31 Mart’tan 15 Temmuz’a

Kuşkusuz tarihsel olaylar arasında benzerlikler kadar farklılıklar da hesaba katılmalı, dönemin koşulları dikkate alınarak tahlil yapılmalıdır. Fakat bunun yanında çeşitli siyasal aktörlerin dünya görüşü, o dünya görüşü doğrultusunda şekillenen program, o programın hizmetindeki siyasetler bir geleneği temsil ederler. Ya millete, halka, emekçilere dayanan bir ülke ve dünya özlemi için mücadele edilir ya da sömürücü ve baskıcı azınlıkların çıkarlarını savunan, sırtını emperyalizme dayayan işbirlikçiler ve vatan düşmanları olarak ülkeye ve millete karşı konumlanılır.
İngiliz destekli gerici bir girişim olan 31 Mart Ayaklanması tarihimizde vatana, millete, hürriyete ve meclise karşı girişilen ilk darbenin adıdır. 31 Martçılar, 1908 Devrimi’yle ülkemize Anayasa’yı ve Meclis’i getiren İttihat ve Terakki önderliğine karşı ayaklanmışlardı. Her ne kadar sloganları şeriat olsa da gerçekte İngiliz emperyalizminin zavallı kuklalarıydılar. İttihatçıların milliyetçi dünya görüşü ve bağımsızlıkçı eğilimlerine karşı dehşete kapılan İngilizler sadece Osmanlı’yı “hizaya” getirmeye çalışmıyorlardı. Gerici darbe girişimiyle aynı zamanda Müslüman sömürgelere örnek olacak bir iradeyi de yok etmek istiyorlardı. Bunun için muhalefeti kullandılar, mektepli subayları hedef aldılar ve İstanbul’da kısa süreli de olsa terör estirdiler. Fakat Hareket Ordusu milleti de kazanarak hainleri bertaraf etti ve emperyalizm destekli darbeyi ezdi.
15 Temmuz’un faili olan FETÖ’cülerin başı Fethullah Gülen’in üstadı Said-i Nursi, 31 Mart darbesinin düzenleyicileri arasındaydı. Derviş Vahdeti’yle birlikte kurdukları İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti aracılığıyla askeri kışkırtmış ve darbeyi örgütlemişti. Kendi siyasal çizgisinin devamcısı olan Fethullah Gülen’in de ABD’nin hizmetinde olması tesadüf değildir. Gericilerin vatanı yoktur, milleti yoktur; efendileri vardır. Ve ideolojileri nedeniyle her zaman kullanılmaya uygundurlar.
31 Mart Ayaklanması da 15 Temmuz da arkasında emperyalizmin olduğu darbe girişimleridir. İlkinde dönemin en güçlü emperyalist odağı İngiltere, ikincisinde ise ABD vardır.
31 Mart Ayaklanması da 15 Temmuz da ordu içinde örgütlenen ve kaderini yabancı devletlerle birleştirip vatana ve millete karşı silah doğrultan gericilerin işidir.
31 Mart Ayaklanmasını da 15 Temmuz’u da milletiyle birleşen ordu önlemiştir.
Eğer 31 Mart gerici darbesi önlenemeseydi, vatanımızın kurtuluşu bu durumdan olumsuz olarak etkilenecekti.
Fakat öyle olmadı! İttihat ve Terakki ayaklanmanın bastırılmasından sonra iktidarını güçlendirdi, ayaklanmadan yararlanarak kendi konumunu sağlamlaştırmak isteyen ve dar çıkarlarını düşünen Abdülhamit’in yerini V. Mehmet Reşat aldı.
Bu sayımızın ana yazısı konunun uzmanı olan Prof. Dr. Sina Akşin hocamıza ait. Değerli tarihçimiz ayaklanmanın tarihsel gelişimini, nedenlerini, aktörlerini bilimsel ve nesnel olarak ortaya koyuyor.
Doğan Avcıoğlu’nun 31 Mart’ta Yabancı Parmağı adlı makalesi ayaklanmada İngiliz emperyalizminin rolüne odaklanıyor.
Prof. Dr. Oğuz Aytepe, 31 Mart’ı öncesi ve sonrasıyla kronolojik olarak yazıyor ve bize günbegün süreci yaşatıyor.
Dr. Mehmet Perinçek 31 Martçıların boğmak istedikleri 1908 Devrimi’ni, iki Rus aydınının gözüyle okura sunuyor. Bu yazı ilk defa Bilim ve Ütopya’da yayınlanıyor.

Kartpostallarda 31 Mart Sergisi
Kapak dosyamızı aynı zamanda büyük bir sergiyle taçlandırıyoruz. Açılışını 3 Nisan Pazartesi saat 18:30’da, Ankara Barosu Eğitim Merkezi Atilla Sav Sanat Galerisi’nde (Ihlamur Sokak No: 1 Kızılay – Ankara) yapacağımız “Kartpostallarda 31 Mart Ayaklanması” adlı sergimize bütün okurlarımızı davet ediyoruz. Sergi 9 Nisan’a kadar sürecek.

Kapak
Etiketler
15 temmuz
31 mart
abdülhamit
bilim ve ütopya
fetö