Kapak

Uzayda bilim yapmak

Gece gökyüzü her zaman ilham verici olmuştur. İnsanlık bir yandan kendisine büyük bütünün küçük bir parçası olduğunu hissettiren gökyüzüne bakarak heyecan duymuş, bir yandan da gece gökyüzünde gözlediği gökcisimlerini daha iyi anlama ve bu cisimlerin konumlarından yararlanarak takvim, seyrüsefer vb. ile ilişkili bilgi ve teknikleri geliştirme fırsatı bulmuştur. Bilim ve teknoloji geliştikçe daha yetkin gözlem aletleriyle gökyüzüne bakılmış ve bunun sonucunda Evren hakkındaki bilgimiz hep artmıştır.

Uzayda ergonomi, yaşam ve psikoloji

Uzay çalışmalarının öne çıkarılan yönü hep mühendislik ve teknolojik konular olmuştur. Dar, kapalı ve içinden çıkılamaz bir araç içinde, yüksek ivmeli bir uçuşla yerçekimsiz bir ortama giden; orada alışılmadık biçimde yaşamını sürdüren insanların maruz kaldığı bedensel ve ruhsal stresler vardır; bunlar genellikle sıradan insanları uzay hekimleri kadar kaygılandırmaz. Uzay uçuşlarında psikolojik-psikiyatrik sorunlar görülebileceği konusuna, geçmişte yeterince önem verilmediğini NASA da itiraf etmiştir.

Bilim tarihinde uzay

20. yüzyılın başlarından bu yana ve özellikle son birkaç on yılda, disiplinler arası araştırmalar, tarih öncesi insanların belirli göksel olguları gözlemlediklerine ve evrenin yapısı hakkında düşündüklerine dair kanıtları güçlendirdi.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ve çevre sorunları

Yaşadığımız çağın çevre sorunları üzerinde düşünürken belirli yanılgılara dikkat çekme gereği var. “Küreselleşme” olarak gizemselleştirilmiş kapitalist-emperyalist yayılma ve tahakkümün, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki yıkıcı etkilerini göz ardı eden bir “çevrecilik” üzerinde düşünmek zorundayız. Yerküre üzerindeki çevre sorunlarının boyutları ve sonuçlarından hareketle, sorunun tüm ülkeleri ilgilendiren ve herkesin or tak sorumluluğundaki bir sorun olarak gösterilmesi gibi dolaylı ve karmaşık bir ideolojik çarpıtma ile karşı karşıyayız.

Kapitalizm eleştirisi olarak çevre ve eşitsizliğin politik ekonomisi

Uluslararası politik ekonomi alanında çevre sorununa yönelik hâkim yaklaşımlar, ağırlıklı olarak “ekolojik modernleşme” (Mol, Sonnenfeld ve Spaargaren, 2020) paradigmasından beslenir. Batı menşeili bu paradigma, alanında en köklü yaklaşımlar arasındadır ve günümüz siyaset yapıcıları üzerinde en fazla etkiye sahip olanıdır. Ekolojik modernleşme, birbirine bağlı üç temel ön kabulden hareket eder. Bunlardan ilki, “insan şovenizmi” (Kopnina, 2019) olarak da adlandırılan insan merkezcilik tezidir (anthropocentrism).

Deizm: Yeni orta çağa karşı aklın arayışı  

Diyanet dergisinin Ağustos 2017 sayısı Deizm, Nihilizm ve Ateizm Kıskacından İnsanlık başlığıyla çıktı. Buna göre “%99’u Müslüman” olarak tanımlanan Türkiye’de bu ezber bozuluyor ve yeni bir gelişme yaşanıyordu. MAK Danışmanlık Şirketinin 12-17 Haziran 2017 tarihleri arasında Türkiye’de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı adıyla, 30 büyükşehir, 23 il ve 154 ilçede, 5400 kişiyle yüzyüze görüşerek yaptığı araştırmada “Allah’ın varlığına ve birliğine, bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz?” içerikli soruya %4 oranında hayır cevabı veriliyordu.

Evrimin sesi olacağız!

"Şimdi kolları sıvama zamanı. Evrimin sesi olmak için harekete geçme zamanı!" 

 

Evrim Kuramı ortaöğretim müfredatından çıkarıldı. Bu haberi alır almaz Bilim ve Ütopya olarak tavrımızı koyduk. Evrime yönelik saldırının bilime yönelik saldırı anlamına geldiğini söyledik ve hazırlıklara giriştik. Yayın programımız farklı olmasına rağmen çok kısa bir sürede 20 yazardan katkı aldık ve elinizdeki özel sayı meydana geldi.

Cinsiyet ayrımının evrimi

Genlerden oluşan kromozomlar canlılığın cinsiyet ve yaşamsal özelliklerini ifade eden yapılardır. İnsanlarda cinsiyeti X ve Y kromozomu belirler. Birçok tek hücreli canlıda ise cinsiyet kromozomu bulunmaz, yaşamsal faaliyetlerini otozomal (vücut ile ilgili özellikleri belirleyen) kromozomlar üzerinden sürdürürler ve yeni nesillere gen aktarımını eşeysiz üreyerek yaparlar. Cinsiyetsiz olarak başlayan yaşam nasıl oldu da dişi ve erkek diye cinslere ayrıldı?