Nasıl sarhoş oluruz?

Kimyasallar arasında pek çok alkol çeşidi vardır, ama bizim içtiğimiz genelde etanoldur. Etanol molekülünün kendine has yapısıysa, alkolün şişede durduğu gibi durmamasına sebep olan şeyin ta kendisi… Bu molekül oldukça küçüktür ve sadece iki karbon, altı hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Suda çözünebilen bir molekül olması sebebiyle kana hızla karışır ve tüm vücudu, özellikle beyin ve karaciğeri, hızla gezer.

İçtiğiniz belli bir miktar etanol mideden geçerek ince bağırsağa ulaşır ve buradan emilerek kana karışır; kan aracılığıyla da beyne taşınır. Bizi alakadar eden kısım da burada başlıyor. Etanolun beyin üzerindeki etkilerinin mekanizması tam anlamıyla aydınlatılmış olmasa da çoğunluk tarafından kabul görmüş ve sağlam bulgularla desteklenmiş birkaç teori mevcut.

Dil dolanması, hafızada bulanıklık gibi etkilerin, etanolun glutamat reseptörlerine bağlanması sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Bu reseptörler normalde beynin diğer kısımlarından gelen sinyalleri almakla yükümlüler. Fakat ortamda bulunan etanol, sinyallerin yolunu tıkayıp onların reseptörlere bağlanmasını engelleyip, normal sinyal akışını bozuyor ve genel olarak beyin fonksiyonlarının yavaşlamasına sebep oluyor.

Ek olarak etanol, normal şartlar altında beyin aktivitesini yavaşlatmakla görevli olan GABA (gama-aminobütrik asit) reseptörlerine de bağlanıyor. Glutamat reseptörlerindeki etkisinden farklı olarak, bu sefer reseptörleri tıkama değil hassaslaştırma yönünde bir değişime sebep oluyor. Böylece, iki kanaldan beyni yavaşlatmış oluyor. Fakat bu yavaşlama hali, alkolün beyin üzerindeki tek etkisi değil; bir de dopamin ve endorfin üretimini tetiklemesi durumu var. Bu kimyasallar da mutluluk, keyif hislerine sebep olmalarıyla ünlüler.

Alkolün bize nasıl zarar verdiğini zaten sık sık duyuyoruz; bu sefer de sarhoşluğa nasıl sebep olduğunu kabaca açıklayalım dedik.

Hazırlayan: Saba BAŞKIR

Güncel Bilim
Etiketler
alkol
sarhoşluk
etanol
bilim ve ütopya
güncel bilim