Bipedalizmin evrimi

Bipedalizm nedir?

Bipedalizm, primat takımı içerisinde sadece Hominidae (insan ailesi) üyelerinde görülen, iki ayak üzerinde dik duruş ve yürüyüş hareketidir. Bu özellik insanın soy ağacında çok erken bir dönemde kazanılan oldukça önemli bir davranışsal basamak olarak insan ailesinin, insan üst ailesinden ayrımındaki temel özelliklerinden biridir. Bipedalizmle birlikte iskelet yapısında büyük morfolojik değişmeler gözlenmiştir.

Günümüzdeki araştırmalar bipedalizm sürecini, insan ailesinin farklı üyelerinde takip ederek anatomik yapıda gözlenen farklılaşmaları, beyindeki büyüme ve alet kullanımı gibi özelliklerin gelişimiyle doğrudan ilişkilendirmektedir.

Bipedalizm her ne kadar ilk ortaya çıktığı dönemde birdenbire olmasa da hominidler (insansılar) için zaman içinde diğer canlılara göre ayırt edici bir avantaj sağlamıştır. Ancak bu yeni davranışa uyum süreci sadece yavaş değil, aynı zamanda verimsiz ve zorlu bir dönem geçirilmesine neden olmakla birlikte ilerideki süreçlerde oldukça ciddi avantajlar sağlamıştır. Bunlar, yiyecek taşıyabilme, iki ayak üzerinde sabit durabilme, yırtıcıların saldırısını uzak mesafeden görebilme, tropikal iklimlerde vücut ısısını dengede tutabilme ve serbest kalan eller sayesinde alet yapıp kullanabilme yeteneklerini kazanma konularında kendini göstermiştir.

Dik yürüme yeteneğinin kazanılması ve gelişmesinin gerçekleştiği ortam hakkında ortaya atılan görüşlerden en gözde olanı, açık alanlara uyum sürecinde kazanıldığı yönünde olanıdır. Bu hipotezler en eski hominidlerin bir iklim değişimi periyodu boyunca evrim geçirdiğini ve yeni bir formun Afrika savanlarında (uzun otlarla kaplı alanlar) görülmeye başladığını öne sürmektedir. Ormanlık alanlarda yaşayan dört ayaklı apelere ait bir kolun zamanla daha açık alanlara uyum sağlaması ve giderek daha verimli bir şekilde bipedal hale gelmesi, günümüzde de en çok kabul gören görüşlerdendir. Dik durabilme yeteneği bu yeni ortamda bir avantaj olarak düşünülebilir, çünkü uzun otlarla kaplı alanlarda uzak mesafeleri görebilme hem toplayıcılıkta hem de yırtıcılara karşı koymada kolaylık sağlar. Ancak, paleoantropoloji alanında yapılan son keşifler en eski hominidlerin tamamen açık alanlarda değil, aksine ormanlık habitatlarda da yaşadıklarını, en azından milyonlarca yıl boyunca hem ormanlık hem de açık alanları birlikte kullandıklarını ortaya koymuştur. Bu da bipedalizm konusundaki bilgilerimizi gözden geçirmemizi gerektirmektedir.

Bipedalizmin kökeni:

Paleoantropolojik ve moleküler genetik çalışmaları Hominidae (insan ailesi) ile Pongidae (şempanze ve goril ailesi) ayrımının Geç Miyosen Dönemin başlarında gerçekleştiğini ileri sürmektedir. 7 milyon yıl öncesine tarihlendirilen insan ailesinin ilk üyesi Sahelanthropus tchadensis’in kafatası yapısı ve kafatasının omur bağlantısı bölgesi bize bu ilk üyeden itibaren bipedalizmin başladığını göstermektedir. Yani diğer bir deyişle bipedalizmin başlangıcı 7 milyon yıldan daha eski olmalıdır.
 

Prof. Dr. İsmail ÖZER
Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü
Paleoantropoloji Anabilim Dalı Başkanı

Yazının tamamı Bilim ve Ütopya'nın nisan 2018 sayısında!

Antropoloji
Etiketler
bipedalizm
insan evrimi
antropoloji
ismail özer
bilim ve ütopya