Rus ve Bulgar arşivlerinden gizli belgelerle Nâzım Hikmet Bulgaristan’da

Nâzım Hikmet, 1951 Haziran’ında Türkiye’den ayrılıp Moskova’ya geldikten sonra, ilk yurtdışı gezisini ağustos ayında Berlin’e yapmıştı. Nâzım, Berlin’de III. Dünya Öğrenci ve Gençlik Festivali’ne katılmış ve herkes tarafından büyük ilgi görmüştü. Nâzım, bu seyahatini, Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) örgütlenmesi açısından da değerlendirmişti.(1)

Nâzım, bu gezisinde, 9 Eylül 1944 tarihinde ülkesinde iktidarı alan Bulgar Komünist Partisi tarafından Bulgaristan’a davet edildi. Nâzım, Berlin’den döndükten kısa bir süre sonra eylül ayının başında en üst düzeyde ağırlandığı Bulgaristan’a geldi. Burada çok yeni başlayan sosyalizmin inşa sürecini gözlemlemek istiyordu. Aynı zamanda 9 Eylül’de devrimin yıldönümü dolayısıyla Sofya’daki törenlere katılacaktı. Türk şair, ayrıca Türkiye’den Bulgaristan’a sığınmış siyasi mültecilerle de temas kurmak amacındaydı. Buradaki Türkler ve Bulgar Komünist Partisi, hem TKP’nin Türkiye’deki Merkez Komitesi’yle ilişkiye geçmek açısından önemliydi, hem de Bulgaristan, Türkiye’den kaçması gerekenler için ilk duraktı.(2)

Ancak Nâzım’ın Bulgaristan’a davet edilmesinin daha öncelikli bir amacı vardı. 1950’nin hemen başlarında Bulgaristan’daki Türk nüfus arasında yeni rejimi benimsememekten kaynaklanan hoşnutsuzluklar baş göstermiş, buna bağlı olarak da Türkiye’ye bir göç hareketi başlamıştı. Bulgar iktidarı, ilk etapta Bulgaristan Türklerinin göçüne izin vermiş ya da göz yummuştu. Ancak daha sonra bunun bir hata olduğu değerlendirilince, göç hareketinin durdurulması için çaba gösterilmeye başlandı. Nâzım’ın Sofya dışında Türk bölgelerini gezmesi ve oradaki yerel ahaliyle temas etmesinin buna bir yardımı olacağı düşünüldü.

Nâzım da sosyalizmin Bulgaristan Türklerinin hayatında neleri değiştirdiğini incelemek arzusundaydı. Nâzım, daha kısa bir süre önce kendisini Moskova’da ziyaret eden bir grup Bulgar aydınına, “Memleketinize gelmeyi çok arzu ediyorum. Orada 500.000 Türk var, onlarla görüşüp konuşmam gerekiyor” demişti.(3)

Bulgar kamuoyunda Nâzım

Türk şair, Bulgar kamuoyu ve aydınları açısından yabancı bir isim değildi. Daha 1945’te Antifaşist Gençlik Birliği’nin “Nâzım Hikmet” Türk Şubesi kurulmuştu.(4) Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nde 15 Ocak 1950’de Sofya’da Nâzım Hikmet’in ülke çapında daha iyi tanıtılması ve hapishaneden kurtarılması için çalışacak bir Teşebbüs Komitesi oluşturulmuştu. Aydınlardan oluşan bu komite, Türk şair üzerine yayınlar yapmış, eserlerini çevirmiş, ona destek sağlamak üzere kamuoyu oluşturmuştu. Öte yandan Bulgaristan’da Nâzım Hikmet’in şiirleri değişik gazetelerde, dergilerde yayınlanmış, Bulgar Komünist Partisi ve gençlik kolları da Nâzım’ın şiirlerinden örnekleri süreli yayınlarında Bulgarca ve Türkçe olarak basmıştı.(5)

Nâzım Hikmet’in cezaevindeyken açlık grevi başlatması üzerine Bulgar yazarları, 15 Mayıs 1950’de bir bildiri yayımlamışlardı:

“Biz, bugün Türk halkının ve dünya ilerici şiirinin gururu olan büyük şair Nazım Hikmet’e Türkiye yöneticilerinin reva gördükleri haksızlık ve gaddarlık karşısında ürperiyor ve alabildiğine üzülüyoruz… Nâzım Hikmet’in bir an önce serbest bırakılması için bütün dünya ilerici kamuoyu tarafından ısrarla ileri sürülen isteklere bizler de katılıyoruz. Büyük Türk şairinin hapislerde ölüp gitmesine asla yol verilmemelidir. Hiçbir dürüst kimsenin vicdanı buna katlanamaz. Türk yöneticileri eğer çağımızın en seçkin şairlerinden birinin ölümüne sebep olmak gibi utanç verici bir vebal altında kalmak istemiyorlarsa, bunu anlamalıdırlar.”(6)

