bilim ve ütopya

Birçok bilim insanı ilk Amerikalıların kıtaya karadan gelmediğinde artık hemfikir

Bu konu antropolojinin en tartışmalı konularından biriydi. Ancak bilim insanları bu tartışmanın artık sona ermek üzere olduğunu söylüyorlar. Bir grup önde gelen antropolog, Science dergisinde yayımlanan çalışmalarında, Amerika’ya yerleşen ilk halkın Clovis halkı olduğu hipotezinin artık geçersiz olduğunu ilan ettiler.
Yıllardır, Amerika kıtasına ulaşan ilk insanların, yaklaşık 13.500 yıl önce Bering boğazını yürüyerek geçen Clovis adlı bir grup olduğu anlatılıyordu.

Deizm ve hümanist epistemoloji: Mağaradaki resim, Bilişsel Devrim ve ‘cehaletin keşfi’

Yerleşik tanım, deizmin, Tanrı’nın varlığını kabul etmekle birlikte, Tanrılık vasfının yalnızca yaratmakla sınırlı olduğunu, Tanrı’nın evreni yarattıktan, insana ‘akıl’ denilen yetiyi bahşettikten sonra dünyanın akışına karışmadığını kabul eden ve öne süren akım olduğudur. Teoloji – Ontoloji odaklı ve bu dolayımda kendisini gösteren bu yerleşik tanımın tarihi 16. yüzyıla ve yoğunlukla akıl çağı olarak da anılan Aydınlanma’ya (18. yüzyıla) dayanmaktadır.

19. yüzyılda İngiliz madencisinin durumu

19. yüzyıl İngiltere’sinde madenciler nasıl yaşar, hangi koşullarda çalışmak durumunda kalırlardı? Bilimsel Sosyalizmin kurucu önderlerinden, Marx’ın yakın çalışma arkadaşı Friedrich Engels’in 1845 yılında, henüz 25 yaşındayken kaleme aldığı “İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu” adlı yapıtı, bu konuda önemli ipuçları vermektedir. Ünlü İngiliz Marksist tarihçi Eric Hobsbawm, bu yapıt için, “bütün 19.

Teizmin ötesi, Ateizmin berisi: Dinsel Tanrı’ya karşı sivil Tanrı arayışı olarak Deizm

Ateizm ve Deizm zorunlu olarak tek bir felsefi veya dini kimliklerle ilişkili görülmemelidir. Ateizm, Batı kültürünün merkezi kavramlarından biridir. Ancak Hıristiyan teolojiye gönderme yapan giriş niteliğinde veya özel olarak yazılmış kitaplar tarihsel olarak gayri sahih ve kavramsal olarak da karışıktır. Ateizm David Hume, Derida ya da Kristeva gibi filozoflar tarafından temsil edilen felsefi bir duruştur. Tarihte tüm ateistlerin bağlı oldukları belli, sistemli ve tanımlı hiçbir ideoloji yoktur. Ateizm, farklı kültürlere göre anlamı değişen çağrışımlara dayanır.

Bazı insanlar bağımlılığa daha mı yatkındır?

Bir noktaya kadar, evet. Psikologlar insanları bağımlılığa daha açık hale getiren birkaç karakteristik özellik tanımlamışlar. Bağımlı kişilik olarak tanımlanan bu durum, kişiyi belli davranışlara itiyor.

Bunlardan ilki dürtüsellik, bireyin sonuçları düşünmeden davranması. Bir diğeriyse heyecan arama hali, stresi kontrol edememe ve soyutlanmışlık hissi. Hemen herkes hayatlarının bir döneminde bu duyguları tecrübe eder; fakat bağımlı kişiliğe sahip olanlar kadar yoğun değil. Bu bireyler saydığımız hisleri oldukça yoğun yaşıyorlar.

Hint fakiri yatağında sismik dalga hareketi

Dalga hareketi çalışmalarında “U” şeklindeki yarı dönüşler gibi kimi yörüngeler imkânsız olarak düşünülür. Ancak Langevin Enstitüsü, Londra Imperial Koleji Fresnel Enstitüsü ve Multiwave Teknolojileri şirketinden araştırmacılar, elastik dalgaların belirli ortamlarda bu yörüngeyi takip edebileceğini gösterdiler. Bu çalışmaları, teorik bir modelin onaylanmasını sağladı ve Physical Review Letters dergisinde yayımlandı.

Alice Harikalar Diyarında Sendromu

Lewis Carrol’un yazdığı romandan ismini alan Alice Harikalar Diyarı’nda Sendromu, ilk olarak psikiyatrist John Todd tarafından gözlemlenmiştir ve semptomların bu hikayedeki olaylarla benzerliği dolayısıyla bu şekilde isimlendirilmiştir. Belki şans eseri belki değil; ama romanın yazarı olan Carrol’un da migrenin yanı sıra bu hastalıktan şikâyetçi olduğu bilinmektedir.

Aşk ve devrim

Altmış sekiz kuşağından biri olarak gözlemlemişimdir: Bir devrimcinin karşı cinsten birine âşık olması genellikle hoş karşılanmamıştır. Zaman zaman cinsel kaynaklı aşkın dünyayı değiştirmeye çabalayan insanlara yakışmayacağı düşünülmüştür. Devrim gibi ciddi bir mücadeleye, akıl dışı, tutkulu bir ilişki olan aşkın zarar vereceği sanılmıştır. Elbette farklı düşünen, bu anlamda aşka değer veren devrimciler de olmuştur. Burada, aşka bakıştaki temel yanılgı şu: Aşk iki kişi arasında kapalı bir ilişkidir.