2017'de Yerbilimleri'nde neler oldu?

Çevremizdeki tüm hızlı ve göze çarpıcı gelişmelerde olduğu gibi yerbilimlerinde de son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerden en fazla dikkat çekenlerini özetleyebiliriz.

Son yirmi yıla kadar yerkabuğuyla sınırlı olan bilimsel araştırmalar; gelişen teknoloji, ihtiyaçlar, stratejiler ve insanoğlunun daha çok öğrenme ve anlama isteği nedeniyle farklı boyutlara taşındı. Bu bağlamda, çekirdek ve manto üzerine yapılan derin sismik, deneysel ve gözlemsel araştırmalar mekânsal olarak öne çıkarken, zamansal olarak da Pre-Kambriyen ve Kuvaterner dönemleri daha ayrıntılı incelemelere konu oldu. Günümüzde jeolojik ve jeofiziksel araştırmalarda; nümerik, analitik (özellikle radyometrik tarihlendirme), deneysel ve yüksek çözünürlüklü (görüntü, resim, kayıt vb.) veriler elde edilebiliyor. Bununla birlikte, levha tektoniği kuramı içinde birçok özgün ve bir o kadar da karmaşık olan levha davranışları üzerine üretilen sayısal modelleri, yerküresinin evriminin detayları olarak ilgiyle izleniyor. Başta kaya gazı olmak üzere yeni ve kaynak oluşturan yeraltı zenginliklerinin ortaya çıkarılmasının yanısıra, yenilenebilir enerji kaynaklarından jeotermal enerjinin etkin kullanımı da tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor.

Gelecek nesiller için gezegenimizi daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir kılmak için yerküresiyle ilgili çalışmalarda yerkabuğu-atmosfer ilişkisini konu alan disiplinler arası araştırma ve projeler ön plana çıkıyor. Bununla birlikte, madencilik faaliyetlerinde çevre duyarlılığının daha da arttığı gözleniyor.


Çekirdek ve manto üzerine yapılan derin sismik, deneysel ve gözlemsel araştırmalar mekânsal olarak öne çıktı.

 

Gerek uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri, gerekse insansız hava ve uzay araçları sayesinde hem dünyamız hem de diğer gezegenlerin atmosferi, jeolojisi ve enerji kaynakları anlaşılmaya ve tartışılmaya başlandı.

Dünyamız, son buzul çağından sonraki ilk post-glasiyel (buzul sonrası) dönemi yaşıyor olması nedeniyle ve farklı koşulları olacak bir geleceğe doğru ilerlerken; paleo-iklim, kutuplar-buzullar, dünyanın ısısı, deniz seviyesi değişimleri, su kaynakları, kirlilik ve doğal kaynaklar gibi konularla daha çok dikkat çekmeye başladı.

Bir taraftan arkeolojik kazılarla geçmiş aydınlanırken, diğer taraftan gezegenimizin bize sunduğu jeolojik mirasın da değerini anlamaya ve kavramaya başladık.

Sağlıklı ve daha uzun yaşam için sağlık ve tıp alanındaki alternatif tedavi yöntemleri arayışlarında tıbbi jeoloji kavramı içinde yerkabuğu malzemelerinin hayatımıza girdiğini görebiliyoruz.

Dünyamızın değişen tüm koşulları arasında doğal afetlerle mücadele kapasitemizi artırarak; depremler, volkan patlamaları, sel, kuraklık gibi kitlesel kayıpların olabileceği olayların önüne geçecek planlamalar ve çalışmalar dikkat çekiyor.

Yaklaşık beş milyar yıllık ömrünü tamamlayan dünyamızın evrimini anlamak için ortaya çıkan yeni bilgiler ve gelişmeleri izledikçe; kat edecek, öğrenecek, çözüm yolları arayacak ve gelişerek ilerleyecek çok uzun bir yolumuz olduğunu da görebiliyoruz.

Prof. Dr. Süha ÖZDEN
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Jeoloji
Etiketler
yerbilimleri
jeoloji
2017
bilimsel gelişmeler
süha özden
bilim ve ütopya