Böcekler yalan söylemez: Adli entomoloji ve DNA temelli yaklaşımlar

Dünyanın birçok ülkesinde üniversitelerde adli tıp eğitimi programlarına talep artmakta ve araştırmacıların suçları çözmeye nasıl yardımcı olduğu konusu, toplumda hayranlık uyandırmaktadır. Olay yerine özenle çekilen o sarı şeridin arkasını çoğumuz merak etmişizdir, ya da olay yerini hayalimizde canlandırıp olası kanıtları bulmaya çalışmışızdır. Hatta kendimizce en adaletli şekilde bir yargıya bile varmış olabiliriz. Ancak bir suçu aydınlatmak için kullanılmış olan sağlam ve bilimsel temellere dayandırılmayan geleneksel yöntemler geriye dönük olarak incelendiğinde, çok çelişkili kararlar ve hatalar olduğu görülmektedir. Bu nedenle bilimin birçok kolu daha somut kanıtlar aramıştır. Konu özellikle ölümlü vakalar olduğunda, hemen her zaman her yerde bulunan ve kendilerini dikkate alanlara asla yalan söylemeyen ve olayın gizeminin çözülmesine yardımcı olacak bir şahit bulunmaktadır: Böcekler…

Böcek bilimi entomoloji olarak bilinirken, böceklerin adli alanlarda kullanımı ise “adli entomoloji” olarak adlandırılmaktadır. Canlı organizmalar arasında en iyi adaptasyon yeteneğine sahip gruplardan biri böceklerdir ve yaşayan bütün hayvan türleri içerisinde hem tür çeşitliliği bakımından hem de sayısal olarak en yoğun bulunan grup yine böceklerdir. Böceklerin insanlar ile de çok çeşitli ilişkileri bulunmaktadır.  Bazıları bizimle aynı ortamlarda yaşayabilir, bazıları çeşitli hastalıkların taşıyıcısı olabilir. Bazıları da bitkisel üretimde zarara sebep olabilirken bazı böcekler yumurtalarını hayvanlar ve insanlar üzerine bırakabilirler ki bu grupta yer alan böcekler, adli entomolojinin çalışma alanlarının başında gelmektedir. Adli entomologlar, genellikle suç ile ilgili yeterli miktarda tıbbi delil bulunamadığı vakalarda, ilgili kanıtları yorumlamaya yardımcı olmak için böceklerin türleri, biyolojileri, davranışları ve ekolojileri ile ilgili bilgileri kullanmaktadırlar. Böceklerin kriminal olaylarda kullanılmasının en temel nedenlerinden biri, bir cesedi en kısa sürede tespit edip bulan canlı türlerinden olmaları ve cesedin çürümesinin her aşamasında var olmalarıdır. Böceklerin bu özelliklerinin yanı sıra, bazı böcek türleri, sadece kendilerine özgü yaşam ortamlarında ve iklim koşullarında bulunabilmektedirler. Bu bağlamda, böcekler cesedin olay yerinden taşınıp taşınmadığı hakkında da bilgi vermektedir. Adli entomologlar, cesedin ne kadar süreden beri tespit edildiği yerde bulunduğunu araştırırken, ceset üzerindeki ve cesedin etrafındaki böcek faunasını incelerler. Bu iki böcek faunası arasında bir farklılık olması durumu, cesedin bir yerden bir yere taşındığı fikrini oluşturur.    

Adli entomoloji terimi sadece böceklere yönelik bir kavram olsa da zaman zaman diğer eklembacaklıları, akarları, örümcekleri veya tatlı su karidesleri gibi omurgasızları içerecek şekilde de genişletilebilir. Adli entomolojiden elde edilen kanıtlar mahkemelerde kullanılabilmektedir. Sivil mahkemelerde ele alınan vakalar daha çok kentsel yaşam alanlarındaki veya depolanmış ürünlerdeki böcek istilaları ile ilgilidir. Ölü ya da canlı fark etmeksizin, bir canlı vücudunda böcek varlığı tespit edildiğinde ve bunun bir suç ile ilgili olabileceği düşünüldüğünde, bu durum mediko-legal dava kapsamına girmekte ve adli entomologlar bu tür davalara doğrudan dâhil olmaktadır.

Yazının tamamı Bilim ve Ütopya'nın haziran 2018 sayısında!

Arş. Gör. Esengül ÖZDEMİR
Arş. Gör. Emre İNAK 
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Entomoloji Ana Bilim Dalı

Bilim