Leonardo da Vinci (1452-1519)

Ser Piero D’Antonio, Val d’Arno’daki Monte Albano Dağı’nın eteklerinde bulunan küçük Vinci köyünde, aile geleneğini sürdüren bir noter memuru idi. Bu köyün kadınlarından Caterina, 1452’de bir erkek çocuk dünyaya getirdi.(1) Bu çocuğa Leonardo adı verildi. Çocuğun anne ve babası doğumdan kısa bir süre sonra evlendiler, ancak birbirleri ile değil. Caterina köydeki çiftçilerden birine verildi, Ser Piero ise soylu bir bayanla evlendi. Çocuk babasının evinde büyütüldü. Çocuğun üvey annesi erkenden öldü ve daha sonra üç üvey annesi daha oldu. Ser Piero’nun pek çok çocuğu vardı ve Leonardo diğer çocuklar kadar sevilmiyordu. Leonardo gayri meşru olduğu için doğumu gizleniyor ve doğumundan utanç duyuluyordu. Buna rağmen Leonardo, İtalyan Rönesansı’nı canlandıran bir kişi olarak yetişmiştir. Hatta Leonardo’nun, İtalyan Rönesansı’nın nadide bir çiçeği olduğunu bile söyleyebiliriz. Leonardo, kökleri Orta Çağ’ın derinliklerine kadar uzanan Rönesans’ın simgesidir. Kendisini modern dünyanın önde gelen temsilcilerinden biri haline getiren sadece kendi yeteneğidir. Leonardo’yu kendisini insanlık tarihinde eşsiz kılan ayırıcı bir özelliği daha vardır; Leonardo sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir bilim adamıdır da.
Eğer anne ve babası, Leonardo doğduğunda evli olmuş olsalardı, babası, o günlerde mevcut olan eğitimin tüm olanaklarını ona sağlardı. Leonardo, iyi bir Latince ve muhtemelen Yunanca eğitimi alabilir ve üniversiteye(2) ya da bir hukuk ya da tıp okuluna gönderilebilirdi. Böylece, zamanın geleneksel eğitimini alabilir, sadece deneysel bilginin ne olduğunu bilmemekle kalmayıp, aynı zamanda kafası, gerçekle hiçbir bağlantısı olmayan ve mekanik olarak öğretilen ölü bilgiler olan retorik, diyalektik ve metafiziğin bütün çeşidi ile doldurulmuş olabilirdi. Ne mutlu bir tesadüftür ki Leonardo gayri meşru bir çocuktu; gayri meşru olması, kendisinin bir takım sanat, marifet ya da hünerlerle yetişmesine yeterli olacaktı. Sadece böyle küçük bir gayri meşru çocukta, vaktinden önce, sanata olan eğilimlerin, çeşitli yeteneklerin ve tuhaf hallerin ortaya çıkacağını varsayabiliriz. Ser Piero, Leonardo’yu Andrea del Verrocchio’nun (1435-1488) evine yerleştirdiğinde Leonardo çok gençti (13 yaşında, belki de daha genç yaştaydı). Bu olay, yaklaşık 1465 yıllarında oldu ve bundan sonra Leonardo ailesinden uzakta yaşamaya başladı. Babası 1469’a kadar Vinci’de kaldı; 1469’da noter memuru olarak atandığı Floransa’ya yerleşti. Ser Piero her zaman varlıklı bir kişi olmuştur; ancak şimdi, daha zengindi ve üstelik ailesi de genişlemişti. Ancak Leonardo bu ailenin dışında kalmıştı. Yine de Leonardo’yu sıkıcı bir evden Via del Agnolo’da bulunan Verrocchio’nun evine gönderdiği için Ser Piero’ya minnet duymamak elde değildir. Bu son derece uygun bir seçimdi. Verrocchio kuyumcu olarak yetişmiş olmasına karşın (ve 1471’e kadar asıl mesleği kuyumculuktu, kendisine de kuyumcu -orafo- adı verilmişti) aynı zamanda bir ressam ve heykeltraştı; ayrıca mimarlık için geometri de öğrenmişti (ancak onun mimarî tasarımlarından hiçbirisi bize ulaşmamıştır); bir marangoz ve bir bronz dökümcüsüydü; bazen mekanikle de uğraşırdı. Verrocchio’nun stüdyosunda (bottega), Leonardo, sadece sanat için değil, aynı zamanda bilimsel ve serbest düşünme için de gerekli eğitimi alabilirdi. O günlerde sanatçılar, yardım almaksızın her şeyi kendi başlarına yapmak zorundaydılar; uygun çerçeveleri ya da tuvalleri, temel ve karışık boyaları, yağları, vernikleri ve tutkalları hazırlarlardı. Heykeltıraşlığın kendine özgü zorlukları vardı; kalıplar hazırlanmalıydı ve heykeltıraş, bir kahramanın kalıbı üzerinde çalışırken (Verrocchio’nun Bartolommeo Colleoni’nin heykeli için yapmak zorunda olduğu gibi) mekanik aletlere ihtiyaç duyabilirdi. Verrocchio Rönesans’ın en önemli sanatçılarından biridir. Donatello’nun sanatsal ideallerini Leonardo’ya aktaran odur; ancak, bilimsel araştırma tekniklerini ve bilim aşkını Leonardo’ya aşılayan kişi olmasına karşın, yeteri derecede takdir görmediğini biliyoruz.

George SARTON
Çeviren: Prof. Dr. Yavuz UNAT

Sarton on the History of Science, Essays by George Sarton, Selected and Edited by Dorothy Stimson, Cambridge, Massachusetts 1962, s. 121-148 (Dört Öge, Felsefe ve Bilim Tarihi Dergisi, Nobel Yayınevi, 2. Sayı, Ekim 2012, 11-36).

Yazının tamamını Bilim ve Ütopya dergisinin mart  sayısında okuyabilirsiniz…

Kapak
Etiketler
george sarton
italya
leonardo da vinci
rönesans