Sahtelikler çağı

Yazan
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Yazının Okunma Süresi
4 dakika

Ne iş yaptığı belli olmayan insanların söyledikleri gündem oluyor. Kötü taklitler asıllarından daha çok ilgi görüyor. Şaklabanlar, soytarılar, şarlatanlar el üstünde tutuluyor. İnsanlığa neredeyse dünyanın sırrını verdiğini iddia edenler her gün televizyonlarda boy gösteriyor. Nitelikli kitaplar, dergiler, insanlar sistemin kenarlarına itiliyor; onlara şöyle bir göz ucuyla bakılıp yine cehaletin ve yüzeyselliğin rahat kucağına oturuluyor. Serbest piyasa denilen ve paranın Tanrı olduğu bu sistemde herkes cüzdanına göre değerlendiriliyor. Cüzdanınız kalın, kredi kartlarınız çoksa sizden muteber insan olmuyor. Kadınlar katlediliyor, gerici yobazlar bu durumun sorumlusunun “Mustafa Kemal’in getirdiği çağdaş hayat koşulları olduğunu” yazıyor. Emperyalistler, sözde ilerici aydınların yayınladığı bildirilerde “uygar dünya” oluveriyor. Böylece uygarlaşmamızın ön koşulunun kendimizi onlara beğendirmek olduğunu öğreniyoruz. Mucize formüllerle, harika yiyeceklerle halkımız zehirleniyor. Her gün kaçırılan, öldürülen, betona gömülen, yakılan vatandaşlarımıza tanık oluyoruz. Bu hakikatleri moral bozmak için değil değiştirmek için yazıyoruz. Çünkü gerçeğe karşı üç tavrın olduğunu biliyoruz:
Birinci tavır, gerçeği görmezden gelmek ve sübjektivizmin hayal dünyasında gezmek. Kendi kafamızdakileri hakikatin yerine koymak.
İkinci tavır, gerçeği görüp umutsuzluğa kapılmak ve büyük değişimlere sırtımızı dönmek. Bir bakıma karamsarlığa demir atmak.
Üçüncü tavır, gerçeği görmek ve onu görmekten korkmayıp irade ortaya koymak ve gereğini yapmak.
Biz üçüncü tavrı paylaşanlardanız. Çünkü gerçeği görenlerin değiştireceğini biliyoruz. Çağdaş Çin’in kurucusu Mao Zedung “düşmanı stratejik olarak küçümseyin, taktik olarak önemseyin” demişti. Biz de yukarıdaki hakikatlerin mutlaka yenileceğini biliyor ve insanlığın büyük toplumsal atılımlara doğru gidişatına yönelik bilincimizi koruyor ve bu karamsarlığı küçümsüyoruz. Ancak bu hakikatler somut olarak karşımızda olduklarından onları yenme zorunluluğunu da ciddiye alıyoruz. Çünkü sahtelikleri yani insanın insana, ürettiği ürüne, topluma ve cinsiyetine yabancılaşmasını ortadan kaldırmanın ancak ortak hareket ederek, el ele vererek olacağının farkındayız. Farklılıklarımız, anlaşmazlıklarımız, birbirimize katılmadığımız noktalar olabilir. Fakat bu dergiye katkı sunanlar ve okuyanlar olarak hepimiz insanın, hayatın, dünyanın, edebiyatın, sanatın ve elbette bilimin sahteleştirilmesinden büyük bir rahatsızlık duyuyoruz. Peki neden? Yani niye biz rahatsızız da X yazar, Y okur değil? Çok basit. Hâlâ topluma, halka ve yurdumuza karşı sorumluluklarımız var. Bunun acısıyla, enerjisiyle, öfkesiyle, mutluluğuyla hareket ediyoruz. Ve bu sahtelikler çağının kapanacağını biliyoruz. Bu bilincimiz tarihten ileri geliyor. Aydınlanmacıları hatırlayın. Diderot’nun rahibeler okuluna kapatılıp istismar edilen ve sonra intihar eden kız kardeşi aklımıza gelsin. O büyük aydınlanmacının yaşadığı acılara rağmen “İnanılması gereken dogmalarınız var. (…) Bütün bunlar mitolojiden, paganizmden başka bir şey değil” meydan okuyuşu aklınıza gelsin. Gelsin çünkü bu insanlar krallıkta yaşıyor ve her an tepelerinde sallanan ölüm tehdidiyle mücadele ediyorlardı. Bir avuçtular ve Ansiklopedi gibi büyük bir eser yarattılar. İşte o bir avuç insanın açtığı yol ve çığır bizim güneşimiz oldu. Biz onlara göre çok daha elverişli koşullarda ve büyük olanaklara sahip olarak yaşıyoruz. Bu nedenle umutsuzluğa kesinlikle yer yok.
Değerli yazarlarımıza bu sayıya yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ederiz.

Bilim ve Ütopya direniyor
Siz değerli okurumuzu geçen sayımızda da bilgilendirmiştik. Hepimiz zor ekonomik koşullardan geçiyoruz ve buna dergimiz de dâhil. Maliyetlerin olağanüstü bir şekilde artmasına rağmen derginin fiyatına zam yapmamakta direniyoruz. Ricamız sizin magaza.bilimveutopya.com.tr’ye girerek, eski sayılarımızdan almanız, dergimize abone olmanız, e-arşiv ve e-dergilerimizden edinmenizdir. Bunların birini ya da arzu ederseniz daha fazlasını yapmanız bilim ve aydınlanma meşalesinin sönmemesini sağlayacaktır.
Desteklerinizi bekliyoruz.
Mutlu bir ay dileğiyle…

Çiviyazısı