birleştirerek oluşturduğu belgeseline “Devrim Televizyonda Gösterilmeyecek” ismini verdi. Bartley, bir devlet başkanının hiçbir şey olmamış gibi ortadan kaybolmasının; ardından bir grup iş adamı, bürokrat, asker ve hatta kilise yöneticisinden oluşan bir grubun iktidara el koymalarının televizyonda normal bir durum gibi yayınlanmasının tanığı olmuştu.

 Latin Amerika’da ABD destekli darbeler

Özgür UYANIK
Arjantin

 

Latin Amerika’nın askeri darbelerle tanınıyor olmasının temel nedeni dünyanın en büyük emperyalist gücü ABD’nin “arka bahçesi” olmasıdır. Kuzeyin bu büyük gücü, daima, yarattığı ekonomik bağımlılığı aşan bir askeri hegemonyayla kendini göstermiştir. Ayrıca kıtadaki ülkelerde işbirlikçi dar bir sınıfın egemenliğinde silahlı bir bürokrasi yarattı. Latin Amerika orduları bu nedenle oligarşiyle sıkı bir ilişki içinde oldu.