Rift terimi, bir zamanlar bir bütün olan iki kütle arasında oluşan yarığı ifade ediyor. Bu yarık iki veya daha fazla fayla sınırlanmış olabilir. Bir anlamda litosferin kalınlığı boyunca kırılması veya çökmesini kapsıyor.
Dünya’nın en büyük fay hattı olarak da kabul edilen “Doğu Afrika Rift Vadisi”; Büyük Rift Vadisi, Afrika-Arabistan Rift Vadisi ya da sadece Rift Vadisi olmak üzere farklı isimlerle anılıyor.
Doğu Afrika Rift Vadisi, tamamı 6400 kilometre uzunluğunda olan ve Doğu Afrika’dan Lübnan’daki Bekaa Vadisi’ne ve oradan da Türkiye’nin güneyindeki Amik Ovası’na kadar uzanan büyük rift sisteminin en büyük bölümünü oluşturuyor.
Büyük Rift’in oluşumunda Afrika levhası ve Arap levhası olarak iki büyük levha rol oynuyor. Vadinin adı kâşif John Walter Gregory tarafından konmuş. Vadinin genişliği 30-100 kilometre, yüksekliği ise birkaç yüz metreden- 4500 metreye kadar ulaşabiliyor.
Doğu Afrika Rift Vadisi, Nubiya levhası ve Somali levhası olarak adlanmış iki minör levha arasındaki fay hattını ifade ediyor. Bu fay hattı, Afrika’nın doğusunda, Etiyopya'nın kuzeyinden Mozambik'in ortalarına kadar kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda 1000 km uzanıyor.
Vadinin oluşum süreci, hem levha hareketlerine hem de magma hareketlerine bağlı olarak 30 milyon yıl önce Erken Oligosen’den itibaren başlıyor. Oluşum süreci 8 milyon yıl önce Miyosen sonlarında sona eriyor. Günümüzde de vadinin açılması 1mm/yıl olarak devam ediyor.
Doğu Afrika Rift Vadisi’nin oluşumuyla birlikte birbirine bağlı olarak gerçekleşen bir dizi değişim, sonuçları bakımından evrimsel açınımın en büyük tetikleyicilerden kabul ediliyor. Çünkü rift vadisinin oluşumu topografik değişimi, jeolojik değişimi, Alize rüzgârları gibi hava akımlarının davranışlarını değiştirmesi bakımından meteorolojik değişimi dolayısıyla da klimatolojik (iklimsel) değişimi, bitki örtüsü ve yaşam yelpazesi bakımından ekolojik ve biyolojik değişimi sağlamış. Bu değişimler de kaçınılmaz olarak çeşitliliği ve türleşmeyi doğrudan etkileyerek, sonuçları içinde insanın da bulunduğu evrimsel açınımda çok büyük adımların atılmasına neden olmuş.
Doğu Afrika Rift Vadisi ve Büyük Rift Vadisi, kıtasal bir rift olup, jeolojik olarak uzaklaşan levha sınırının en güzel örneğini oluşturuyor.
Levha sınırları; uzaklaşan levha sınırları, yaklaşan levha sınırları ve tranform levha sınırları olarak üç farklı şekilde olabiliyor.
Uzaklaşan levha sınırları, okyanussal ya da kıtasal özellikte, yaklaşan levha sınırları okyanusal-kıtasal, okyanusal-okyanusal veya kıtasal-kıtasal özellikte olabiliyor.
Uzaklaşan levha sınırlarında mekanizma şöyle işliyor; birbirinden ayrılmakta olan iki kıtasal levha plakası gerilmeye neden oluyor. Bu gerilmeye bağlı olarak; litosferin (kıtasal kabuk) altından yükselen magma bir yandan kimyasal ve yoğunluksal değişimlere neden olurken, diğer yandan manto üzerindeki kabuğu üste doğru itip, kabuğun kabarmasına ve basınç (stres) sonucunda kabuğun incelerek, çok sayıda kırık, çökme ve çatlak oluşmasına neden oluyor. Bu şekilde; vadiler düşerken, etraflarındaki alanlar da bu mekanik (fiziksel) serbest kalışın etkisiyle birlikte yükseliyor. Sonra kabuk iyice gerilip inceldikçe, rift vadileri gelişiyor ve vadi tabanlarından lavlar akmaya başlıyor. Yayılmanın daha fazla sürmesi, kıtayı, dar bir deniz yolu gelişinceye kadar ayırıyor. Eğer yayılma yine de sürerse, okyanus sırt sistemi oluşuyor ve okyanus havzası gelişerek büyümeye başlıyor.
Prof. Dr. Nurdan İNAN
Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Yazının tamamı Bilim ve Ütopya'nın ocak 2018 sayısında!