Yeni Kıta “Zelandiya” Tanınma Savaşı Veriyor

Çoğunluğu su altında bulunan büyük kara parçasını tanımlamak Plüton’u gezegen olarak tanımlamaktan daha karmaşık olabilir. Yerbilimciler, Yeni Zelanda’nın altında, uzun süre gizli kalmış Zelandiya adını verdikleri bir kıtanın bulunduğunu ifade ediyorlar. Ancak kimse yeni bir kıta belirlemek için resmen sorumlu olmadığından, bilim insanları buna kendileri karar vermek durumundalar. Bir grup yerbilimci, GSA Today’in Mart/Nisan sayısında yeni kıtayla ilgili bilimsel savlarını sundu, Zelandiya’nın yaklaşık 4,9 milyon kilometrekare yer kaplayan bir kıta kabuğu olduğunu savundu. Bu, Hindistan alt kıtasıyla yaklaşık olarak aynı büyüklüğe denk geliyor. Çoğunluğu su üstünde kalan diğer kıtalardan farklı olarak Zelandiya’nın yaklaşık %94’ü okyanusun altında saklı. Sadece Yeni Zelanda, Yeni Kaledonya ve birkaç küçük ada deniz dalgalarına tepeden bakıyor. Yeni Zelanda, Dunedin’deki GNS Science’da yerbilimci ve araştırmanın ortak yazarı olan Nick Mortimer, “Okyanusları kurutabilseydik, Zelandiya’nın okyanusal kabuğun yaklaşık 3000 metre üstünde duracağı çok açık. Eğer okyanus seviyesinin altında olmasaydı onu hak ettiği gibi tanırdık, yani bir kıta olarak” diyor ve ekliyor: “Ancak bu büyük kara parçası, kıta unvanı kazanmak için zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya. Gezegenler ve yerbilimsel zamanın aksine, yeni bir kıtayı resmen onaylamak için uluslararası bir heyet bulunmuyor. Mevcut kıtaların sayısı zaten belirsiz. Genellikle 6 ya da 7 olarak kabul ediliyor, yerbilimciler Avrupa ve Asya’ya bir bütün olarak bakarak ‘Avrasya’ diyorlar. Kıtanın varlığını destekleyenler ‘Zelandiya’ terimini kullanmaya başlamalılar. Umarım bu isim tutar.” Bilim insanları Yani Zelanda’nın, çoğunluğu su altında bulunan “Zelandiya” adlı kıtanın ortasından yükseldiğini ileri sürüyorlar. Zelandiya’nın kıtalar arasına katılmasını destekleyen Burlington’daki Vermont Üniversitesi’nden yapısal yerbilimci Keith Klepeis, izlenecek bu garip yolun kimsenin kıtalara yeni bir tanesinin eklenmesini beklememesinden kaynaklandığını söylüyor. “Bu keşif, bilimde büyük ve bariz şeylerin de gözden kaçabildiğini gösteriyor.” Mortimer ve arkadaşları 10 yıldan uzun süredir Zelandiya için kanıt topladıklarını ve artık bir kıtanın genel tanımını karşılayacak özelliklerini bulduklarını söylediler. Bölge, daha yoğun olan ve okyanusal kabuğu oluşturan volkanik yanıktaşın aksine granit gibi kıtasal kayaçlardan oluşuyor. Ayrıca Zelandiya, aralarına giren okyanusal kabuk sayesinde yakınındaki Avustralya’dan konumsal olarak bağımsız. “Eğer Zelandiya Avustralya’ya fiziksel olarak bağlı olsaydı, önemli haber gezegenimizde yeni bir kıta olduğu değil, Avustralya kıtasının 4,9 milyon kilometre kare daha büyük olduğu olurdu.” diyor Mortimer. Deniz yüzeyinden yükselen diğer yerbilimsel şekiller ya kıtasal kabuktan oluşmayan, volkanlarla dolu denizaltı platoları ya da Grönland gibi çevrelerindeki kıtalara bağımlılar. Yerbilimcilerin önerdiğine göre, “Zelandiya” adı verilen büyük kara parçası kıta olarak kabul edilebilir. Zelandiya’nın sadece %6’sı deniz seviyesinin üstünde olsa da, Yeni Zelanda da dâhil olmak üzere başka kıtaların da kenarları sınırları boyunca suyun altında bulunuyor. Ancak kıtanın boyutu çekişmeli bir konu. Kıtalar için boyut alt sınırı bulunmuyor. Mortimer ve meslektaşları 1 milyon kilometrekarelik bir sınır öneriyorlar. Eğer bu sınır kabul edilirse Zelandiya, Avustralya’nın %60’ından biraz daha fazla büyüklüğe sahip olarak açık ara en küçük kıta olacak (Kıtanın boyutuna hem su altındaki hem de üstündeki alanlar dâhil). Bilim insanları kıtasal kabuğun küçük bölümlerini “kıtacık”, daha büyük kıtalara bağlı olan kıtacıkları ise “alt kıta” olarak adlandırıyorlar. Mortimer ve meslektaşları, “Büyük kıtacıklardan olan Madagaskar’ın yaklaşık 6 katı büyüklüğünde olan Zelandiya’ya kıtacık yerine kıta demek daha doğru olur” diyerek sözlerini tamamlıyorlar. Ottawa’daki Carleton Üniversitesi’nden yerbilimci Richard Ernst, “Zelandiya gri bölgede kalıyor.” diyor. Ara bir terimin kıtacıkla kıta arasındaki eksiği dolduracağını öneriyor. Bu tanım sadece Zelandiya’yı değil, on milyonlarca yıl önce Avrasya’ya çarpan Hindistan gibi tam da kıta olmayan bölgeleri de kapsayacak nitelikte. Bu tarz bir çözüm 2006’da gezegenlikten, o dönem yeni çıkmış “cüce gezegenliğe” düşürülen Plüton hakkında izlenen yola benziyor. Bilim insanları önceden, Yeni Zelandiya ve komşularının çeşitli adalar, tarih olmuş kıtaların kısımları ve diğer yerbilimsel ıvır zıvırlar olduğunu varsayıyorlardı. Mortimer, “Zelandiya’yı bir kıta olarak tanımak, bilim insanlarının eski süperkıtaların parçalarını birleştirmelerine ve yerbilimsel güçlerin zamanla nasıl büyük kıta parçalarını biçimlendirdiğini araştırmalarına yardımcı olabilir” diyor. Zelandiya, oluşumuna büyük olasılıkla süperkıta Gondwana’nın güneydoğu köşesinde, bu büyük kara parçasının yaklaşık %5’ini oluşturan bir parça olarak başladı. 100 milyon yıl önce ise Gondwana’dan ayrılmaya başladı. Bu ayrılma Zelandiya’yı uzattı, inceltti ve şeklini değiştirdi. Bunun sonucunda da bölge deniz seviyesinin altına indi. Kıta olarak önerilen Zelandiya, Avustralya’nın doğusunda yaklaşık 4,9 milyon kilometre karelik alan kaplıyor ve çoğunluğu Pasifik Okyanusu’nun altında bulunuyor. Sadece Yeni Zelanda gibi birkaç noktada deniz seviyesini aşıyor. Çeviri: Defne DURU Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/newly-identified-continent-zealandia-faces-battle-recognition

Bilim
Etiketler
bilim ve ütopya
zelendiya