Bildirinin devamında da şunlar ifade edilmişti:

“Nâzım Hikmet'in tek suçu, Türk emekçilerinin ilham veren milli şairi olmasıdır. Bütün yaşamı ve edebiyat eylemi boyunca Türkiye’de burjuva sömürüsüne karşı mücadelenin simgesi durumuna gelen bu insan, Türkiye'de geniş halk yığınlarının en çok sevdiği şairdir. Onun şiiri, ülkesinin bağımsızlığını kabaca çiğneyen faşistlere çevrilmiş bir silahtır. Uzun hapishane yılları da onun savaşçı direncini kıramadı. Ateşli şiirleriyle o, bugün barış ve demokrasi mücadelesi veren antiemperyalist cephenin en ön saflarında yer almaktadır. Biz, Türkiye halkının ve bütün ilerici insanlığın övüncü olan böyle bir şaire Türk hükümetinin gösterdiği acımasızlık karşısında derinden sarsılmış olduğumuzu bildiririz.”(7)

Bu çalışmalar, Bulgaristan toplumu üzerinde de etkisini gösteriyordu. Momçilgrad’da (Mestanlı) toplantı yapan ve sayıları 400-500 civarında kadınlı erkekli Türklerden oluşan bir grup, Nâzım Hikmet’i desteklemek için Sofya’da kurulan komiteye telgraf çekmişti. Toplantıda söylenen şarkılar ve Türk Okulu öğrencileri tarafından okunan Nâzım’ın şiirleri ilgiyle dinlenmişti.(8)

Son Notlar

(1)Nâzım’ın Berlin ziyaretinin ayrıntıları için bkz. Mehmet Perinçek, “Nâzım Hikmet Berlin’de: Gizli Raporlar, Yayımlanmamış Yazılar ve Mektuplar”, Toplumsal Tarih, No. 285, Eylül 2017, s.70-88.

(2)Nâzım, bu ziyaretinin öncesinde buradaki Türklere ve Bulgaristan’ın önemine ilişkin Moskova’daki yetkililere yazdığı mektuplarda ve onlarla yaptığı görüşmelerde değinmişti. Bkz. age, s.75, 77, 85.

(3)Blaga Dimitrova, Nâzım Hikmet v Bulgariya, Bulgarski Pisatel, Sofiya, 1952, s.5; Blaga Dimitrova, Nâzım Hikmet Bulgaristan’da: Yolculuk Notları, “Narodna Prosveta” Devlet Neşriyatevi, Sofya, 1955, s.3.

(4)Bu bilgiye Yayan Ziştovi AGB (Antifaşist Gençlik Birliği olmalı) “Nâzım Hikmet” Türk Şubesi’nin 1945 yılında yayımladığı bir kitaptan sahibiz. Bkz. Örümcekler ve Sinekler, Yayan Ziştevi AGB “Nâzım Hikmet” Türk Şubesi, Ziştevi, 1945.

(5)İbrahim Tatarlı, “Dünya Demokratik Güçlerinin Nâzım Hikmet’i Hapisten Kurtarma Mücadelesi”, Nâzım Hikmet ve Bulgaristan, Derleyen ve Türkçeye çeviren: Fahri Erdinç, Sofya Press, Sofya, 1976, s.59-60.

(6)Age, s.59-60.

(7)A. A. Babayev, Nâzım Hikmet: Jizn i Tvorçestvo, İzdatelstvo “Nauka”, Moskva, 1975, s.203; Ekber Babayev, Yaşamı ve Yapıtlarıyla Nâzım Hikmet, Cem Yayınevi, İstanbul, 1976, s.205-206.

(8)Mehmet Akpınar, Süleyman Köksal, “Türkiyeli Komünistlerin Bulgaristan Türklerinin Dil ve Eğitimindeki Etkisi”, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, No. 21, 2016, s.255.

Dr. Mehmet PERİNÇEK
İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü

Yazının tamamı Bilim ve Ütopya'nın ocak 2018 sayısında!

Tarih
Etiketler
Nazım Hikmet
rusya
bulgaristan
mehmet perinçek
bilim ve ütopya